Gelecek zaman eki İngilizce nedir?
İçindekiler
İngilizce öğrenirken en çok merak edilen konulardan biri de gelecek zaman ekleri. Türkçede "-ecek, -acak" gibi eklerle ifade ettiğimiz gelecek zamanı İngilizcede farklı yapılarla kurarız. Bu yazımızda, İngilizcede gelecek zamanı ifade etmenin farklı yollarını ve bu yapıların nasıl kullanıldığını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
"Will" ile Gelecek Zaman
İngilizcede gelecek zamanı ifade etmenin en yaygın yolu "will" yardımcı fiilini kullanmaktır. "Will" genellikle tahminlerde bulunurken, ani kararlar alırken veya gelecekle ilgili genel ifadelerde kullanılır. Örneğin: "I will go to the party tonight." (Bu akşam partiye gideceğim.) Bu cümle, konuşmacının partiye gitme kararını o anda verdiğini veya genel bir niyetini ifade eder.
"Will" ile kurulan cümlelerde fiil yalın halde kullanılır ve özne fark etmeksizin aynıdır. Olumsuz cümleler "will not" (kısaltılmış hali "won't") şeklinde kurulur. Soru cümlelerinde ise "will" öznenin önüne gelir. Örnekler: "She will travel to Italy next year." (O, gelecek yıl İtalya'ya seyahat edecek.) "They won't be here tomorrow." (Onlar yarın burada olmayacaklar.) "Will you help me with this?" (Bunda bana yardım edecek misin?)
"Going to" ile Gelecek Zaman
Gelecek zamanı ifade etmenin bir diğer yolu da "going to" yapısını kullanmaktır. "Going to", genellikle önceden planlanmış veya kesinleşmiş eylemleri ifade eder. Aynı zamanda, elimizdeki kanıtlara dayanarak gelecekle ilgili tahminlerde bulunurken de "going to" yapısını kullanırız. Örneğin: "I am going to study hard for the exam." (Sınava sıkı çalışacağım.) Bu cümle, konuşmacının sınava çalışma planının önceden yapıldığını gösterir.
"Going to" yapısı, "be" fiili (am, is, are) ve "going to"dan sonra fiilin yalın halini içerir. Öznelere göre "be" fiili değişir. Olumsuz cümleler "be" fiiline "not" eklenerek kurulur. Soru cümlelerinde ise "be" fiili öznenin önüne gelir. Örnekler: "He is going to buy a new car." (O, yeni bir araba alacak.) "We are not going to watch that movie." (O filmi izlemeyeceğiz.) "Are you going to come with us?" (Bizimle gelecek misin?)
Şimdiki Zaman ile Gelecek Zaman
Evet, yanlış duymadınız! Bazen İngilizcede şimdiki zaman (present continuous tense) kullanarak da gelecek zamanı ifade edebiliriz. Bu kullanım, genellikle belirli bir zamanı ve yeri olan, kesinleşmiş planlar için geçerlidir. Örneğin: "I am meeting my friend tomorrow at 3 PM." (Yarın saat 3'te arkadaşımla buluşuyorum.) Bu cümle, buluşma planının kesinleştiğini ve organize edildiğini gösterir.
Şimdiki zamanı gelecek zaman anlamında kullanırken, genellikle gelecekteki zamanı belirten bir ifade (örneğin, "tomorrow", "next week", "in two days") cümlede yer alır. Bu, cümlenin hangi zamanı ifade ettiğini anlamamıza yardımcı olur.
Basit Geniş Zaman ile Gelecek Zaman
Basit geniş zaman (simple present tense) genellikle rutinleri, alışkanlıkları veya genel doğruları ifade etmek için kullanılır. Ancak, tarifelerde veya programlarda yer alan olayları (örneğin, tren saatleri, film gösterimleri) ifade ederken de gelecek zaman anlamı taşıyabilir. Örneğin: "The train leaves at 10 AM tomorrow." (Tren yarın sabah saat 10'da kalkıyor.) Bu cümle, trenin kalkış saatinin önceden belirlenmiş bir programa göre olduğunu ifade eder.
Sonuç olarak, İngilizcede gelecek zamanı ifade etmenin birden fazla yolu vardır. "Will", "going to", şimdiki zaman ve basit geniş zaman yapılarını kullanarak gelecekle ilgili farklı anlamlar ifade edebiliriz. Hangi yapıyı kullanacağımız, niyetimize, planlarımızın kesinliğine ve bağlama göre değişir. Bu yapıları öğrenerek ve pratik yaparak İngilizce konuşma ve yazma becerilerinizi geliştirebilirsiniz.