Ebu Leheb ve karısı kimdir?

04.03.2025 0 görüntülenme

Ebu Leheb, İslamiyet'in doğuş döneminde Hz. Muhammed'in (s.a.v.) amcası olmasına rağmen, O'na karşı amansız bir düşmanlık sergilemesiyle tanınan bir figürdür. İsmi, "alev babası" anlamına gelir. Ancak bu isim, gerçek adından ziyade, şiddetli ve öfkeli kişiliğini yansıtan bir lakaptır. Ebu Leheb ve karısı, Kur'an-ı Kerim'de de lanetlenmiş ve kötülenmişlerdir.

Ebu Leheb'in Hayatı ve Hz. Muhammed'e (s.a.v.) Düşmanlığı

Asıl adı Abdüluzza olan Ebu Leheb, Kureyş kabilesinin önemli bir üyesiydi. Hz. Muhammed (s.a.v.) peygamberliğini ilan ettiğinde, Ebu Leheb, O'na karşı çıkanların başında yer aldı. Hz. Muhammed'in (s.a.v.) davetini engellemek için her türlü yolu denedi, insanları O'ndan uzaklaştırmaya çalıştı ve O'na hakaretler yağdırdı. Hatta Hz. Muhammed'in (s.a.v.) peygamberliğini alenen yalanlayan ve O'na karşı kinini her fırsatta dile getiren biriydi.

Ebu Leheb'in düşmanlığı sadece sözlü saldırılarla sınırlı kalmadı. Hz. Muhammed'e (s.a.v.) ve O'na inananlara karşı ekonomik ve sosyal baskılar uygulanmasında da önemli bir rol oynadı. Müslümanların Mekke'de yaşadığı zorlu dönemlerde, Ebu Leheb, onların hayatını daha da zorlaştırmak için elinden geleni yaptı.

Ebu Leheb'in Karısı: Ümmü Cemil

Ebu Leheb'in karısı Ümmü Cemil de, kocası gibi Hz. Muhammed'e (s.a.v.) ve İslam'a karşı büyük bir düşmanlık besliyordu. Asıl adı Erva bint Harb olan Ümmü Cemil, Ebu Süfyan'ın kız kardeşiydi. O da, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) karşı yapılan saldırılarda aktif rol oynadı. Ümmü Cemil'in en bilinen eylemlerinden biri, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) geçtiği yollara dikenler ve çalılar serpmesiydi. Bu eylemiyle, O'na ve takipçilerine zarar vermeyi amaçlıyordu.

Kur'an-ı Kerim'de Ebu Leheb ve karısı, Tevbe Suresi'nde açıkça lanetlenmişlerdir. Bu ayetlerde, onların ahiretteki azabı ve kötü sonları haber verilmektedir. Bu durum, onların İslam'a karşı sergiledikleri amansız düşmanlığın ve yaptıkları kötülüklerin bir sonucudur.

Ebu Leheb ve karısının hayatları, İslam tarihinde birer ibret vesikası olarak kabul edilir. Onların Hz. Muhammed'e (s.a.v.) karşı sergiledikleri düşmanlık, kin ve nefretin insanı nasıl bir sona götürebileceğini gösteren acı bir örnektir. Bu nedenle, onların hikayesi, her Müslüman için önemli bir ders niteliği taşır.