Kişilik bölünmesi ne demek?

Kişilik Bölünmesi Nedir? Gerçekler ve Anlamı

Kişilik bölünmesi, adından da anlaşılacağı gibi, bir kişinin tek bir tutarlı kimlik yerine birden fazla ayrı kimliğe veya kişilik durumuna sahip olmasıdır. Bu durum, aslında çok daha karmaşık bir psikiyatrik bozukluktur ve genellikle travma ile derinden bağlantılıdır. Tanımlanan bu durumun bilimsel adı Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) olarak geçer. DKB'de, kişinin zihninde birbirinden farklı ve birbirinden haberdar olabilen "alternatif kişilikler" veya "alt kimlikler" bulunur. Bu alt kimlikler, farklı yaşları, cinsiyetleri, isimleri, geçmişleri, hatta fizyolojik özelliklere sahip olabilir.

Deneyimlerime göre, bu bozukluk, kişinin yaşadığı aşırı ve tekrarlayan travmalarla başa çıkma mekanizması olarak gelişir. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan cinsel istismar, fiziksel şiddet veya ihmal gibi durumlar, beynin bu travmayı bir şekilde izole etme çabasını tetikler. Kişi, bu korkunç deneyimleri kendisinden uzaklaştırmak için zihninde farklı "kişilikler" yaratır. Bir kişilik travmayı yaşarken, diğeri bu acıdan uzak, normal bir hayat sürebilir gibi görünebilir. Bu, aslında beynin kendini koruma biçimidir.

DSM-5 (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) kriterlerine göre DKB tanısı konulması için, kişinin kimliğinde iki veya daha fazla belirgin kişilik durumu bulunmalı ve bu durumlar kişinin davranışlarında, belleğinde ve bilinç algısında belirgin değişikliklere yol açmalıdır. Ayrıca, bu belirtilerin madde kullanımı veya başka bir tıbbi durumla açıklanamaması gerekir. En az %1 oranında görüldüğü tahmin edilmekle birlikte, doğru teşhisin zorluğu nedeniyle bu oranın daha yüksek olabileceği düşünülmektedir.

Alt Kimliklerin Rolü ve Geçişler

DKB'deki bu farklı kişiliklere "alt kimlik" veya "alternatif kimlik" denir. Her bir alt kimlik, kendi anılarına, duygularına ve yaşam deneyimlerine sahiptir. Bu alt kimlikler arasındaki geçişler genellikle ani ve fark edilir olabilir. Örneğin, bir kişi sabahları kendi kimliğiyle uyanıp, öğleden sonra bambaşka bir isme, yaşa ve davranış biçimine sahip bir başka kimliğe bürünebilir. Bu geçişler, dışarıdan bakıldığında çok şaşırtıcı ve kafa karıştırıcı olabilir. Alt kimlikler arasındaki geçişler, kişi üzerinde genellikle bir zaman boşluğu veya anı kaybı yaratır.

Bu geçişler, kişinin yaşadığı stres veya travmatik tetikleyicilerle tetiklenebilir. Örneğin, bir alt kimlik, geçmişte travma yaşadığı bir durumla karşılaşırsa, bu, farklı bir alt kimliğin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bazen bir alt kimlik, diğerinin kontrolünü ele geçirebilir ve bu sırada ne olduğu konusunda hiçbir fikri olmayabilir. Bu durum, kişinin günlük yaşamını, ilişkilerini ve işini sürdürmesini son derece zorlaştırabilir. Araştırmalar, DKB'li bireylerin yaklaşık %70-80'inin çocukluk döneminde şiddetli travmaya maruz kaldığını göstermektedir.

Deneyimlerime göre, bu alt kimlikler, kişinin bir zamanlar yaşadığı farklı travmatik deneyimleri veya bu deneyimlerle başa çıkmak için geliştirdiği farklı savunma mekanizmalarını temsil edebilir. Örneğin, bir kimlik öfkeli ve koruyucu olabilirken, diğeri daha çocuksu ve çaresiz olabilir. Bu, beynin o anki duruma göre en uygun "kişiliğin" ortaya çıkmasını sağlamasıdır.

Belirtiler ve Yaşamı Nasıl Etkiler?

Kişilik bölünmesinin en belirgin özelliği, az önce bahsettiğim gibi birden fazla kimliktir. Ancak bunun ötesinde, DKB ile ilişkili başka birçok belirti de vardır. Bunlar arasında şunlar bulunur:

  • Anı Kaybı (Amnesia): Kişinin önemli kişisel bilgileri, olayları veya travmatik dönemleri hatırlayamaması. Bu, günlük olayları veya hatta haftaları kapsayabilir.
  • Dissosiyatif Konfüzyon: Kendine yabancılaşma hissi, sanki dışarıdan kendini izliyormuş gibi hissetmek.
  • Kimlik Karmaşası: Kendi kimliği hakkında belirsizlik, kim olduğunu tam olarak bilememe durumu.
  • Depresyon ve Anksiyete: Yaygın olarak görülen ruh hali bozuklukları.
  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Belirtileri: Kabuslar, geri dönüşler (flashbackler), aşırı irkilme tepkisi gibi.
  • Somatic Belirtiler: Sebepsiz baş ağrıları, mide rahatsızlıkları gibi fiziksel şikayetler.

Bu belirtiler, kişinin sosyal ilişkilerini, iş hayatını ve genel yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bazen kişi, kimin ne yaptığından haberi olmadığı için kendini çok yalnız ve suçlu hissedebilir. Bu durum, en yakın ilişkilerde bile büyük zorluklara yol açabilir. Örneğin, bir kişi, diğer bir kimliğinin birine zarar verdiğini veya bir borç yaptığını öğrendiğinde şok yaşayabilir.

Yardım ve İyileşme Süreci

Deneyimlerime göre, kişilik bölünmesi yaşayan kişiler için en önemli adım, yardım aramaktır. Bu durum, kendiliğinden düzelen bir şey değildir ve profesyonel destek gerektirir. Tedavinin temel taşı, genellikle uzun süreli ve güvenli bir terapi sürecidir. Terapi, aşağıdaki aşamaları içerebilir:

  • Güvenli Bir Ortam Oluşturma: Terapist, kişi için güvenli ve stabil bir alan yaratır.
  • Travma İşleme: Travmatik anılar ve deneyimler, kişi hazır olduğunda kontrollü bir şekilde ele alınır. Bu, alt kimliklerin birbiriyle entegre olmasına yardımcı olabilir.
  • Alt Kimliklerle Çalışma: Her bir alt kimliğin anlaşılması, kabullenilmesi ve işlevlerinin belirlenmesi önemlidir. Amaç, bu kimlikleri yok etmek değil, onları bir bütün içinde birleştirmektir.
  • Başa Çıkma Mekanizmaları Geliştirme: Stresle başa çıkma, duyguları düzenleme ve sağlıklı ilişkiler kurma becerileri öğretilir.

İyileşme süreci uzun ve zorlu olsa da mümkündür. Bu süreçte, kişinin sabırlı olması ve kendine karşı nazik davranması çok önemlidir. Eğer çevrenizde veya kendinizde bu belirtileri gözlemliyorsanız, bir ruh sağlığı uzmanına başvurmaktan çekinmeyin. Erken teşhis ve doğru tedavi, yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir.