Osmanlı Devleti hangi antlaşmayı imzaladıktan sonra artık kaybettiği toprakları geri almaktan ziyade elinde bulunan toprakları koruma çabasına girmiştir?

06.03.2025 0 görüntülenme

Osmanlı Devleti, yüzyıllar boyunca fetihler yaparak geniş topraklara yayılmış, güçlü bir imparatorluk olmuştur. Ancak, zamanla değişen koşullar ve savaşlardaki kayıplar, devletin politikasında önemli bir dönüşüme yol açmıştır. Peki, Osmanlı Devleti hangi dönüm noktasından sonra, kaybettiği toprakları geri alma idealinden vazgeçerek, mevcut topraklarını koruma stratejisine yönelmiştir? Bu sorunun cevabı, Kırım Savaşı'nın ardından imzalanan Paris Antlaşması'nda gizlidir.

Paris Antlaşması'nın Önemi

1853-1856 yılları arasında gerçekleşen Kırım Savaşı, Osmanlı Devleti için hem bir umut ışığı hem de bir kırılma noktası olmuştur. Rusya'ya karşı İngiltere ve Fransa'nın desteğini alarak savaşı kazanmış olsa da, bu zaferin bedeli ağır olmuştur. Savaşın ardından 1856 yılında imzalanan Paris Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin dış politikasında bir dönüm noktası teşkil etmiştir. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, Avrupa devletler hukukuna dahil edilmiş, toprak bütünlüğü Avrupalı devletlerin garantisi altına alınmıştır. Ancak, bu durum aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin dış politikada bağımsız hareket etme yeteneğini de kısıtlamıştır.

Paris Antlaşması'nın getirdiği en önemli değişikliklerden biri, Osmanlı Devleti'nin artık kendi topraklarını tek başına koruyamayacağının ve Avrupa devletlerinin desteğine ihtiyaç duyduğunun açıkça ortaya çıkmasıdır. Bu durum, devletin dış politikasını büyük ölçüde etkilemiş ve toprak kazanma odaklı politikalar yerine, mevcut toprakları koruma ve denge politikalarına yönelmesine neden olmuştur.

Toprak Kayıplarını Durdurma Çabası

Paris Antlaşması sonrası dönemde, Osmanlı Devleti, kaybettiği toprakları geri alma umudunu büyük ölçüde yitirmiştir. Bunun yerine, Balkanlar'daki milliyetçilik hareketleri ve Avrupa devletlerinin yayılmacı politikaları karşısında, elindeki toprakları koruma çabasına girmiştir. Bu dönemde, ıslahatlar yaparak devleti modernleştirmeye, orduyu güçlendirmeye ve Avrupa devletleriyle iyi ilişkiler kurmaya çalışılmıştır. Ancak, tüm bu çabalara rağmen, Osmanlı Devleti'nin toprak kayıpları durdurulamamış ve imparatorluk giderek küçülmeye devam etmiştir.

Sonuç olarak, Paris Antlaşması, Osmanlı Devleti için bir dönüm noktası olmuş ve devletin dış politikasında köklü değişikliklere yol açmıştır. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, toprak kazanma idealinden vazgeçerek, mevcut topraklarını koruma ve bekasını sağlama çabasına girmiştir. Ancak, bu yeni strateji de imparatorluğun çöküşünü engelleyememiştir.