Çoçuk Hakları Sözleşmesini kim hazırladı?
Çocuk Hakları Sözleşmesini Kim Hazırladı?
Çocukların hakları, modern toplumların en temel değerlerinden biridir. Bu hakların uluslararası düzeyde tanınması ve korunması ise, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (BMÇHS) ile mümkün olmuştur. Peki, bu denli önemli bir belge kimler tarafından, hangi süreçlerden geçerek hazırlandı? Bu yazımızda, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin oluşum sürecini ve arkasındaki aktörleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Uluslararası Hukukun Doğuşu ve Çocukların Hakları
Çocuk hakları kavramı, insan hakları mücadelesiyle paralel olarak gelişmiştir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'nın yıkıcı etkileri, çocukların korunmasına yönelik uluslararası bir çerçevenin gerekliliğini gözler önüne sermiştir. Savaş sonrası dönemde, Birleşmiş Milletler'in kurulmasıyla birlikte, insan haklarının evrensel bir şekilde tanınması için adımlar atılmıştır. Ancak çocukların özel ihtiyaçları ve kırılganlıkları, onlara özgü bir koruma mekanizmasının oluşturulmasını zorunlu kılmıştır.
Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1959 yılında Çocuk Hakları Bildirgesi'ni kabul etmiştir. Bu bildirge, çocukların haklarına dair ilk önemli uluslararası belge olmasına rağmen, hukuki bağlayıcılığı olmayan bir "tavsiye" niteliğindeydi. Dolayısıyla, çocuk haklarının gerçek anlamda korunabilmesi için daha güçlü, bağlayıcı bir sözleşmeye ihtiyaç duyulmuştur.
Sözleşmenin Hazırlık Süreci: Komiteler ve Üye Devletler
Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin hazırlanma süreci oldukça uzun ve kapsamlı olmuştur. Bu süreçte birçok farklı aktör ve kurum rol oynamıştır:
- Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu: Sözleşmenin taslağının hazırlanmasında kilit rol oynamıştır. Komisyon, farklı ülkelerden gelen uzmanları bir araya getirerek, çocuk haklarının kapsamını ve sınırlarını belirlemeye çalışmıştır.
- Polonya Hükümeti: 1970'li yılların sonlarında, Polonya, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin hazırlanması için aktif bir kampanya başlatmıştır. Hatta ilk taslak metinlerden birini sunarak süreci hızlandırmıştır.
- Üye Devletler: Birleşmiş Milletler üyesi devletler, taslak metin üzerinde yoğun müzakereler yürütmüş, kendi görüş ve önerilerini sunmuşlardır. Bu süreç, farklı kültürel, hukuki ve sosyal yaklaşımların dikkate alınmasını sağlamıştır.
- Sivil Toplum Kuruluşları (STK'lar): Uluslararası ve ulusal düzeydeki STK'lar, çocukların sesini duyurmak, hak ihlallerini raporlamak ve sözleşme metninin daha kapsayıcı olmasını sağlamak için önemli bir baskı unsuru oluşturmuşlardır. Özellikle çocuk hakları alanında çalışan kuruluşlar, uzmanlıklarıyla sürece değerli katkılar sunmuşlardır.
- UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu): UNICEF, sözleşmenin hazırlanması sürecinde teknik destek sağlamış, çocukların korunmasına yönelik veri ve uzmanlık sunmuştur.
Yaklaşık 10 yıl süren yoğun müzakerelerin ardından, 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni oybirliğiyle kabul etmiştir. Bu tarih, dünya çocukları için bir dönüm noktası olmuştur.
Sözleşmenin Kabulü ve Etkisi
Çocuk Hakları Sözleşmesi, kabul edildiği tarihten itibaren en hızlı ve en çok sayıda ülke tarafından onaylanan insan hakları belgesi unvanını kazanmıştır. Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri hariç tüm Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından onaylanmıştır. Bu durum, sözleşmenin evrensel kabulünü ve çocuk haklarına verilen önemi göstermektedir.
Sözleşme, çocukları sadece korunmaya muhtaç bireyler olarak değil, aynı zamanda kendi haklarına sahip özneler olarak kabul etmiştir. Çocukların yaşam hakkı, gelişim hakkı, korunma hakkı ve katılım hakkı olmak üzere dört temel ilke üzerine inşa edilmiştir. Bu ilkeler, çocukların fiziksel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve sosyal gelişimlerini en üst düzeyde sağlamayı amaçlamaktadır.
Bugün Çocuk Hakları Sözleşmesi, dünya genelinde çocukların yaşam standartlarını yükseltmek, onları istismar ve ihmalden korumak ve potansiyellerini tam olarak gerçekleştirmelerine olanak tanımak için bir rehber ve yasal bir çerçeve sunmaktadır. Sözleşme, devletlere çocuk haklarını güvence altına alma ve bu hakları ihlal eden durumlara karşı önlem alma yükümlülüğü getirmiştir. Ayrıca, çocukların kendi hayatlarını etkileyen kararlara katılma haklarını vurgulayarak, onların görüşlerinin dikkate alınmasının önemini ortaya koymuştur.
Sonuç olarak, Çocuk Hakları Sözleşmesi, tek bir kişi veya kurum tarafından değil, uluslararası toplumun ortak çabası, on yıllık uzun ve titiz bir müzakere sürecinin ürünüdür. Bu süreçte Birleşmiş Milletler organları, üye devletler, sivil toplum kuruluşları ve çocuk hakları uzmanları bir araya gelerek, dünya çocuklarının geleceğini güvence altına alan bu tarihi belgeyi ortaya çıkarmışlardır. Sözleşme, çocukların haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda atılmış en önemli adımdır ve dünya genelinde milyonlarca çocuğun hayatında olumlu bir fark yaratmaya devam etmektedir.