Ortakların şirkete dövizle borç vermesi mümkün mü?

03.03.2025 0 görüntülenme

Şirketlerin finansman ihtiyaçlarını karşılama yöntemlerinden biri de ortakların şirkete borç vermesidir. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde (KOBİ) bu durum sıkça karşılaşılan bir uygulamadır. Ancak, ortakların şirkete dövizle borç vermesi konusu, Türk hukukunda ve vergi mevzuatında bazı önemli detayları içermektedir. Bu yazımızda, bu konuyu tüm yönleriyle ele alacağız.

Ortakların Şirkete Dövizle Borç Vermesinin Yasal Dayanağı

Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Borçlar Kanunu (BK) çerçevesinde, ortakların şirkete borç vermesi mümkündür. Esasen, bu işlem bir borç ilişkisi olup, taraflar arasındaki sözleşme ile belirlenir. Ancak, döviz cinsinden borç verme durumunda, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve ilgili mevzuatın dikkate alınması gerekmektedir.

Dövizle borç verme işlemi, serbestçe kararlaştırılabilir. Ancak, borcun geri ödenmesi sırasında kur farklarından doğan kazanç veya kayıpların vergilendirilmesi gibi hususlara dikkat etmek önemlidir. Ayrıca, dövizle borçlanmanın şirketin mali yapısı üzerindeki etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Dövizle Borç Vermenin Vergi Boyutu

Ortakların şirkete döviz cinsinden borç vermesi durumunda, vergi mevzuatı açısından bazı önemli noktalar bulunmaktadır. Öncelikle, borç verme işlemi sırasında herhangi bir katma değer vergisi (KDV) doğmaz. Ancak, faiz uygulanması durumunda, faiz gelirleri üzerinden gelir vergisi veya kurumlar vergisi ödenmesi gerekebilir.

Kur farklarından doğan kazançlar ise, kurumlar vergisine tabidir. Şirket, döviz borcunu geri öderken kur farkı nedeniyle bir kazanç elde ederse, bu kazanç vergilendirilir. Aynı şekilde, kur farkından dolayı bir zarar oluşursa, bu zarar da vergi matrahından indirilebilir. Bu nedenle, dövizle borçlanma işlemlerinde kur riskini yönetmek ve vergi planlaması yapmak büyük önem taşır.

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar ve Öneriler

Ortakların şirkete dövizle borç vermesi sürecinde dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar bulunmaktadır:

  • Borç verme işleminin yazılı bir sözleşme ile belgelenmesi, ileride yaşanabilecek anlaşmazlıkların önüne geçilmesine yardımcı olur.
  • Sözleşmede, borç tutarı, faiz oranı, vade tarihi ve ödeme koşulları gibi detaylar açıkça belirtilmelidir.
  • Kur riskini yönetmek için hedging (korunma) stratejileri uygulanabilir.
  • Vergi mevzuatına uygun hareket etmek için bir mali müşavir veya vergi uzmanından destek almak faydalı olacaktır.

Sonuç olarak, ortakların şirkete dövizle borç vermesi mümkündür, ancak yasal ve vergi mevzuatına uygun hareket etmek büyük önem taşır. Bu nedenle, bu tür işlemlere girişmeden önce detaylı bir araştırma yapmak ve uzman görüşü almak, olası riskleri en aza indirmeye yardımcı olacaktır.