Verilmiş ve kazanılmış statü ne demektir?

Toplumda hepimiz farklı roller üstleniriz. Bu roller, bazen doğuştan gelirken bazen de çabalarımızla elde ettiğimiz konumlardan kaynaklanır. İşte bu noktada "verilmiş statü" ve "kazanılmış statü" kavramları devreye giriyor. Bu iki kavram, sosyolojinin temel taşlarından olup, bireylerin toplum içindeki yerini anlamamıza yardımcı olur. Verilmiş statü, bireyin doğuştan sahip olduğu veya kendi iradesi dışında toplum tarafından atanan konumlardır. Cinsiyet, ırk, etnik köken, yaş veya aile soyu gibi özellikler bu kategoriye girer. Örneğin, bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmek, o kişiye otomatik olarak belirli bir sosyal statü verir. Bu statü, bireyin kendi çabasıyla değil, doğuştan getirdiği özelliklerle belirlenir. Kazanılmış statü ise, bireyin kendi çabaları, yetenekleri ve başarıları sonucunda elde ettiği konumlardır. Eğitim yoluyla kazanılan bir diploma, mesleki başarılar, evlilik veya spor alanındaki birincilikler kazanılmış statüye örnek gösterilebilir. Bir doktor, mühendis veya başarılı bir sanatçı, bu statülerini kendi emekleri sayesinde elde etmiştir. Kazanılmış statü, kişinin aktif rol oynayarak toplumda yükselmesini ve saygınlık kazanmasını sağlar. Sonuç olarak, her birey hem verilmiş hem de kazanılmış statülere sahip olabilir. Önemli olan, kazanılmış statülerimizle verilmiş statülerimizin getirdiği potansiyeli en iyi şekilde değerlendirebilmektir. Toplumda başarılı ve mutlu bireyler olmak için, yeteneklerimizi geliştirmeye ve kendi çabamızla yeni statüler elde etmeye odaklanmalıyız.