Thomas Edison'un işi kolay mı?

Edison'un İşinin Kolaylığı Mı?

Thomas Edison'u düşündüğümüzde aklımıza ilk gelen şey icatlarıdır, değil mi? Ampul, fonograf, hareketli resim kamerası... Hepsi hayatımızı değiştirdi. Ama bu adamın işinin kolay olduğunu söylemek, bir maraton koşucusuna "Yolculuğun keyifli geçti mi?" demek gibi olur. Edison'un laboratuvarı adeta bir deneme yanılma cennetiydi ve çoğu zaman cehennem azabı yaşattığı da olmuştur.

Sabrın ve Azmin Biyografisi

Bildiğim kadarıyla Edison'un en bilinen özelliği sabrıydı. Ampulü bulmak için kaç deneme yaptığını biliyor muydunuz? Kimi kaynaklar 1.000, kimi kaynaklar ise 10.000'den fazla farklı malzeme denediğini söylüyor. Düşünsenize, elinizde sürekli patlayan veya hemen sönen bir filament var ve siz hala "bu sefer olacak" diyorsunuz. Bu, sadece bir merak değil, aynı zamanda inanılmaz bir psikolojik dayanıklılık gerektiriyor.

Bir Laboratuvarın Gerçekleri

Edison'un laboratuvarı bir masa başında oturup kağıt kalemle harikalar yarattığı bir yer değildi. Tam tersine, "deneme atölyesi" olarak tanımlanabilecek, binlerce küçük parçanın, kablonun, camın ve garip ekipmanın bulunduğu bir yerdi. Günün büyük bir bölümü, hatta gecenin ilerleyen saatleri bile burada geçerdi. Ne dersin, bu kadar yoğun ve sürekli tekrarlayan bir deneme süreci sence kolay mı?

Başarısızlıkları Öğrenme Fırsatları

Edison'un sözleri arasında beni en çok etkileyenlerden biri şudur: "Başarısız olmadım. Sadece işe yaramayan 10.000 yol buldum." Bu aslında onun işinin ne kadar zorlu ama aynı zamanda ne kadar stratejik olduğunu gösteriyor. Her deneme, bir sonraki adım için bir veri sağlıyordu. Bugün bir şey çalışmadığında hemen pes ederken, Edison bir adım geri çekilip neyin yanlış gittiğini analiz ediyordu. Bu da onun sadece dahi bir mucit değil, aynı zamanda akıllı bir problem çözücü olduğunu kanıtlıyor.