Ingilizcede on nasıl kullanılır?
İngilizce'de "On" Edatını Anlamak: İşlevleri ve Kullanım Alanları
İngilizce'de "on" edatının temel mantığını kavradığında, birçok cümlenin yapısını çözmüş olacaksın. Deneyimlerime göre, "on" sözcüğü sana adeta bir yapıştırıcı gibi gelecek; kelimeleri ve kavramları birbirine bağlayacak. İşte işin sırrı: "on" genellikle temas ve bağlantı fikrini ifade eder.
- Yüzeylerle İlişkisi: Dokunmak ve Üzerinde Olmak
En temel anlamıyla "on", bir şeyin bir yüzeyine dokunduğunu veya üzerinde durduğunu belirtir. Bunu şu şekilde düşünebilirsin: bir nesne, diğerinin üzerinde fiziksel olarak bir temas halindedir.
- Örnekler:
- "The book is on the table." (Kitap masanın üzerinde. -> Kitap masayla temas halinde.)
- "She hung the picture on the wall." (Resmi duvara astı. -> Resim duvara temas ediyor.)
- "Please put the cup on the coaster." (Lütfen fincanı altlığın üzerine koy. -> Fincan altlıkla temas edecek.)
Burada önemli olan, nesnenin bir yüzeye temas etmesidir. Eğer kitap masanın yanında duruyorsa "on" kullanmayız; o zaman "near" veya "beside" gibi edatlar devreye girer. "On" dediğimizde akla gelen ilk şey, bu fiziksel temas ve duruş noktasıdır.
- Zaman ve Tarihler: Belirli Günler ve Bağlantılar
"On" edatı, zaman dilimlerinde de karşımıza çıkar. Özellikle günler ve belirli tarihler söz konusu olduğunda kullanılır. Bu kullanımda da bir tür "bağlantı" fikri yatar; bir olayın o güne veya tarihe bağlanması gibi.
- Örnekler:
- "My birthday is on July 15th." (Doğum günüm 15 Temmuz'da. -> Doğum günüm o spesifik tarihe bağlı.)
- "We met on Monday." (Pazartesi günü buluştuk. -> Buluşma eylemi Pazartesi gününe bağlı.)
- "The conference will be held on Friday." (Konferans Cuma günü düzenlenecek. -> Konferans Cuma gününe atanmış durumda.)
Ayların kendi başına kullanımı için "in" kullanılır (in July), ama gün eklendiği anda "on"a dönüşür. Bu, belirli bir günü işaret etmek için "on"u kullanmanın temel kuralıdır. Unutma, "on" burada bir olayın gerçekleştiği o spesifik zaman dilimini vurgular.
- Konular ve Bağlantılar: Bir Konuya Odaklanmak
Bir konuyu tartışırken, bir kitap okurken veya bir konuya odaklanırken de "on" edatını kullanırız. Burada "on", bir konunun üzerinde olmak, onu ele almak anlamına gelir.
- Örnekler:
- "He is writing a book on ancient history." (Antik tarih üzerine bir kitap yazıyor. -> Kitabının konusu antik tarih.)
- "We had a long discussion on the new project." (Yeni proje hakkında uzun bir tartışma yaptık. -> Tartışmanın konusu yeni projeydi.)
- "She gave a lecture on climate change." (İklim değişikliği üzerine bir konferans verdi. -> Konferansın teması iklim değişikliğiydi.)
Bu kullanımda "on", üzerinde durulan, işlenen veya tartışılan konuyu belirtir. Sanki o konunun içine dalmak gibi düşünebilirsin. "About" da bazen bu anlamda kullanılabilir ama "on" genellikle daha doğrudan ve spesifik bir konuya işaret eder.
- Durumlar ve Koşullar: Bir Durumun İçinde Olmak
Bazı durumlarda, bir kişinin belirli bir durumda veya koşulda olduğunu ifade etmek için "on" kullanılır. Bu, bir anlamda o durumun etkisi altında olmak veya o duruma bağlı olmak anlamına gelebilir.
- Örnekler:
- "He is on vacation." (O tatilde. -> Tatil durumu içinde.)
- "She is on probation." (O denetimli serbestlikte. -> Belirli bir yasal durumun etkisinde.)
- "The company is on the verge of bankruptcy." (Şirket iflasın eşiğinde. -> İflas durumuna çok yakın.)
Bu kullanımlar genellikle belli bir durumu veya aşamayı belirtir. "On vacation" demek, tatil halinde olmak demektir. "On the verge of" ise bir şeyin çok yakınında, eşiğinde olduğunu vurgular.
Unutma, bu edatın kullanımı pratikle gelişir. Bol bol okuyarak ve dinleyerek zamanla hangi bağlamda hangi edatın kullanıldığını daha iyi kavrayacaksın. En iyi öğrenme yolu, bu örnekleri kendi cümlelerinde kullanmaya çalışmak.