Allah münezzeh ne demek?
Allah Münezzeh Ne Demek?
Allah'ın "münezzeh" olması ifadesini düşündüğünde, aklına ne geliyor? Belki de "temiz", "kusursuz" gibi anlamlar canlanıyordur. Aslında bu kelime, Yüce Allah'ın tüm noksanlıklardan, kusurlardan, yaratılmışlara özgü özelliklerden tamamen uzak olduğunu ifade eder. Bu, O'nun varlığının ve zatının eşsizliğini, benzersizliğini vurgulayan temel bir ilahi sıfattır.
Noksanlıklardan Uzak Olmak
Münezzeh olmak, Allah'ın herhangi bir şekilde bir şeye ihtiyacı olmadığı, O'nun kimseye benzemediği anlamına gelir. Mesela, biz insanlar bir şeye sahip olmak için çabalarız, ihtiyaç duyarız. Oysa Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir. Yaratma sıfatı bile O'nun bu münezzehliğinin bir göstergesidir. Eğer bir şeyi yaratması için bir sebebe, bir araca veya bir yardımcıya ihtiyacı olsaydı, münezzeh olamazdı. Deneyimlerime göre, bu sadece felsefi bir soyutlama değil, aynı zamanda hayatın içindeki gözlemlerimizle de örtüşür. Bir annenin çocuğuna olan sevgisi veya bir ustanın eserine verdiği emek, Allah'ın sınırsız ve koşulsuz kudretinin yanında bir zerredir.
Örneğin, Allah'ın "doğmamış ve doğrulmamış" olması da münezzehliğinin bir yansımasıdır. Eğer doğmuş olsaydı, O'nun da bir başlangıcı ve bir ebeveyni olurdu ki bu da O'nu yaratılmışlar sınıfına sokardı. Doğurmuş olsaydı, bu da O'nun bir parçası olduğu veya bir eşe sahip olduğu anlamına gelirdi. Kutsal Kitaplarda geçen şu ifadeler bu durumu netleştirir:
- "De ki: O Allah, birdir. Allah Samed’dir (Her şey O’na muhtaçtır, O hiçbir şeye muhtaç değildir). (Hiçbir şeye) doğmamıştır ve (hiçbir şeyden) doğrulmamıştır. Kendisi hiçbir şeye denk ve benzer de olmamıştır." (İhlas Suresi, 1-4)
Bu ayetler, Allah'ın evrende eşi, benzeri, ortağı olmadığını, her şeyin O'na muhtaç olduğunu ve O'nun ise hiçbir şeye muhtaç olmadığını açıkça belirtir. Bu, O'nun eşsizliğini ve ululuğunu anlamamız için bir anahtardır.
Yaratılmışlara Özgü Özelliklerden Uzaklık
Allah'ın münezzeh olması, O'nun zamana, mekâna veya maddi sınırlamalara tabi olmaması demektir. Biz insanlar zamanın içindeyiz, hareket ederiz, yaşlanırız, hissederiz. Oysa Allah, zamanın ve mekânın yaratıcısıdır, O bu tür sınırlamalardan uzaktır. Bir düşün, sen bir odaya girdiğinde oradaki her şeyi aynı anda göremezsin, bir yöne bakarsın. Ama Allah, dilerse bir anda her şeyi, her yerdeki her hareketi bilir ve görür. Bu, O'nun münezzehliğinin bir başka boyutudur.
Bu münezzehlik, O'nun kudretinin, ilminin ve iradesinin sonsuzluğunu ifade eder. Örneğin, bir şirketin yönetim kurulu başkanı, şirketin işleyişini belirler ama kendisi de piyasa koşullarına, çalışanlarına bağımlı olabilir. Allah ise böyle bir bağımlılıktan tamamen uzaktır. O, hiçbir dış etkiyle sınırlanmadan, kendi ezelî ve ebedî ilmiyle her şeyi belirler. Bu, O'nun sadece "güçlü" olmasından çok daha öte, tamamen farklı bir varlıksal durumdur.
Bu noktada, O'nun "görülmez" olması da münezzehliğin bir parçasıdır. Bizim görme yetimiz, belirli bir spektrumdaki ışık dalgalarını algılamamıza dayanır. Allah'ın zatını algılayacak bir duyu organımız yoktur. Bu, O'nun var olmadığı anlamına gelmez, tam tersine O'nun bizim algılama kapasitemizi aşan bir şekilde münezzeh olduğunu gösterir. Musa Aleyhisselam'ın Allah'ı görmek istemesi ve buna karşılık dağın paramparça olması, bu münezzehliğin bir tezahürüdür:
- "Musa tayin ettiğimiz vakitte geldi ve Rabbi ona konuşunca şöyle dedi: «Rabbim! Bana (kendini) göster, sana bakayım.» (Rabbi) dedi ki: «Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer yerinde kalabilirse, sen de beni görebilirsin.» Rabbi o dağa tecelli edince, onu paramparça etti. Musa da bayılarak yere yığıldı. Kendine gelince dedi ki: «Sen münezzehsin! Sana tövbe edip sana döndüm. Ben ilk iman edenim.»" (A'raf Suresi, 143)
Pratik Anlamı ve Hayata Yansıması
Allah'ın münezzeh olduğunu bilmek, hayatımıza nasıl bir anlam katar? Deneyimlerime göre, bu bilgi bize hem bir huzur hem de bir sorumluluk verir. Allah'ın tüm eksikliklerden, yanılgılardan uzak olduğunu bilmek, O'na olan güvenimizi artırır. Kendi kusurlarımız, hatalarımız karşısında O'na sığınma motivasyonu verir. Bir çocuk, anne-babasının kusursuz olduğunu bildiği için onlara güvenir ve onlardan yardım ister. Bizim de Allah'a olan güvenimiz bu yöndedir.
Pratik bir öneri olarak, gün içinde "Subhanallah" (Allah münezzehtir) demek, bu gerçeği hatırlamak için harika bir yoldur. Bir hata yaptığında, bir zorlukla karşılaştığında veya bir güzelliğe şahit olduğunda bu tesbihi yapmak, o anın Allah'ın sonsuz kudreti ve bilgisinin karşısında ne kadar geçici olduğunu hatırlatır. Bu, küçük bir eylem gibi görünse de, kalpte büyük bir fark yaratabilir.
Ayrıca, bu bilgi bizi kibirden uzak tutmalıdır. Kendi yeteneklerimiz, başarılarımız karşısında "Ben yaptım" demeye meyilli olabiliriz. Oysa bu başarılar, Allah'ın bize verdiği imkanlar ve O'nun takdiriyle gerçekleşir. Allah'ın münezzehliği, bizim de O'nun bize verdiği akıl ve güçle O'na layık bir kul olmamız gerektiğini hatırlatır. Kendi kusurlarımızı görmek ve O'nun münezzehliğinden ilham alarak kendimizi iyileştirmeye çalışmak, bu bilginin hayata dökülmüş halidir.