Allah'ın Zati sıfatları ve subuti sıfatlar arasındaki farklar nelerdir?
Allah'ın Zati ve Subuti Sıfatları Arasındaki Farklar
Allah'ın sıfatları, O'nun hakkında bildiğimiz ve bilmediğimiz sonsuz özelliklerini anlamamıza yardımcı olan pencereler gibidir. Bu sıfatları iki ana gruba ayırıyoruz: Zati sıfatlar ve Subuti sıfatlar. Aralarındaki temel fark, Allah'ın varlığının kendisinden kaynaklanan ve O'ndan ayrılamayan nitelikler ile varlığı sonradan kazanılan ve yaratılanlarda da benzerleri görülebilen nitelikler olmasıdır.
Zati Sıfatlar: Varlığın Kendisine Ait Özellikler
Zati sıfatlar, Allah'ın varlığının kendinden münezzeh ve değişmez özellikleridir. Yani Allah, bu sıfatlara sahip olmasıyla vardır; bu sıfatlar O'ndan ayrılmaz. Onları yaratılmışlarda göremeyiz, çünkü bu sıfatlar Allah'ın eşsizliğini, benzersizliğini ifade eder. En temel zati sıfatlara bir göz atalım:
- Vücut (Vâcibü'l-Vücûd): Bu, Allah'ın varlığının zorunlu olduğu, yani O'nun var olmaması düşünülemeyeceği anlamına gelir. Yaratılmış her şey gibi O da sonradan var olmamıştır; ezelden beri vardır ve ebediyen var olacaktır. Varoluşu başka bir şeye bağlı değildir.
- Kıdem (Kadîm): Allah'ın varlığının başlangıcı olmaması demektir. Hiç yokken var olan bir şey olsaydı, bu O'nun zati sıfatıyla çelişirdi. Deneyimlerime göre, zaman kavramı içinde düşündüğümüzde bile Allah'ın zamansızlığını idrak etmek zor olsa da, O'nun varlığının başlangıcı olmadığını bilmek O'nun mutlaklığını gösterir.
- Bekâ (Bâkî): Allah'ın varlığının sonu olmaması demektir. O, varlığını sona erdirecek hiçbir güç veya sebep olmaksızın ebediyen var olacaktır. Var olmanın bir sonu olsaydı, bu O'nun zati sıfatıyla bağdaşmazdı.
- Vahdaniyyet (Vâhid): Allah'ın tek ve benzersiz olması demektir. O'nun zatında, sıfatlarında ve fiillerinde hiçbir ortağı, benzeri veya dengi yoktur. Bu, Allah'ı şirkten uzaklaştıran en temel prensiptir. Allah'ın "Lâ ilâhe illâ Hû" (O'ndan başka ilah yoktur) ayeti bu sıfatı en net şekilde ifade eder.
- Muhalefetü'n-Lihâdis (Mu'halifü'n-Lilhâdis): Allah'ın sonradan yaratılmış hiçbir şeye benzememesi demektir. O, ne zaman ne de mekânla kayıtlıdır; yaratılmışların hiçbir özelliğine sahip değildir. Yarattığı hiçbir şey O'nun gibi olamaz.
- Kıyam Bi-Nefsihi (Kâimün Bi-Nefsihi): Allah'ın kendi varlığı için başkasına muhtaç olmaması demektir. Var olmak için herhangi bir sebep veya yaratıcıya ihtiyaç duymaz. O, kendi kendine yeterlidir.
Bu zati sıfatlar, Allah'ın sadece "ne" olduğunu değil, aynı zamanda "ne olmadığını" da anlamamıza yardımcı olur. Deneyimlerime göre, bu sıfatları düşündüğümüzde, Allah'ın kavranılmaz yüceliğini daha iyi hissederiz.
Subuti Sıfatlar: Varlığa Sonradan Kazanılan Özellikler
Subuti sıfatlar ise Allah'ın varlığına sonradan eklenen, yaratılmışlarda da benzerleri görülebilen ancak Allah'ta sonsuz ve mükemmel olan sıfatlardır. Bu sıfatlar, Allah'ın fiillerini ve yaratma gücünü ifade eder. Kısaca, Allah'ın "nasıl" olduğuyla ilgilidir.
- Hayat (Hayy): Allah'ın diri ve canlı olması demektir. Bu canlılık, yaratılmışların geçici ve bağımlı canlılığı gibi değildir; O'nun varlığıyla birlikte gelen ebedi ve mutlak canlılıktır. Canlılık, O'nun diğer tüm sıfatlarını icra etmesini sağlar.
- İlim (Alîm): Allah'ın her şeyi bilmesi demektir. Geçmişi, bugünü ve geleceği, gizliyi ve aşikârı, atomu ve evreni kapsayan sonsuz bir bilgiye sahiptir. Bildiği hiçbir şey O'ndan gizli kalmaz.
- Sem' (Semi'): Allah'ın her şeyi işitmesi demektir. En kısık sesi ve en sessiz çığlığı dahi duyar. İşitmesi, kulak gibi bir organa bağlı değildir.
- Basar (Basîr): Allah'ın her şeyi görmesi demektir. En ince ayrıntıları, en karanlık yerleri dahi görür. Görmesi, göz gibi bir organdan bağımsızdır.
- İrade (Mürîd): Allah'ın dilediğini yapabilmesi ve istediği şekilde hükmedebilmesi demektir. Evrendeki her şey O'nun iradesiyle gerçekleşir.
- Kudret (Kâdir): Allah'ın her şeye gücünün yetmesi demektir. O'nun kudreti sınırsızdır; imkânsız denilen şeyleri bile yaratabilir. "Ol" dedi mi, iş oluverir.
- Kelâm (Mütekellim): Allah'ın konuşabilmesi ve vahiy indirebilmesi demektir. Konuşması, harflerden veya sesten bağımsız, kendi zatından kaynaklanan bir sıfattır. Kuran-ı Kerim, O'nun kelamının bir tecellisidir.
- Tekvîn (Mütekellim): Allah'ın yaratma gücü demektir. Evreni ve içindekileri yoktan var etmesi O'nun tekvin sıfatının bir sonucudur.
Deneyimlerime göre, subuti sıfatlar bize Allah'ın fiillerini ve yaratılışındaki hikmeti anlamamız için bir kapı aralar. Örneğin, O'nun kudret sıfatı, evrendeki o kusursuz düzeni açıklar. Kuran'daki "Allah her şeyi yaratmıştır ve O her şeye vekildir" (Zümer, 62) ayeti, hem kudret hem de tekvin sıfatlarını vurgular.
Temel Farklar ve Anlamları
Özetle, zati sıfatlar Allah'ın varlığının özüne ait, O'ndan ayrılamayan ve yaratılmışlarda benzeri bulunmayan niteliklerdir. Bunlar Allah'ın kim olduğunu tanımlar. Subuti sıfatlar ise Allah'ın varlığıyla birlikte mevcut olan, O'nun fiillerini ve kudretini gösteren, yaratılmışlarda da (sınırlı ve nispeten) görülebilen ancak Allah'ta sonsuz ve mükemmel olan niteliklerdir. Bunlar ise Allah'ın "ne yaptığını" veya "nasıl bir kudrete sahip olduğunu" anlatır.
Pratik Bir Tavsiye: Bu sıfatları tefekkür ederken, zati sıfatlarda Allah'ın mutlaklığını, O'ndan başka hiçbir şeye benzemediğini düşünün. Subuti sıfatlarda ise O'nun merhametini, ilmini, kudretini tefekkür ederek O'na daha yakın hissedebilirsiniz. Örneğin, O'nun Alîm (bilen) sıfatını düşünerek, hayattaki her zorluğun ardında bir bildiği olduğuna inanmak size huzur verebilir.
Deneyimlerime göre, bu ayrımı bilmek, Allah'ı daha doğru bir şekilde tanımamıza ve O'na olan imanımızı derinleştirmemize yardımcı olur. Bu bilgiler, sadece teorik bir bilgi olarak kalmamalı, hayatımıza yansımalıdır. Allah'ın Kudretini bilmek, O'na tevekkül etmemizi; Alîm olduğunu bilmek, her an gözetildiğimizin farkındalığını yaşamamızı sağlamalı.