Dinleme kaç aşamalıdır?

Dinleme Süreci: Gerçekten Kaç Aşamadan Oluşuyor?

Dinleme dediğimiz şey, kulağımıza gelen sesleri beyne iletmekten çok daha fazlası. Deneyimlerime göre, etkili bir dinleme süreci aslında birkaç kilit aşamadan oluşuyor. Bunları bilmek, iletişimde duvarları yıkmanın en kestirme yolu.

  1. Sesleri Alma ve Ayırt Etme: İlk Engeli Aşmak

Bu en temel aşama. Kulağımız bir nevi mikrofon gibi çalışıyor, ses dalgalarını alıyor. Ama önemli olan, bu sesleri anlamlı birer bilgiye dönüştürebilmek. Mesela gürültülü bir ortamda konuşan birini dinlerken, sadece onun sesine odaklanıp diğer sesleri (fon gürültüsü, konuşmalar vb.) filtreleyebilmek işte burada başlıyor. Araştırmalar gösteriyor ki, ortalama bir insan dakikada yaklaşık 125-150 kelime konuşurken, beynimiz çok daha fazlasını işleyebilir. Bu fark, sesleri ayırt etme ve anlamlandırma için bize zaman tanıyor.

Pratik Tavsiye: Eğer gerçekten dinlemek istediğin kişiyle konuşuyorsan, ortamdaki dikkat dağıtıcı unsurları en aza indirmeye çalış. Telefonunu sessize al, göz teması kur ve konuşmacının dudak hareketlerine de dikkat et. Bu, beyninin sadece seslere değil, görsel ipuçlarına da odaklanmasına yardımcı olur.

  1. Anlama ve Yorumlama: Duyduklarımızı Beynimizde Çevirmek

Sesleri aldık, peki şimdi ne olacak? İşte burası işin en kritik kısmı. Duyduklarımızı sadece harf harf değil, anlam çıktıları olarak işlememiz gerekiyor. Kelimelerin ardındaki niyetleri, duyguları, vurguları yakalamak bu aşamaya giriyor. Örneğin, bir arkadaşının "Harika bir gün geçirdim!" demesiyle, ses tonundaki bir hüzünle bunu söylemesi arasında dağlar kadar fark var. İşte bu farkı anlamak, yani sözlü iletişimin yanı sıra sözsüz iletişimi de (beden dili, ses tonu, mimikler) algılamak bu aşamanın bir parçası. Bir araştırmaya göre, iletişimin %55'i beden diliyle, %38'i ses tonuyla ve sadece %7'si söylenen kelimelerle gerçekleşiyor. Bu da bize anlama ve yorumlamanın ne kadar geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Pratik Tavsiye: Konuşmacının ne dediğini anladığından emin olmak için bazen onu kendi cümlelerinle özetleyerek geri bildirimde bulun. "Yani şunu mu demek istiyorsun?" veya "Özetle, senin için önemli olan nokta bu, doğru mu?" gibi ifadeler, hem anladığını gösterir hem de yanlış anlaşılmaları önler.

  1. Hatırlama ve Değerlendirme: Bilgiyi Saklamak ve İşlemek

Dinlediklerimizi sadece anlamak yetmez, aynı zamanda belleğimize kaydetmek ve ileride kullanmak üzere işlemek de gerekiyor. Bu, bilgiyi analiz etmek, onunla ilgili kendi fikirlerimizi oluşturmak ve hatta gerektiğinde tepki vermek anlamına geliyor. Mesela bir toplantıda alınan kararları hatırlamak veya bir arkadaşının anlattığı bir problemi çözmek için bu aşama devreye girer. Kısa süreli hafızamız genellikle 7 artı eksi 2 bilgi birimini aynı anda tutabilir. Bu yüzden, dinlediğimiz bilgileri daha kalıcı hale getirmek için aktif olarak zihnimizde tekrarlamak veya not almak önemlidir.

Pratik Tavsiye: Dinlediğin önemli bilgileri akılda tutmak için konuşma sırasında anahtar kelimeleri not al. Bu notlar, sonradan bilgiyi hatırlamana ve değerlendirmene yardımcı olacaktır. Ayrıca, dinlediklerinle ilgili sorular sormak, bilgiyi daha derinlemesine işlemeni sağlar.

  1. Tepki Verme: Dinlemenin Sonucu

Etkili dinlemenin son halkası, uygun bir tepki verebilmek. Bu tepki, sadece sözlü bir yanıt olmak zorunda değil. Baş sallamak, göz teması kurmak, hatta sadece dikkatle dinlediğini gösteren bir duruş sergilemek bile bir tepkidir. Önemli olan, konuşmacıya dinlendiğini ve anlaşıldığını hissettirebilmek. Bir çalışmada, dinleyicilerin %70'inin, kendilerini dinleyen birine daha çok güvendiği ve daha açık iletişim kurduğu belirtiliyor. Bu da tepki vermenin, güven inşa etmedeki rolünü ortaya koyuyor.

Pratik Tavsiye: Konuşmacı konuşmasını bitirdiğinde, ona düşünmesi için kısa bir an tanı. Hemen atlamak yerine, söylediklerini zihninde toparlamasına izin ver. Ardından, söylediklerine uygun, düşünülmüş bir yanıt ver. Bu, hem ona saygı duyduğunu gösterir hem de daha anlamlı bir diyalog kurmanı sağlar.