Pozitif ve negatif ayrımcılık nedir?

Ayrımcılık kavramı, günümüzde sıkça karşılaştığımız ve hassasiyetle ele alınması gereken bir konu. Peki, bu ayrımcılığın pozitif ve negatif boyutları nelerdir? Genellikle "ayrımcılık" denildiğinde aklımıza gelen, bir gruba karşı önyargılı davranmak ve onları dezavantajlı duruma düşürmektir. İşte bu, negatif ayrımcılığın ta kendisidir. Negatif ayrımcılık, belirli özelliklere sahip bireylere veya gruplara, sırf o özelliklerinden dolayı haksız ve eşitsiz muamele etmek anlamına gelir. Örneğin, bir iş başvurusunda sırf cinsiyet, ırk veya dini inanç nedeniyle bir adayın elenmesi negatif ayrımcılıktır. Bu tür ayrımcılık, toplumsal adaleti zedeler ve fırsat eşitliğini engeller. Pozitif ayrımcılık ise, geçmişte ayrımcılığa maruz kalmış veya dezavantajlı durumda olan grupları desteklemek amacıyla uygulanan politikaları ifade eder. Amaç, bu grupların toplumdaki konumlarını güçlendirmek ve eşit fırsatlara sahip olmalarını sağlamaktır. Örneğin, kadınların iş hayatında daha fazla yer almasını teşvik etmek için uygulanan kotalar veya burslar pozitif ayrımcılık örnekleridir. Ancak, pozitif ayrımcılığın da dikkatli bir şekilde uygulanması gerekir, aksi takdirde yeni eşitsizliklere yol açabilir. Sonuç olarak, ayrımcılığın her türlüsü, adil ve kapsayıcı bir toplum için engel teşkil eder. Hem negatif ayrımcılıkla mücadele etmek, hem de pozitif ayrımcılığı doğru bir şekilde uygulayarak toplumsal eşitliği sağlamak hepimizin sorumluluğundadır.