Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 7 ve 24. maddelerinin önemi nedir?
İçindekiler
Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu için bir dönüm noktasıydı. İtilaf Devletleri ile imzalanan bu antlaşma, imparatorluğun sonunu hazırlayan sürecin başlangıcı oldu. Antlaşmanın 7. ve 24. maddeleri ise, bu sürecin en kritik noktalarını oluşturuyordu. Bu maddeler, İtilaf Devletleri'ne Osmanlı topraklarında geniş yetkiler tanıyarak, fiili işgalin önünü açmıştır. Gelin, bu iki kritik maddenin ne anlama geldiğine ve neden bu kadar önemli olduğuna yakından bakalım.
7. Madde: İtilaf Devletleri'nin Güvenlik Gerekçesi
Antlaşmanın 7. maddesi şu ifadeyi içeriyordu: "İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi bir stratejik noktayı işgal etme hakkına sahip olacaklardır." Bu madde, son derece geniş ve yoruma açık bir ifadeydi. İtilaf Devletleri, bu maddeyi bahane ederek, Osmanlı topraklarının herhangi bir yerinde, kendi güvenliklerini tehdit altında hissettikleri gerekçesiyle işgal başlatabiliyorlardı. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenlik haklarını ciddi şekilde zedelemiş ve ülkenin parçalanmasının önünü açmıştır.
Bu madde, İtilaf Devletleri'nin keyfi uygulamalarına zemin hazırlamıştır. Örneğin, herhangi bir demiryolu hattı, köprü veya liman, İtilaf Devletleri tarafından "güvenlik" gerekçesiyle işgal edilebiliyordu. Bu durum, Osmanlı Devleti'nin ulaşım ve iletişim ağlarını felç etmiş ve ekonomik olarak da büyük zararlara yol açmıştır. 7. madde, adeta bir "açık çek" niteliği taşıyordu ve İtilaf Devletleri'ne sınırsız bir yetki veriyordu.
24. Madde: Vilayet-i Sitte'de Karışıklık Çıkarsa...
24. madde ise, Doğu Anadolu'daki altı vilayeti (Vilayet-i Sitte) hedef alıyordu. Bu maddeye göre, bu vilayetlerde herhangi bir karışıklık çıkması durumunda, İtilaf Devletleri bu bölgeleri işgal etme hakkına sahip olacaktı. Bu vilayetler, çoğunlukla Ermenilerin yaşadığı bölgelerdi ve İtilaf Devletleri, bu maddeyi kullanarak, bölgede bir Ermeni devleti kurma planlarını hayata geçirmeyi amaçlıyordu.
24. madde, Doğu Anadolu'da büyük bir gerginliğe neden olmuştur. İtilaf Devletleri, bölgede sürekli olarak provokasyonlar yaparak, karışıklıklar çıkarmaya çalışmış ve bu karışıklıkları bahane ederek, işgal girişimlerinde bulunmuşlardır. Bu durum, bölgedeki Türk ve Kürt halkının tepkisini çekmiş ve direniş hareketlerinin başlamasına yol açmıştır. Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 24. maddesi, Doğu Anadolu'nun geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyordu.
Özetle, Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 7. ve 24. maddeleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenlik haklarını yok sayan ve ülkenin işgaline zemin hazırlayan maddelerdi. Bu maddeler, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi vermesine ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına giden yolu açmıştır.