Osmanlı Devleti ilk parlamenter sisteme aşağıdakilerden hangisiyle geçmiştir?

06.03.2025 0 görüntülenme

Osmanlı Devleti'nin modernleşme ve batılılaşma çabaları, 19. yüzyılda önemli reform hareketlerine yol açmıştı. Bu reformların en dikkat çekicilerinden biri de devletin yönetim yapısında yaşanan değişimlerdi. Peki, Osmanlı Devleti ilk parlamenter sisteme hangi olay veya gelişme ile geçmiştir? Bu sorunun cevabı, Osmanlı tarihinin dönüm noktalarından birini işaret ediyor.

Osmanlı'da Parlamenter Sisteme Geçişin Kilometre Taşı: Kanun-i Esasi

Osmanlı Devleti'nin ilk parlamenter sisteme geçişi, 1876 yılında ilan edilen Kanun-i Esasi (Anayasa) ile gerçekleşmiştir. Bu anayasa, Osmanlı tarihinde bir ilki temsil ediyordu çünkü padişahın yetkilerini sınırlandırarak, halkın seçtiği temsilcilerden oluşan bir meclisin kurulmasını öngörüyordu. Böylelikle, mutlak monarşi yerine, meşruti monarşi sistemine geçişin temelleri atılmış oluyordu.

Kanun-i Esasi ile kurulan Meclis-i Umumî, iki kanattan oluşuyordu: Ayan Meclisi (Senato) ve Mebusan Meclisi (Halk Meclisi). Ayan Meclisi üyeleri padişah tarafından atanırken, Mebusan Meclisi üyeleri halk tarafından seçiliyordu. Bu meclis, yasama yetkisini padişahla paylaşarak, devlet işlerinde söz sahibi olmaya başlamıştı.

Kanun-i Esasi'nin Önemi ve Kısa Süreli Serüveni

Osmanlı Devleti için parlamenter sisteme geçişin sembolü olan Kanun-i Esasi, ne yazık ki uzun ömürlü olmamıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından, II. Abdülhamid meclisi feshederek anayasayı askıya almıştır. Bu durum, Osmanlı'da meşruti yönetime geçiş sürecini sekteye uğratmış ve otokratik bir dönemin başlamasına neden olmuştur.

Ancak, Kanun-i Esasi'nin mirası tamamen silinmemiştir. 1908 yılında gerçekleşen Jön Türk Devrimi ile birlikte, anayasa yeniden yürürlüğe konulmuş ve II. Meşrutiyet dönemi başlamıştır. Bu dönemde, Meclis-i Mebusan daha da güçlenmiş ve Osmanlı siyasi hayatında önemli bir rol oynamaya devam etmiştir.

Sonuç olarak, Osmanlı Devleti'nin ilk parlamenter sisteme geçişi, 1876 yılında ilan edilen Kanun-i Esasi ile mümkün olmuştur. Bu anayasa, devletin yönetim yapısında köklü değişikliklere yol açmış ve modernleşme sürecinde önemli bir adım olmuştur. Kısa süreli bir deneyim olsa da, Kanun-i Esasi, Osmanlı'da meşruti yönetimin ve demokratikleşme çabalarının önemli bir sembolü olarak tarihe geçmiştir.