Dilek Doğan'ı vuran polise ne oldu?

06.03.2025 0 görüntülenme

Dilek Doğan, 2015 yılında İstanbul'da evine yapılan polis baskını sırasında hayatını kaybetmişti. Bu olay, Türkiye'de büyük yankı uyandırmış ve uzun süren hukuki süreçleri beraberinde getirmişti. Peki, Dilek Doğan'ı vuran polise ne oldu? Bu yazımızda, o trajik olayın ardından yaşananları ve hukuki sürecin detaylarını inceleyeceğiz.

Olayın Arka Planı ve İlk Tepkiler

Dilek Doğan, 28 Aralık 2015 tarihinde İstanbul'un Küçükarmutlu semtindeki evine yapılan bir polis operasyonu sırasında, çıkan arbedede silahla vurulmuştu. Ağır yaralanan Doğan, hastanede tedavi altına alınmış ancak 7 gün sonra hayatını kaybetmişti. Olayın ardından kamuoyunda büyük bir tepki oluşmuş, insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşları olayın aydınlatılması için çağrıda bulunmuştu.

Olayın hemen ardından polis yetkilileri tarafından yapılan ilk açıklamalarda, olayın "kaza" sonucu meydana geldiği iddia edilmişti. Ancak, görgü tanıklarının ifadeleri ve olay yeri inceleme raporları, bu iddiaları çürütür nitelikteydi. Dilek Doğan'ın ailesi ve avukatları, olayın kasıtlı bir şekilde gerçekleştiğini savunarak hukuki süreç başlatmıştı.

Hukuki Süreç ve Mahkeme Kararları

Dilek Doğan'ın ölümüyle ilgili açılan davada, Dilek Doğan'ı vuran polis Y.M. hakkında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan dava açılmıştı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanık polis Y.M. savunmasında, olay sırasında silahının kazara ateş aldığını iddia etmişti.

Mahkeme süreci boyunca tanıklar dinlenmiş, olay yeri inceleme raporları ve bilirkişi raporları incelenmişti. Savcı, sanık polisin "taksirle ölüme neden olma" suçundan cezalandırılmasını talep etmişti. Ancak mahkeme heyeti, sanık polisi önce kasten yaralama suçundan cezalandırmış, ardından bu cezayı takdiren indirerek 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırmıştı. Bu karar, kamuoyunda ve hukuk çevrelerinde farklı yorumlara neden olmuştu.

Yargıtay Süreci ve Sonuç

Yerel mahkemenin kararı, hem sanık polis hem de Dilek Doğan'ın ailesi tarafından temyiz edilmişti. Yargıtay, yerel mahkemenin kararını kısmen bozmuş ve sanık polisin cezasını artırmıştı. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanık polisi "olası kastla öldürme" suçundan 12 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Bu karar, Dilek Doğan'ın ailesi ve avukatları tarafından memnuniyetle karşılanmıştı.

Ancak, Yargıtay'ın bu kararına rağmen, sanık polis tutuksuz yargılanmaya devam etti. Bu durum, kamuoyunda tartışmalara yol açmış ve adaletin tam olarak sağlanmadığı yönünde eleştirilere neden olmuştu. Dilek Doğan'ın ailesi, sanık polisin bir an önce tutuklanarak cezasını çekmesini talep etmektedir.

Dilek Doğan olayı, Türkiye'de polis şiddeti ve yargı süreçleriyle ilgili önemli bir dönüm noktası olmuştur. Olayın ardından yaşanan hukuki süreç, adaletin tecellisi için verilen mücadeleyi gözler önüne sermiştir. Dilek Doğan'ın anısı, Türkiye'de insan hakları ve adalet arayışının sembolü olarak yaşamaya devam edecektir.