Osmanlı devleti ne zaman kuruldu ne zaman yıkılmıştır?

Osmanlı Devleti: Kuruluşundan Yıkılışına Bir Yolculuk

Osmanlı Devleti'nin kökleri,

  1. yüzyılın sonlarına dayanıyor. 1299 yılını genel kabul gören kuruluş tarihi olarak alırız. Bu, tam olarak bir devlet ilanı olmaktan ziyade, Osmanlı Beyliği'nin bölgede filizlendiği, askedi gücünü pekiştirdiği bir dönem. Osman Gazi'nin liderliğinde, Söğüt ve çevresinde kurulan bu beylik, zamanla civarındaki Bizans tekfurlarına karşı başarılı seferler düzenleyerek topraklarını genişletti. Deneyimlerime göre, bu erken dönemdeki askeri disiplin ve adalet anlayışı, halkın devlete olan bağlılığını sağlamlaştıran temel unsurlardan biriydi. Mesela, Osman Gazi'nin adalete verdiği önem ve halkın hukukunu gözetmesi, beyliğin hızla büyümesinde etkili oldu.

Devletin çöküşüne gelince, bu tek bir tarihe indirgenemeyecek kadar karmaşık bir süreç. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu'nun 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'ni imzalamasıyla fiilen sona erdiğini söyleyebiliriz. Bu mütareke, Birinci Dünya Savaşı'nda yenik düşen Osmanlı Devleti'nin topraklarının İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesine zemin hazırladı. Cumhuriyetin ilanıyla taht kaldırılıp hilafetin sona ermesi ise 29 Ekim 1923'te gerçekleşti. Yani, hukuki olarak devletin sonu 1923 diyebiliriz. Bu uzun ömrün (yaklaşık 624 yıl) son dönemlerinde, sanayi devrimine ayak uyduramama, milliyetçilik akımlarının yükselişi ve iç isyanlar gibi birçok faktör imparatorluğu zayıflattı. Özellikle

  1. yüzyılın ikinci yarısındaki reform çabaları (Tanzimat, Islahat Fermanları gibi) devleti kurtarmaya yetmedi.

Peki, bu koca imparatorluk neden dağıldı? Deneyimlerime göre, en büyük etkenlerden biri merkezi otoritenin zayıflaması ve eyaletlerdeki yerel güçlerin (ayanların) etkisinin artmasıydı. Bu durum, devletin mali kaynaklarını zayıflattı ve merkezi kontrolü zorlaştırdı. İkinci büyük sebep ise milliyetçilik akımlarıydı. İmparatorluk içinde yaşayan farklı etnik ve dini grupların kendi bağımsız devletlerini kurma arzusu, devletin toprak bütünlüğünü tehdit etti. Balkan Savaşları bunun en acı örneklerinden biridir; kısa sürede büyük toprak kayıpları yaşandı. Üçüncüsü, ekonomik geri kalmışlık ve kapitülasyonlar. Batılı devletlerin sanayi inkılabıyla elde ettiği ekonomik üstünlük, Osmanlı'nın rekabet gücünü düşürdü. Kapitülasyonlar ise yabancı devletlere geniş ekonomik imtiyazlar tanıyarak yerli üretimi baltaladı ve devletin ekonomik bağımsızlığını kısıtladı. Bu durum, devleti borç batağına sürükledi.

Eğer Osmanlı'nın yükseliş ve çöküş dinamiklerini daha iyi anlamak istiyorsan, bu dönemlere ait anıları, siyasi yazışmaları ve dönemin tarihçilerinin eserlerini okumanı tavsiye ederim. Örneğin, Naima Tarihi veya Katip Çelebi'nin eserleri, dönemin ruhunu anlamak için sana çok şey katacaktır. Ayrıca, tarihimizdeki önemli şahsiyetlerin (Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, II. Abdülhamid gibi) yaşamlarını ve icraatlarını incelemek de imparatorluğun farklı dönemlerindeki yönetim anlayışını ve karşılaşılan zorlukları daha iyi kavramanızı sağlar. Bu, sadece bilgi sahibi olmakla kalmayıp, olaylara daha geniş bir perspektiften bakmanı sağlayacaktır.