Perikard sıvısı nerede bulunur?
Perikard Sıvısı: Nerede Yer Alır ve Neden Önemlidir?
Perikard sıvısı, adından da anlaşılacağı gibi, perikard adı verilen bir kese içinde bulunur. Perikard, kalbimizin etrafını saran çift katmanlı, ince bir zardır. Dış katman fibröz, iç katman ise seröz bir yapıya sahiptir. İşte bu iki seröz zar katmanının arasında, yani perikard boşluğunda, az miktarda, yaklaşık olarak 15-50 mililitre arasında bir sıvı yer alır. Bu sıvıya da perikard sıvısı denir.
Günlük hayatta genellikle farkında olmayız bile çünkü bu miktar oldukça azdır. Ancak bu küçük hacimdeki sıvı, kalp hareketlerimizin pürüzsüzlüğünü sağlayan, adeta bir kayganlaştırıcı görevi görür. Kalbimiz saniyede ortalama 60-100 kez atarken, bu zar katmanlarının birbirine sürtünmesini engelleyerek aşınmayı önler.
Perikard Sıvısı Neden Artar?
Normalde az miktarda bulunan bu sıvı, çeşitli nedenlerle artabilir. Deneyimlerime göre, perikard sıvısının artması genellikle bir hastalık belirtisidir ve altta yatan nedenin tespit edilmesi çok önemlidir. En sık karşılaşılan nedenler arasında şunlar sayılabilir:
- Enfeksiyonlar: Özellikle viral enfeksiyonlar (örneğin, Coxsackie virüsü), perikarditte (perikardın iltihaplanması) sıkça rol oynar. Bakteriyel veya mantar enfeksiyonları da görülebilir.
- Kanser: Akciğer kanseri, meme kanseri gibi vücudun başka yerlerindeki kanserlerin perikarda sıçraması (metastaz yapması) perikardiyal efüzyona (sıvı birikimi) yol açabilir. Bazı kanser türleri ise primer olarak perikardda başlayabilir.
- Kalp Krizi Sonrası Sendromlar: Kalp krizi geçiren bazı hastalarda, krizden günler hatta haftalar sonra Dressler sendromu gibi durumlarla perikardiyal efüzyon gelişebilir.
- Otoimmün Hastalıklar: Lupus (SLE) veya romatoid artrit gibi vücudun kendi savunma sisteminin kendi dokularına saldırdığı durumlarda perikard etkilenebilir.
- Böbrek Yetmezliği: İleri evre böbrek yetmezliğinde üremik perikardit görülebilir.
- İlaçlar: Bazı ilaçların yan etkisi olarak da perikardiyal efüzyon oluşabilir.
- Travma: Göğüs bölgesine alınan darbeler veya cerrahi işlemler sonrası da sıvı birikimi olabilir.
Perikardiyal Efüzyonun Belirtileri ve Tanısı
Perikardiyal efüzyonun (sıvı birikiminin) miktarı ve nedenine bağlı olarak belirtiler değişiklik gösterebilir. Küçük miktardaki sıvılar çoğu zaman belirti vermeyebilirken, miktar arttıkça kalbin üzerindeki baskı artar ve çeşitli şikayetler ortaya çıkar.
Sıklıkla görülen belirtiler şunlardır:
- Göğüs Ağrısı: Genellikle keskin, batıcı tarzda olur ve derin nefes alırken, yatarken veya öksürürken artabilir. Oturmak ve öne eğilmek ağrıyı hafifletebilir.
- Nefes Darlığı: Özellikle yatar pozisyonda veya eforla belirginleşir.
- Öksürük: Kuru ve rahatsız edici olabilir.
- Çarpıntı: Kalbin hızlı veya düzensiz atması hissi.
- Şişlik: Ayaklarda, bileklerde veya karında ödem görülebilir.
- Yorgunluk ve Halsizlik: Genel bir bitkinlik hali olabilir.
Tanıda en önemli araçlardan biri ekokardiyografi (EKO) yani kalp ultrasonudur. Bu yöntemle perikard boşluğundaki sıvı miktarı, kalbin hareketleri üzerindeki etkisi ve olası nedenler hakkında önemli bilgiler edinilir. Elektrokardiyografi (EKG) ve göğüs röntgeni de tanıya yardımcı olabilir. Bazı durumlarda bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) de gerekebilir.
Ne Yapılmalı?
Eğer bu tür belirtileri yaşıyorsan ve özellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi şikayetlerin varsa, hiç vakit kaybetmeden bir doktora başvurman çok önemlidir. Kendi kendine teşhis koymaya veya tedavi uygulamaya çalışmak ciddi sonuçlar doğurabilir. Doktorun yapacağı muayene ve gerekli tetkikler sonucunda altta yatan neden belirlenecek ve buna yönelik bir tedavi planı oluşturulacaktır.
Tedavide, nedenin giderilmesine odaklanılır. Enfeksiyon varsa antibiyotikler veya antiviral ilaçlar, iltihaplanma varsa anti-inflamatuar ilaçlar kullanılır. Sıvı miktarı çok fazlaysa ve kalbe ciddi baskı yapıyorsa (kardiyak tamponad riski varsa), perikardiyal efüzyonun drene edilmesi gerekebilir. Bu işlem, bir iğne yardımıyla perikard boşluğundaki sıvının boşaltılmasıdır (perikardiyosentez).