Reform hareketleri sonucunda ortaya çıkan mezhepler nelerdir?
Reform Hareketleri ve Ortaya Çıkan Mezhepler
Reform hareketleri,
- yüzyılda Avrupa'da dinî ve siyasî alanlarda köklü değişikliklere yol açan bir süreçti. Aslında bu hareketlerin temelinde, Orta Çağ Katolik Kilisesi'nin bazı uygulamalarına karşı duyulan hoşnutsuzluk yatıyordu. Kilisenin gücü, zenginliği ve bazı din adamlarının yaşam tarzı, halk arasında ve hatta bazı aydınlar arasında eleştiriliyordu. İşte bu eleştiriler ve toplumsal değişim isteği, Luther, Zwingli ve Kalvin gibi önemli isimlerin öncülüğünde yeni dinî akımların doğmasına zemin hazırladı.
- Protestanlık ve Başlıca Kolları
Reform hareketinin en bilinen sonucu, elbette ki Protestanlık adı verilen geniş bir dinî akımın ortaya çıkmasıdır. Bu akım, Katolik Kilisesi'nden ayrılarak kendi prensiplerini benimseyen çeşitli kiliseleri içine alır. En etkili Protestan kollarına baktığımızda şunları görüyoruz:
- Luteranizm: Almanya'da Martin Luther tarafından başlatıldı. Luther'in en bilinen çıkışı, 1517'de Wittenberg Kalesi'nin kapısına astığı 95 Tezi'dir. Bu tezlerde, kilisenin günah çıkarma sertifikası (endüljans) satmasını şiddetle eleştiriyordu. Luteranizm'in temelinde, kurtuluşun yalnızca imanla ve Kutsal Kitap'ın (İncil) tek yetki kaynağı olduğu fikri yatar. Kilise bürokrasisine ve papalık otoritesine karşı çıkar.
- Kalvinizm: Jean Calvin tarafından İsviçre'de (özellikle Cenevre'de) geliştirildi. Kalvinizm, Tanrı'nın önceden belirlediği kader (predestinasyon) fikrini daha vurgulu işler. Ayrıca Tanrı'nın yüceliğine ve egemenliğine büyük önem verir. Luteranizm'e göre daha katı bir ahlaki disiplin benimsenmiştir. Kalvinizm, özellikle İskoçya, Hollanda, Fransa ve İngiltere'de (Püritenler olarak) etkili oldu.
- Zwingliyanizm: Ulrich Zwingli tarafından İsviçre'nin Zürih kentinde başlatıldı. Zwingli, Kutsal Kitap'ın yorumunda Luther'den bile daha radikal bir tutum sergiledi. Özellikle sakramentler konusunda, yani Ekmek ve Şarap Ayini'nde sembolik bir anlam taşıdığına inanıyordu. Katolik Kilisesi'nin birçok ayinini ve kutsal emanetler gibi unsurlarını reddetti.
Bu ana kolların dışında, daha sonra farklı coğrafyalarda ve toplumsal gruplarda ortaya çıkan Anabaptistler gibi daha radikal gruplar da Reform'un ürünlerindendir. Anabaptistler, bebek vaftizini reddedip sadece yetişkinlerin bilinçli bir şekilde vaftiz edilmesini savunuyorlardı.
- Reform'un Siyasî ve Toplumsal Etkileri
Deneyimlerime göre, Reform hareketleri sadece dinî bir ayrılıkla sınırlı kalmadı. Bu hareketler, Avrupa'daki siyasî dengeleri de derinden etkiledi. Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu gibi çok uluslu yapılar içinde, yerel yöneticiler (prensler, kontlar) Reform'u benimseyerek papalığın ve imparatorun otoritesinden kurtulma fırsatı olarak gördüler. Örneğin, 1555'teki Augsburg Barışı, Alman prensliklerinde hangi dinin kabul edileceğine dair prensipte "cuius regio, eius religio" (kimin bölgesi, onun dini) ilkesini getirerek dinî farklılığın siyasî bir statü kazanmasına yol açtı. Bu, aslında kilise mallarının devletler tarafından kontrol edilmesine ve ulusal kiliselerin kurulmasına da kapı araladı.
Toplumsal açıdan bakıldığında, Reform'un bireysel özgürlük ve vicdan özgürlüğü üzerindeki dolaylı etkileri de göz ardı edilemez. Kutsal Kitap'ın kendi diline çevrilmesi ve okunmaya teşvik edilmesi, halkın dinî konularda daha bilinçli olmasını sağladı. Bu da bireyin Tanrı ile doğrudan bir ilişkisi olduğu fikrini güçlendirdi.
- Karşı-Reform (Katolik Reformu)
Reform hareketlerinin bir sonucu da Katolik Kilisesi'nin kendi içinde başlattığı Karşı-Reform veya Katolik Reformu'dur. Kilise, kendi bünyesindeki yozlaşmaları ve eleştirileri gidermek için önemli adımlar attı. En belirgin adımlardan biri, 1545-1563 yılları arasında toplanan Konsil-i Trente'dir. Bu konsilde alınan kararlarla:
- Endüljans satışı yasaklandı.
- Din adamlarının eğitimi yeniden düzenlendi.
- Kutsal Kitap'ın yanı sıra Kilise geleneğinin de yetki kaynağı olduğu vurgulandı.
- Bazı dini ayinler ve uygulamalar netleştirildi.
Ayrıca, Cizvitler gibi yeni tarikatlar kuruldu. Cizvitler, eğitim ve misyonerlik faaliyetleriyle Katolikliği yaymak ve Reform'un etkisini azaltmak için çalıştılar. Bu dönemde engizisyon mahkemeleri daha aktif hale geldi ve Reform fikirlerini yaydığı düşünülen kitaplar yasaklandı (Endeks-i Kitapları gibi).
Pratik Birkaç Not
Eğer bu tarihi dönemle ilgili daha derinlemesine bilgi edinmek istersen, Reform hareketlerinin hangi coğrafyalarda daha etkili olduğuna bakabilirsin. Örneğin, Almanya'da Luteranizm, İsviçre'de Kalvinizm ve Zwingliyanizm, İngiltere'de ise Anglikanizm (reformun biraz daha farklı bir boyutu olarak) öne çıkar. Bu mezheplerin teolojik farklılıklarını anlamak, sadece tarihsel bir merakı gidermekle kalmaz, günümüzde de farklı Hristiyan grupların anlayışlarını kavramana yardımcı olur.
Unutmamak gerekir ki, bu mezhepler arasındaki ayrılıklar sadece teorik düzeyde kalmamış, Avrupa'yı onlarca yıl sürecek din savaşlarına sürüklemiştir. Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) gibi çatışmaların temelinde de bu dinî farklılıklar ve siyasal güç mücadeleleri yatmaktadır.