Erzurum ve Sivas Kongrelerinin ortak kararları nelerdir?

Erzurum ve Sivas Kongrelerinin Ortak Kararları: Bağımsızlık Yolunda Atılan Adımlar

Deneyimlerime göre, Erzurum ve Sivas kongreleri, Türk Kurtuluş Savaşı'nın en kritik dönemeçlerinden ikisidir. Her ne kadar farklı zamanlarda ve farklı coğrafyalarda toplanmış olsalar da, bağımsızlık ve egemenlik yolunda atılan adımlar açısından şaşırtıcı derecede benzer kararlar almışlardır. Gel seninle bu ortak paydaları biraz daha yakından inceleyelim.

1. Milli Sınırlar İçinde Vatanın Bütünü ve Bölünmezliği

Her iki kongrede de en temel ve vazgeçilmez karar, misak-ı milli olarak adlandırılan sınırlar içinde vatanın bir bütün olduğu ve asla bölünemeyeceği ilkesidir. Erzurum Kongresi'nde, özellikle Doğu Anadolu'daki işgal ve Ermeni iddialarına karşı bir duruş sergilenirken, Sivas Kongresi bu ilkeyi tüm Anadolu ve Rumeli'yi kapsayacak şekilde genişletmiştir. Unutma, o dönemde Osmanlı Devleti fiilen işgal altındaydı ve Sevr Antlaşması'nın taslakları hazırlanıyordu. Bu karar, işgal güçlerine ve onların yerli işbirlikçilerine karşı "burası bizimdir, kimseye vermeyiz" demenin en net ifadesiydi. Rakam vermek gerekirse, bu karar, yaklaşık 780.000 km²'lik bir coğrafyanın vatan toprağı olarak ilan edilmesi anlamına geliyordu. Bu, sadece bir toprak ilanı değil, aynı zamanda milli bir iradenin ilanıydı.

2. Manda ve Himaye Fikrinin Kesinlikle Reddedilmesi

Belki de Kurtuluş Savaşı'nın en radikal kararlarından biri, her iki kongrede de manda ve himaye fikrinin kesinlikle reddedilmesidir. Erzurum'da özellikle Amerikan mandası tartışmaları gündeme gelmiş, ancak vatanın bağımsızlığına aykırı olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Sivas'ta ise bu tartışmalar daha da alevlenmiş, manda yanlısı delegeler olmasına rağmen, Mustafa Kemal'in kararlı duruşuyla bu fikir bir daha gündeme gelmemek üzere ortadan kaldırılmıştır. Neden mi bu kadar önemli? Çünkü o dönemde birçok aydın ve siyasetçi, bağımsızlık için yeterli gücün olmadığına inanarak büyük bir devletin (örneğin Amerika veya İngiltere) himayesine girmeyi bir kurtuluş yolu olarak görüyordu. Ancak kongreler, bu yolu tamamen kapatarak, tam bağımsızlık ilkesini şaşmaz bir şekilde benimsemiştir. Bu karar, dış müdahaleye kapıları kapatıp, kendi kaderini tayin etme iradesini ortaya koymuştur.

3. Geçici Bir Hükümetin Kurulması ve Milli İradenin Temsili

Her iki kongrede de, İstanbul Hükümeti'nin işgal güçlerinin etkisi altında kalması ve milletin iradesini temsil edememesi nedeniyle, milli iradeyi temsil edecek geçici bir hükümetin kurulması kararlaştırılmıştır. Erzurum Kongresi'nde Doğu Anadolu'yu temsil eden "Heyet-i Temsiliye" kurulurken, Sivas Kongresi'nde bu Heyet-i Temsiliye tüm yurdu temsil edecek şekilde genişletilmiştir. Bu, fiilen bir alternatif hükümetin kurulması anlamına geliyordu ve İstanbul Hükümeti'ne karşı bir meydan okumaydı. Düşünsene, işgal altındaki bir ülkede, kendi kaderini tayin etmek için halkın seçtiği temsilcilerden oluşan bir yapı kuruyorsun. Bu adım, ileride Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) açılışının da zeminini hazırlamıştır. Heyet-i Temsiliye'nin başında Mustafa Kemal'in olması, milli mücadelenin liderliğini de pekiştirmiştir.

4. Milli Güçlerin Birleştirilmesi ve Kuvay-ı Milliye'nin Desteklenmesi

Kurtuluş Savaşı'nın ilk dönemlerinde dağınık ve bölgesel karakterli olan Kuvay-ı Milliye birliklerinin birleştirilmesi ve güçlendirilmesi her iki kongrenin de önemli ortak kararlarındandır. Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu'daki direniş örgütlerini tek çatı altında toplamayı hedeflerken, Sivas Kongresi tüm yurttaki direniş hareketlerini "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında birleştirmeyi amaçlamıştır. Bu birleşme, Kuvay-ı Milliye'nin daha organize ve etkili mücadele etmesini sağlamıştır. Çoğu zaman küçük gruplar halinde hareket eden bu yerel direnişçilerin, tek bir merkezin emrine girmesi, askeri başarıların da önünü açmıştır. Unutma, o dönemde düzenli bir ordu yoktu; bu yüzden Kuvay-ı Milliye'nin örgütlenmesi hayati önem taşıyordu. Bu karar, aslında dağınık güçleri bir araya getirerek, düşmana karşı tek yumruk olmayı hedefleyen stratejik bir hamleydi. Özetle, Erzurum ve Sivas kongreleri, Türk Milletinin bağımsızlık ve egemenlik arayışında attığı en sağlam adımlardan ikisidir. Ortak kararlarıyla, hem iç hem de dış güçlere karşı net bir duruş sergilenmiş, milli iradenin gücü gösterilmiş ve Kurtuluş Savaşı'nın yol haritası çizilmiştir. Bu kararlar, sadece o döneme ışık tutmakla kalmaz, aynı zamanda günümüz Türkiye'sinin de temelini oluşturan ilkelerdir.