Kars'ı kim işgal etmiştir?

Kars'ı Kim İşgal Etmiştir? Tarihin Katmanları

Kars'ın işgal geçmişi, tek bir olaya sığdırılamayacak kadar katmanlı ve karmaşıktır. Bu şehir, bulunduğu stratejik konum itibarıyla yüzyıllardır birçok medeniyetin ve imparatorluğun ilgi odağı olmuş, defalarca el değiştirmiştir. Sana Kars'ın yakın tarihindeki en belirgin işgal dönemlerini ve bu süreçlerin ardındaki dinamikleri anlatacağım.

Rus İşgalleri: Yüzyıllık Bir Hesaplaşma

Kars tarihinde Rus işgalleri, en derin izleri bırakan ve en sık tekrarlanan olaylardandır. Deneyimlerime göre, Rusya'nın sıcak denizlere inme politikası ve Kafkasya'daki nüfuz mücadelesi, Kars'ı sürekli bir hedef haline getirmiştir. Özellikle 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Kars, Ruslar tarafından işgal edilen ilk önemli kalelerden biri olmuştur. Ancak bu işgal, Edirne Antlaşması ile sona ermiş ve Kars Osmanlı'ya geri verilmiştir. Asıl büyük ve uzun soluklu işgal ise 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda gerçekleşmiştir.

  • 1877-1878 İşgali ve Kars Oblastı: Bu savaşta Kars, Rus ordusu tarafından şiddetli çatışmalar sonucunda ele geçirilmiştir. Kars Kalesi'nin düşmesi, savaşın dönüm noktalarından biri olmuştur. Savaşın ardından imzalanan Berlin Antlaşması (1878) ile Kars, Ardahan ve Batum (Kars, Ardahan, Batum - KAB) ile birlikte Rusya'ya bırakılmıştır. Bu durum, Kars için yaklaşık 40 yıl sürecek bir Rus işgali döneminin başlangıcı olmuştur. Bu dönemde Kars, Rus idari yapısına entegre edilmiş ve "Kars Oblastı" adıyla anılmıştır. Ruslar, bölgede altyapı yatırımları yapmış, demiryolu (Kars-Gümrü hattı) inşa etmiş ve farklı etnik grupları bölgeye yerleştirmiştir. Bu 40 yıllık süreç, Kars'ın mimarisine, demografik yapısına ve kültürüne önemli etkilerde bulunmuştur.
  • I. Dünya Savaşı Sonrası Durum: Rusya'nın I. Dünya Savaşı'ndan çekilmesi ve Bolşevik İhtilali'nin ardından imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması (1918) ile Kars, Ardahan ve Batum, Osmanlı Devleti'ne geri verilmiştir. Ancak bu "geri dönüş" kısa süreli olmuş, Rus çekilmesiyle birlikte bölgede Ermeni ve Gürcü çetelerinin faaliyetleri artmıştır.

Ermeni ve Gürcü İşgal Girişimleri ve Milli Mücadele Süreci

Brest-Litovsk Antlaşması'nın ardından ortaya çıkan güç boşluğu, Kars'ı yeni bir belirsizlik dönemine sürüklemiştir. Deneyimlerime göre, Rus ordusunun bölgeden çekilmesiyle birlikte Ermeni ve Gürcü güçleri, Kars ve çevresi üzerinde hak iddia etmeye başlamıştır. Özellikle Ermeni kuvvetleri, bölgede büyük katliamlar ve yağmalar gerçekleştirmiştir. Bu dönemde Kars ve çevresindeki Müslüman ahali, kendi öz savunma teşkilatlarını kurarak direnişe geçmiştir. Kars İslam Şurası gibi yerel yönetimler, bölgenin güvenliğini sağlamak ve halkın haklarını korumak için önemli roller üstlenmiştir.

  • Kars İslam Şurası ve Cenub-i Garbi Kafkas Hükümeti: 1918'in sonlarına doğru kurulan bu yapılar, bölgedeki Türklerin kendi kaderlerini tayin etme çabasının somut örnekleridir. Özellikle Cenub-i Garbi Kafkas Hükümeti, uluslararası alanda tanınma çabaları gösterse de, İtilaf Devletleri'nin desteğiyle bölgeye giren İngiliz kuvvetleri tarafından dağıtılmıştır. İngilizler, bu bölgeyi Ermenistan'a bırakma eğilimindeydi.
  • Kurtuluş Savaşı ve Kars'ın Anavatan'a Katılımı: Milli Mücadele döneminde, Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk ordusu, Kars'ı Ermeni işgalinden kurtarmak için harekete geçmiştir. 30 Ekim 1920'de Kars, Türk ordusu tarafından kesin olarak kurtarılmıştır. Bu zafer, Milli Mücadele'nin doğu sınırlarının güvence altına alınması açısından hayati bir adımdır. Ardından imzalanan Gümrü Antlaşması (1920) ile sınır anlaşmazlıkları büyük ölçüde çözülmüş, Kars Antlaşması (1921) ile de Türkiye'nin doğu sınırı kesinleşmiştir. Bu antlaşmalar, Kars'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin ayrılmaz bir parçası olduğunu uluslararası alanda tescillemiştir.

Stratejik Konumun Bedeli: Kars'ın Çok Yüzlü İşgal Tarihi

Kars'ın işgal geçmişi, sadece askeri çatışmalarla sınırlı değildir. Deneyimlerime göre, Kars'ın konumu, hem bir geçit noktası hem de bir tampon bölge olma özelliğini taşımıştır. Bu durum, şehri sürekli olarak büyük güçlerin jeopolitik hesaplaşmalarının merkezine oturtmuştur. Kars, tarih boyunca Bizanslılardan Selçuklulara, Moğollardan Safevilere, Osmanlılardan Ruslara kadar pek çok farklı gücün egemenliği altına girmiştir. Her işgal dönemi, şehrin kültürel dokusunda, mimarisinde ve demografik yapısında izler bırakmıştır. Örneğin, Rus işgali döneminde inşa edilen Baltık mimarisi tarzı binalar, şehrin merkezinde hala görülebilir. Bu çok katmanlı tarih, Kars'ı sadece bir şehir olmaktan çıkarıp, adeta bir açık hava müzesine dönüştürmüştür. Sana tavsiyem, Kars'ı ziyaret ettiğinde bu tarihi katmanları gözlemlemeye çalış; her taşın, her binanın bir hikayesi olduğunu göreceksin.