Mehmet Akif Ersoy kimdir ve ne yapmıştır kısaca?

Mehmet Akif Ersoy: İstiklal Marşı'nın Babası ve Milletin Sesi

Mehmet Akif Ersoy, sadece bir şair değil, aynı zamanda bir düşünce adamı, bir mücadeleci ve en önemlisi, bizim milli marşımız İstiklal Marşı'nın kalbidir. Eğer onun hayatına ve eserlerine şöyle bir göz atarsan, ne kadar derin bir iz bıraktığını çok net görürsün. Deneyimlerime göre, onu anlamak, Türkiye'nin yakın tarihini ve milli ruhunu kavramakla eş değer.

Mehmet Akif, 1873'te Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, şimdiki Bulgaristan topraklarında, yani o zamanlar Rumeli'de, Edirne'de doğmuş. Babası da dönemin önemli âlimlerinden İbrâhim Efendi'dir. Yani Akif, ilim ve irfan dolu bir ailede büyümüş. Eğitimine baktığında, özellikle modern eğitim veren okulları tercih ettiğini görürsün. Baytar Mektebi'ni birincilikle bitirmiş olması, onun sadece edebi yönüyle değil, aynı zamanda fen bilimlerine olan ilgisiyle de ne kadar donanımlı olduğunu gösteriyor. Kendi deyimiyle, "Yarattığı eseri sevmek, yaradana itaat gibidir." Bu söz, onun hayat felsefesini de özetler adeta.

İstiklal Marşı: Ruhumuzun Yankısı

Mehmet Akif Ersoy'u bugünkü konumuna getiren en büyük eseri şüphesiz ki İstiklal Marşı'dır. Hatırlatmak isterim ki, bu marş, Kurtuluş Savaşı'nın en çetin günlerinde, 1921 yılında yazıldı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen bir yarışmaya katılmış ve o meşhur ödülü reddedip, vatanseverlik hisleriyle dolup taşan bu şiiri milletine armağan etmiştir. Toplamda 10 kıtadan oluşan marşın sadece ilk dört kıtası ve son kıtası günümüzde söyleniyor, bu da onun ne kadar yoğun ve anlamlı bir eser olduğunu gösterir. Şiirin her kelimesi, o dönemin zorluklarını, Anadolu'nun destansı direnişini ve milletin asla boyun eğmeyeceğini haykırır. Akif, bu şiirle sadece bir marş yazmamış, adeta milletin ruhunu kağıda dökmüştür.

Milli Mücadeleye Desteği ve Düşünce Dünyası

Akif'in Kurtuluş Savaşı'na olan desteği sadece marşıyla sınırlı kalmadı. Anadolu'ya bizzat giderek halkla kucaklaştı, vaazlar verdi ve insanları milli mücadeleye teşvik etti. Özellikle Balıkesir'deki Zağnos Paşa Camii'nde verdiği vaazlar, halkı milli direnişe katmaya yönelik güçlü bir çağrıydı. Deneyimlerime göre, bu tür liderlik ve toplumsal bilinç oluşturma çabaları, günümüzde de ilham vericidir. Kendi yayınladığı dergilerde ve makalelerinde İslam birliği, Batı taklitçiliğine eleştiri ve ahlaki değerlerin önemi gibi konularda derinlemesine yazılar kaleme almıştır. Onun düşünce dünyası, sadece Türkiye ile sınırlı kalmayıp, geniş bir coğrafyayı kucaklıyordu.

Ölümü ve Mirası

Mehmet Akif Ersoy, hayatının son yıllarını Mısır'da geçirdi. 27 Aralık 1936'da İstanbul'da vefat etti. Ardında bıraktığı miras ise paha biçilmezdir. Ona "Milli Şair" unvanının verilmesi, en büyük eserinin ise İstiklal Marşı olması, onun milli hafızadaki yerini sabitlemiştir. Eğer onun eserlerini okursan, özellikle Safahat adlı divanını, sadece şiir değil, aynı zamanda bir dönemin toplumsal panoramasıyla da karşılaşırsın. Deneyimlerime göre, günümüzde onun eserlerine dönüp bakmak, hem dilimize hem de milli kimliğimize dair önemli dersler çıkarmamızı sağlar.