Çanakkale savaşında ülkenin başında kim vardı?
Çanakkale'de Liderlik Koltuğunda Kim Oturuyordu?
Çanakkale Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı o destansı mücadele, aklına gelince hep bir heyecan kaplar insanı, değil mi? Peki, bu büyük mücadelenin en kritik anında, ülkenin sevk ve idaresi kimin elindeydi, hiç düşündün mü?
Deneyimlerime göre, Çanakkale'de ülkenin başında tek bir isim olmaz. Savaşın o çetin koşullarında, bir liderlik zinciri oluşmuştu. Ama eğer tek bir ismi soruyorsan, o isim Enver Paşa'dır. Kendisi, Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili olarak, savaşın genel stratejisinin belirlenmesinde ve ordunun yönetilmesinde başroldeydi.
Ancak işin aslı biraz daha karmaşık. Enver Paşa,
- Ordu Komutanı Mirliva Cevat Paşa (sonradan Çanakkale Kahramanı olarak anılacak olan),
- Ordu Komutanı Mirliva Esat Paşa ve
- Ordu Komutanı Mirliva Liman von Sanders Paşa gibi değerli komutanlarla birlikte çalışıyordu. Özellikle Liman von Sanders'in atanması, Almanların Osmanlı ordusu üzerindeki etkisini de gösteren önemli bir gelişmeydi.
Yani, Çanakkale'deki başarıyı sadece tek bir isme bağlamak doğru olmaz. Bu, bir ekip işiydi ve bu ekibin en tepesinde, dönemin siyasi ve askeri gücünü elinde bulunduran Enver Paşa vardı.
Şimdi gel, bu liderlik yapısının detaylarına biraz daha yakından bakalım:
Harbiye Nazırlığı ve Başkomutan Vekilliği: Enver Paşa'nın Rolü
Enver Paşa, 1913'ten beri Harbiye Nazırı idi ve Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte Başkomutan Vekili olarak da görevlendirildi. Bu, ona ordunun sevk ve idaresi konusunda geniş yetkiler veriyordu. Savaşın başlangıcında Almanya ile ittifak kararı alınması, Rusya'ya savaş ilanı gibi kritik kararların alınmasında Enver Paşa'nın etkisi büyüktü. Çanakkale Cephesi'nin açılmasıyla birlikte, buradaki stratejilerin belirlenmesinde de en üst düzeyde rol oynadı.
Deneyimlerime göre Enver Paşa, cesur ve atılgan bir liderdi ancak bazen stratejik öngörüsünde eksiklikler olabiliyordu. Örneğin, Sarıkamış Harekatı'ndaki hatalı kararları da onun liderlik tarzının bir yansımasıydı. Çanakkale'de ise daha çok savunma stratejisine odaklanılması, onun da bu cephenin önemini kavradığını gösteriyordu.
Sahadaki Komutanlar: Cevat Paşa ve Liman von Sanders
Çanakkale'nin kaderini belirleyen asıl mücadele, cephedeki komutanların dirayetiyle yazıldı. Mirliva Cevat Paşa, 18 Mart 1915'te İngiliz ve Fransız donanmalarının geçişini engelleyen o tarihi savunmanın başındaki isimlerden biriydi. Özellikle "Çanakkale geçilmez!" sözünün yankılandığı o günlerde, onun komutasındaki birlikler büyük bir kahramanlık gösterdi.
Diğer yandan, İtilaf Devletleri'nin Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yapmasının ardından kurulan
- Ordu'nun komutanlığına Alman Mareşali Liman von Sanders getirildi. Bu atama, Osmanlı ordusunun Alman etkisi altına girdiğinin açık bir göstergesiydi. Von Sanders, deneyimli bir askeri komutan olarak, çıkarma birliklerine karşı etkili bir savunma stratejisi geliştirdi. Onun taktiksel dehası ve disiplinli yaklaşımı, savunmanın başarısında önemli bir rol oynadı.
Eğer sen de bu büyük mücadeleyi daha iyi anlamak istersen, bu komutanların karargahlarında yaşadığı zorlukları, aldıkları kararların ardındaki mantığı araştırmanı öneririm. Sadece cephedeki askerlerin değil, arkadaki komutanların da ne kadar büyük bir yük taşıdığını göreceksin.
Ordu İçindeki Yapı ve Hiyerarşi
Çanakkale'deki askeri yapı, dönemin Osmanlı ordusunun bir yansımasıydı. Enver Paşa'nın Başkomutan Vekili olarak genel stratejiyi belirlemesi, daha sonra kolordu ve tümen komutanlarının bu stratejiyi sahaya yansıtması şeklinde bir hiyerarşi vardı. Bu hiyerarşi içinde, her kademedeki komutanın kendi sorumlulukları ve kararları vardı. Örneğin, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal (Atatürk)'in o destansı mücadelesi, doğrudan bir emir komuta zincirinden ziyade, sahadaki duruma anında müdahale etme yeteneğinin ve inisiyatifinin bir sonucuydu.
Deneyimlerime göre, bu tür büyük savaşlarda sadece tepedeki liderin değil, aynı zamanda sahadaki komutanların inisiyatifi ve kararlılığı da en az o kadar önemlidir. Mustafa Kemal'in Anafartalar'daki liderliği, ordunun moralini yükselten ve savaşın seyrini değiştiren bir faktör olmuştur.
Eğer sen de Çanakkale'yi okurken veya izlerken, bu komuta zincirini ve her birinin rolünü göz önünde bulundurursan, savaşın ne kadar karmaşık ve aynı zamanda ne kadar kahramanlık dolu olduğunu daha iyi anlayabilirsin.