Salavat ı Şerife nedir ve anlamı?

Salavatı Şerife: Anlamı ve Hayatımızdaki Yeri

Salavatı şerife, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e edilen dua ve salih amellerin en güzellerinden biridir. Kelime anlamı olarak "aziz, şerefli dua" demektir. Bu, Allah Resulü'ne (s.a.v.) Allah'tan rahmet, mağfiret ve selamet dilemektir.

Aslında salavat getirmek, hem bir kulluk vazifesidir hem de manevi bir hediyedir. Kur'an-ı Kerim'de defalarca emredilmiştir. Örneğin, Ahzab Suresi

  1. ayette şöyle buyrulur: "Şüphesiz Allah ve melekleri Nebi'ye salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." Bu ayet, Allah'ın bile Peygamberimiz'e (s.a.v.) salât ettiğini gösterir. Bizim de O'na salât etmemiz ne kadar büyük bir şereftir, değil mi?

Deneyimlerime göre, insanlar bazen salavatı sadece bir "alışkanlık" olarak görebilirler ama aslında her bir salavatın derin bir anlamı ve etkisi vardır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in hadislerinde belirttiği gibi, bir kere salavat getirene Allah on misli rahmet eder, on günahını affeder ve on derece yükseltir. Düşünsene, sadece bir "Allahümme salli alâ Muhammed" demenin sana bu kadar çok sevap kazandırması ne harika!

Salavatı Şerifenin Farklı Şekilleri ve İcerikleri

Salavatı şerifenin birçok farklı lafzı ve şekli vardır. En bilineni ve en sık okunanı şüphesiz "Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed" şeklindedir. Bu, "Allah'ım! Peygamberimiz Muhammed'e ve onun âline (ailesine, evlatlarına, şerefli cemaatine) rahmet et" anlamına gelir.

Ancak bunun dışında da farklı salavatlar mevcuttur. Örneğin, Tahiyyat duasında okuduğumuz "Esselâmü aleyke eyyühen-nebiyyu ve rahmetullahi ve berakâtuh" da bir selâm ve salâttır. Bir de Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in kendisinin öğrettiği, meşhur olan "Salâtı İbrahimiye" dediğimiz, namazların sonunda okuduğumuz uzun salavat da vardır. Bu salavat, hem Peygamberimize (s.a.v.) hem de Hz. İbrahim'e (a.s.) ve ailelerine rahmet dilemeyi içerir. Bu da bize, geçmiş peygamberlerin de aynı tevhid inancı üzere olduğunu ve bizlerin de onlarla bir bağımız olduğunu hatırlatır.

Önemli olan, hangi lafzı okuduğunuzdan ziyade, samimiyetle ve huşu içinde okumaktır. Bir kere bile olsa, samimi bir niyetle okunan salavat, binlerce kere laf olsun diye okunan salavattan daha makbul olabilir.

Salavat Getirmenin Manevi ve Maddi Faydaları

Salavat getirmek, gerçekten de hayatımıza birçok güzellik katar. Deneyimlerime göre, sıkıntılı anlarda bir salavat çekmek, insanın içini ferahlatır, kalbine bir huzur verir. Bu, Allah Resulü'ne (s.a.v.) olan sevginin bir yansımasıdır.

Hadislerde geçen bazı rakamlar da salavatın önemini vurgular. Örneğin, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Kim bana bir kere salât ederse, Allah da ona on kere salât eder." Bu, Allah'ın bize olan rahmetinin katlanarak artacağı anlamına gelir. Bir başka hadiste ise, "Kıyamet günü insanların bana en yakını, bana en çok salât edenlerdir." buyrulmuştur. Bu, salavatın ahirette de bize bir dost ve şefaatçi olacağının müjdesidir.

Peki, bunları hayatımıza nasıl daha iyi entegre edebiliriz?

  • Sabah ve akşam okumak: Güne başlarken ve günü bitirirken birkaç salavat okumak, hem günümüzü bereketlendirir hem de gecemizi huzurla geçirmemizi sağlar.
  • Zikir olarak kullanmak: Yürürken, iş yaparken veya boş kaldığınızda dilinize pelesenk edebilirsiniz. Her bir salavat, sizi Allah'a ve Peygamberimize (s.a.v.) yaklaştırır.
  • Dilekleriniz için vesile kılmak: Bir dileğiniz olduğunda, önce Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) salavat getirip sonra dileğinizi söylemek, duanızın kabul olma ihtimalini artırır.
  • Cuma günleri çoğaltmak: Cuma günleri salavat getirmek daha faziletlidir. Bu özel günde salavatı daha çok zikredin.

Salavatı Şerife ve Günlük Hayatımızdaki Uygulamaları

Salavatı şerife, sadece dilimizde bir zikir olmanın ötesinde, hayatımızın her anına yansıtabileceğimiz bir eylemdir. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) ahlakını, yaşayışını kendimize örnek almak da bir nevi ona salavat getirmektir.

Deneyimlerime göre, bir insan sevdiği birine nasıl bol bol dua ve iyi dilek gönderirse, biz de Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) salavat getirerek O'na olan sevgimizi ve bağlılığımızı gösteririz. Bu, O'nun sünnetine uymayı, O'nun yolundan gitmeyi de içerir. Mesela, O'nun sevdiği gibi nazik olmak, doğru sözlü olmak, insanlara yardım etmek de O'na sunulan bir salavattır aslında.

Günlük hayatımızda bunu daha somut hale getirmek için şunları yapabiliriz:

  • Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) hayatını öğrenmek: Siyer-i Nebi okumak, O'nu tanımak, O'nun hayatından dersler çıkarmak, salavatın manevi derinliğini anlamamızı sağlar.
  • O'nun ahlakını taklit etmeye çalışmak: Affedici olmak, sabırlı olmak, güler yüzlü olmak gibi güzel huylar edinmek, O'nun yolunda yürüdüğümüzü gösterir.
  • Sıkıntılı anlarda O'nu hatırlamak: Zor bir durumla karşılaştığımızda, "Ya Resulallah" diyerek O'nu vesile kılmak, O'na sığınmak da bir salavattır.

Unutmayalım ki, salavatı şerife, sadece bir ibadet değil, aynı zamanda bir sevgi ve bağlılık göstergesidir. Her bir salavat, hem dünyada hem de ahirette bize nur olur, bereket olur.