Sivas halkı nereden gelmiştir?
Sivas Halkı: Kadim Bir Geçmişin Mirasçıları
Sivas'ın insan dokusuna baktığında, öyle tek bir kaynaktan gelmiş gibi bir durum görmezsin. Burası, Anadolu'nun kalbi, medeniyetlerin geçiş güzergahı. Dolayısıyla, Sivas halkının kökenleri de bu çetin ve bereketli coğrafyanın çok katmanlı tarihinden beslenir. Deneyimlerime göre, Sivas'ın demografik yapısını şekillendiren başlıca unsurları ilk yerleşimciler, Türkmen göçleri ve sonraki dönemdeki iç göçler olarak üç ana başlıkta ele almak mümkün.
Kadim Anadolu'nun İlk Sahipleri ve Roma Mirası
Sivas coğrafyası, insanlık tarihi kadar eski yerleşimlere ev sahipliği yapmıştır. Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler ve Helenistik dönem uygarlıkları bu topraklarda iz bırakmıştır. Örneğin, Sivas'ın merkezine 15 km uzaklıktaki Kayalıpınar Höyüğü'nde yapılan kazılar, bölgenin M.Ö. 3. binyıla uzanan bir yerleşim yeri olduğunu göstermiştir. Bu durum, Sivas'ın kadim Anadolu halklarının mirasını taşıdığını kanıtlar niteliktedir.
Roma İmparatorluğu döneminde, Sivas (Sebastia) önemli bir merkez haline gelmiş, özellikle askeri ve ticari yolların kesişim noktasında bulunmasıyla stratejik bir konum kazanmıştır. Bu dönemde bölgeye yerleşen Roma lejyonerleri ve sivil halk, bugünkü Sivaslıların gen havuzuna belirli ölçüde katkıda bulunmuştur. Hatta, şehirde bulunan Roma Hamamı kalıntıları, o dönemin kültürel etkileşiminin somut bir göstergesidir.
Büyük Türkmen Göçleri ve Demografik Dönüşüm
Sivas'ın bugünkü kimliğini şekillendiren en önemli unsur, şüphesiz 11. yüzyıldan itibaren gerçekleşen Büyük Türkmen Göçleri'dir. Malazgirt Savaşı (1071) sonrası Anadolu'ya akın eden Oğuz boyları, Sivas ve çevresine yoğun bir şekilde yerleşmiştir. Özellikle Danişmend Gazi'nin Sivas'ı fethetmesiyle birlikte, bölge hızla Türkleşmeye ve İslamlaşmaya başlamıştır.
Bu dönemde Sivas'a yerleşen başlıca Türkmen boyları arasında Çepniler, Afşarlar, Bayatlar, Kınıklar gibi Oğuz boyları bulunur. Bu boyların her biri, kendi kültürel kodlarını, yaşam tarzlarını ve lehçelerini bölgeye taşımıştır. Örneğin, Sivas'ın bazı köylerinde hala bu boylara özgü ağız özellikleri veya gelenekler gözlemleyebilirsin. Sivas'ın coğrafi yapısının dağınık olması, bu boyların kendi içlerinde daha kapalı yapılar oluşturmasına ve özgünlüklerini korumasına olanak sağlamıştır. Osmanlı tahrir defterlerinde, Sivas'ın birçok köyünün adının doğrudan bu Türkmen boylarıyla ilişkili olduğu görülür. Bu durum, Sivas nüfusunun büyük bir bölümünün doğrudan bu Oğuz Türkmenlerinin soyundan geldiğini açıkça ortaya koyar.
Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi İç Göçler
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sivas, önemli bir idari merkez olmaya devam etmiş, hatta bir süre eyalet merkezi konumunda bulunmuştur. Bu dönemde, imparatorluğun farklı bölgelerinden Sivas'a memur, asker, esnaf ve din adamı gibi farklı meslek gruplarından insanlar gelip yerleşmiştir. Özellikle 16. ve 17. yüzyıllardaki Celali İsyanları gibi büyük sosyal çalkantılar, Anadolu'nun farklı yerlerinden Sivas gibi daha güvenli bölgelere doğru bir iç göç dalgasını tetiklemiştir. Bu durum, Sivas'ın demografik yapısına yeni katmanlar eklemiştir.
Cumhuriyet döneminde ise, özellikle 1950'li yıllardan sonra başlayan kırsaldan kente göç hareketleri Sivas'ı da etkilemiştir. Sivas'ın ilçelerinden ve köylerinden merkeze doğru bir akış yaşanmıştır. Ayrıca, Türkiye'nin farklı bölgelerinden Sivas'a, özellikle sanayileşme ve eğitim olanakları nedeniyle gelenler de olmuştur. Bu göçler, Sivas'ın şehir merkezindeki nüfus yapısını çeşitlendirmiş, ancak genel olarak Sivas halkının ana damarının Türkmen kökenli olduğu gerçeğini değiştirmemiştir.
Özetle, Sivas halkı, kadim Anadolu medeniyetlerinin, Büyük Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarının izlerini taşıyan, ağırlıklı olarak Orta Asya'dan gelen Oğuz Türkmenlerinin torunlarından oluşur. Bu zengin ve çok katmanlı tarih, Sivas'ın kültürel yapısını, dilini ve geleneklerini derinden etkilemiştir. Sivas'a gittiğinde, bu köklü geçmişin izlerini her köşede, her insanda görmen mümkündür.