Gümrü Antlaşması hangi savaştan sonra?

13.03.2025 0 görüntülenme

Gümrü Antlaşması, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hükümeti ile Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti arasında imzalanan ve iki ülke arasındaki sınırları belirleyen önemli bir antlaşmadır. Peki, bu antlaşma hangi savaşın ardından imzalandı ve tarihi önemi nedir? İşte detaylar.

Gümrü Antlaşması Hangi Savaştan Sonra İmzalandı?

Gümrü Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı'nın Doğu Cephesi'nde kazanılan zaferin ardından imzalanmıştır. Kazım Karabekir komutasındaki Türk ordusu, Ermeni güçlerini yenilgiye uğratmış ve bu zafer, antlaşmanın zeminini hazırlamıştır. Savaş, Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti'nin toprak kaybetmesi ve TBMM Hükümeti'nin Doğu Anadolu'daki hakimiyetini pekiştirmesiyle sonuçlanmıştır.

Bu antlaşma, sadece bir savaşın sonucu değil, aynı zamanda yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası alanda tanınması için atılan önemli bir adımdır. Antlaşma ile Türkiye'nin doğu sınırları büyük ölçüde güvence altına alınmıştır.

Gümrü Antlaşması'nın Tarihi Önemi

Gümrü Antlaşması, 3 Aralık 1920 tarihinde imzalanmıştır ve TBMM Hükümeti'nin imzaladığı ilk uluslararası antlaşma olma özelliğini taşır. Bu antlaşma ile:

  • Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırlar belirlenmiştir.
  • Ermenistan, Sevr Antlaşması'nı tanımadığını ve bu antlaşmadan doğan haklarından vazgeçtiğini kabul etmiştir.
  • Türkiye'nin Doğu Anadolu'daki egemenliği büyük ölçüde güvence altına alınmıştır.

Ancak, Gümrü Antlaşması uzun ömürlü olmamıştır. Ermenistan'da Sovyet Rusya'nın etkisiyle kurulan yeni hükümet, bu antlaşmayı tanımamış ve daha sonra Moskova Antlaşması ile yeni sınırlar çizilmiştir. Buna rağmen, Gümrü Antlaşması, TBMM Hükümeti'nin uluslararası arenadaki ilk başarısı olarak tarihe geçmiştir.

Gümrü Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı'nın Doğu Cephesi'ndeki başarısını taçlandıran ve yeni Türkiye'nin uluslararası arenadaki ilk adımlarından biri olan önemli bir dönüm noktasıdır. Her ne kadar kısa süreli olsa da, antlaşmanın imzalanması ve sonuçları, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde oynadığı rol açısından büyük önem taşır.