Alevi nasıl ibadet eder?

Alevilikte İbadet: Cem'den Sofraya Bir Yolculuk

Aleviliğin ibadet anlayışı, İslam'ın diğer yorumlarından farklı bir damarda seyreder. Temelinde Hak-Muhammed-Ali üçlemesi, insan sevgisi, rızalık ve kul hakkına riayet yatar. Sen de Alevi ibadetinin ne olduğunu merak ediyorsan, gel beraber bu yolculuğa çıkalım.

1. Cem: Alevi İbadetinin Kalbi

Alevilikte namaz, oruç gibi ritüellerin yerini alan en temel ibadet formu Cem'dir. Cem, kelime anlamıyla "toplanma" demektir ve adından da anlaşılacağı üzere, canların bir araya gelerek Hakk'a yürüdüğü, muhabbet ettiği, sorunlarını konuştuğu bir meclistir. Cemevi, bu toplanmaların yapıldığı yerdir. Cemevleri, camiler gibi minareli, kubbeli yapılar değildir; daha çok bir kültür merkezi, bir toplanma alanı gibidir. Benim deneyimlerime göre, Cem'e girmeden önce abdest alınır, temizliğe önem verilir.

  • Cem'in Unsurları: Cem, belirli erkânlar (ritüeller) silsilesinden oluşur. Bunlar arasında On İki Hizmet önemli bir yer tutar. On İki Hizmet, Cem'in düzenini sağlayan, her biri ayrı bir görevi üstlenen canların yürüttüğü hizmetlerdir. Örneğin, Mürşit (Dede) Cem'i yönetir, yol ve erkânı anlatır. Zâkir saz çalar ve deyişler söyler. Gözcü düzeni sağlar, Süpürgeci mekânın temizliğinden sorumludur. Her hizmetin bir anlamı ve Cem'deki akışa katkısı vardır. Bu hizmetlerin her biri, toplum içindeki iş bölümünü ve karşılıklı sorumluluğu sembolize eder.
  • Semah: Cem'in en bilinen ve görsel olarak en etkileyici unsurlarından biri Semah'tır. Semah, müzik eşliğinde, belirli figürler ve ritimlerle dönülerek yapılan bir ibadettir. Semahta dönen canlar, evrenin ve doğanın döngüsünü, Hakk'a olan aşkı ve coşkuyu ifade eder. Semah, sadece bir dans değil, aynı zamanda bir meditasyon ve ruhsal arınma biçimidir. Erkekler ve kadınlar birlikte semah dönerler, cinsiyet ayrımı gözetilmez.
  • Deyişler ve Nefesler: Cem'de deyişler ve nefesler önemli bir yer tutar. Bunlar, Alevi-Bektaşi ozanlarının (Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi) Hakk'a, Muhammet'e, Ali'ye, On İki İmam'a duyulan sevgi ve bağlılığı anlatan, yol ve erkânı öğreten şiirsel eserlerdir. Zâkirler tarafından saz eşliğinde okunur ve Cem'e katılanlar da eşlik eder. Bu deyişler, Alevi öğretisinin temel taşlarıdır.
  • Rızalık ve Kul Hakkı: Cem'in en kritik anlarından biri Rızalık Alma'dır. Cem'e katılan herkesin birbirine rızalık vermesi, yani varsa kırgınlıkların giderilmesi, helalleşme esastır. Eğer bir canın başka bir canda hakkı varsa veya bir küslük varsa, Cem'de bu durum çözülmeden ibadete devam edilmez. Bu, Alevilikte kul hakkına verilen önemin en somut göstergesidir. Kul hakkı, Alevilikte en büyük günahlardan biri olarak kabul edilir ve Hakk'a ulaşmanın önündeki en büyük engeldir.

2. Musahiplik: Kardeşlik ve Dayanışma

Alevilikte Cem kadar önemli bir diğer kurum Musahiplik'tir. Musahiplik, iki can (aile) arasında ölene dek sürecek bir kardeşlik bağı kurmaktır. Bu bağ, kan kardeşliğinden öte bir boyuttadır; manevi bir sözleşme gibidir. Musahipler, birbirlerinin her türlü derdine ortak olur, sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşır, maddi ve manevi olarak destek olurlar. Benim deneyimlerime göre, Musahiplik, zor zamanlarda sırtını dayayabileceğin bir cana sahip olmak demektir. Düğünlerde, cenazelerde, hastalıklarda ilk koşan musahiplerdir. Bu kurum, Alevi toplumunda dayanışmayı ve birbirine sahip çıkmayı en üst düzeye taşır.

  • Musahipliğin Önemi: Musahiplik, Alevi toplumunun temel direklerinden biridir. Toplumsal adaletin ve paylaşımın sağlanmasında kilit rol oynar. Musahipler, birbirlerinin çocuklarına da kendi çocukları gibi bakar, onlara yol gösterirler. Bu bağ, nesiller boyu devam edebilir.
  • Musahiplik Erkânı: Musahiplik de bir Cem erkânı içerisinde, Mürşit huzurunda yapılır. Musahip olacak canlar, Mürşit'in önünde söz verir, birbirlerine rızalık verirler. Bu, ciddi bir taahhüttür ve bozulması kolay değildir.

3. Hak Lokması ve Sofranın Önemi

Alevilikte Hak Lokması, yani paylaşımcı sofra kültürü, ibadetin ayrılmaz bir parçasıdır. Cem'den sonra veya özel günlerde, canların bir araya gelerek getirdikleri yiyecekler paylaşılır. Bu, sadece karın doyurmak değil, aynı zamanda paylaşmanın, eşitliğin ve rızalığın bir göstergesidir. Benim gözlemlerime göre, Alevi sofraları bereketlidir ve herkesin hakkı gözetilir. Kimse aç bırakılmaz, kimse dışlanmaz.

  • Gülbenkler ve Dua: Sofraya otururken ve kalkarken gülbenkler (dualar) okunur. Bu dualar, lokmanın bereketi, canların sağlığı ve birliği üzerine yapılır.
  • Paylaşım ve Eşitlik: Hak Lokması, maddi durum ne olursa olsun herkesin sofraya katkıda bulunduğu ve herkesin sofradan eşit şekilde faydalandığı bir ortam sunar. Zengin fakir ayrımı yapılmaz, herkes eşittir. Bu, Alevi felsefesindeki "can cana" ilkesinin somut bir yansımasıdır.
  • Muhabbet ve Sohbet: Sofralar, sadece yemek yenen yerler değil, aynı zamanda canların bir araya gelip sohbet ettiği, muhabbet ettiği, dertlerini paylaştığı mekânlardır. Bu, toplumsal bağların güçlenmesine katkıda bulunur.

4. Dört Kapı Kırk Makam: Manevi Yükseliş

Alevilikte ibadet, sadece ritüellerden ibaret değildir; aynı zamanda bir manevi gelişim yolculuğudur. Bu yolculuk, Dört Kapı Kırk Makam olarak adlandırılan bir sistemle açıklanır. Bu kavram, aslında bir yaşam felsefesidir ve insanın olgunlaşma sürecini anlatır. Benim anladığım kadarıyla, bu makamlar, bireyin kendini tanıması, topluma faydalı olması ve Hakk'a ulaşması için geçmesi gereken aşamaları temsil eder.

  • Şeriat Kapısı: İlk kapıdır. Burada temel dini kurallar ve toplumun genel ahlak kuralları öğrenilir. Kul hakkına riayet, yalan söylememek gibi temel prensipler bu kapıdadır.
  • Tarikat Kapısı: Bu kapıda, Mürşit'e (Dede) bağlanma, yol ve erkânı öğrenme, Cem'lere katılma gibi adımlar atılır. Nefis terbiyesi, sabır ve hoşgörü önemlidir.
  • Marifet Kapısı: Bu kapıda, Hakk'ın sırlarına vakıf olma, evreni ve kendini daha derinlemesine anlama başlar. Bilgelik, ilim ve irfan bu kapının anahtarıdır.
  • Hakikat Kapısı: Son kapıdır. Bu kapıya ulaşan can, Hakk ile bir olur, evrenle bütünleşir. Enel-Hak (Ben Hakk'ım) mertebesine ulaşılır. Bu, tasavvufi bir mertebedir ve Vahdet-i Vücut (Varlığın Birliği) anlayışını içerir.

Her bir kapının altında onar makam bulunur ve bu makamlar, bireysel ve toplumsal gelişimin basamaklarını oluşturur. Alevilikte ibadet, bu makamları aşarak Hakikat'e ulaşma çabasıdır. Yani sadece belirli günlerde yapılan ritüeller değil, yaşamın her anına yayılan bir ibadet anlayışı söz konusudur. Kul olmak, insan olmak, Hakk'a yürümek bu yolda gerçekleşir.