Melo hangi mevki?

Carmelo Anthony: Kariyeri Boyunca Değişen Roller ve Mevkiler

Carmelo Anthony denince akla gelen ilk şey genellikle bir skor makinesi, bir sayı yığını üreten oyuncu olur. Ama onun tam olarak hangi mevkiye oturduğu, özellikle kariyerinin farklı dönemlerinde nasıl bir görev üstlendiği, futboldaki gibi net bir tanım yerine daha çok işlevsel bir analiz gerektirir. Deneyimlerime göre, Melo'nun kariyerindeki mevki tanımı, onun sahada ne kadar çok yönlü olabildiğini gösteriyor.

Başlangıç: Saf Bir Sayı Atıcısı (SF/SG)

Denver Nuggets günlerini düşündüğünde, Melo'yu ilk olarak kısa forvet (small forward - SF) pozisyonunda görürüz. Bu dönemde en belirgin özelliği, topu eline aldığında rakip potayı sarsma becerisiydi. Sırtı dönük oyunu, ani ilk adımları ve orta mesafeden kusursuz şutlarıyla tanınıyordu. NBA'deki ilk sezonlarında, ortalama 20'nin üzerinde sayı atması ve %35'in üzerinde üç sayılık isabetiyle ne kadar etkili bir skorör olduğunu kanıtladı. Hatta lige ilk adım attığı 2003-2004 sezonunda 21.7 sayı ortalamasıyla kariyerinin en yüksek ilk sezon sayı ortalamalarından birine imza attı. Bu, onu bir şutör guard (shooting guard - SG) özelliklerine de yakınlaştırıyordu. Kısacası, bu dönemdeki Melo, takımının hücum organizasyonunun merkezinde, topu alıp sayıya çeviren bir primer (birincil hücum opsiyonu) idi.

Orta Kariyer: Daha Çok Yönlü Bir Forvet (SF/PF)

New York Knicks ve Chicago Bulls dönemlerine geldiğimizde, Melo'nun rolünde belirgin bir evrim görüyoruz. Hala saf bir skor makinesi olsa da, takımın ihtiyaçlarına göre hafif forvet (power forward - PF) pozisyonunda da görev almaya başladı. Özellikle daha atletik ve uzun rakiplerle eşleştiğinde, daha fiziksel bir oyun sergileyebiliyordu. Bu dönemde onun pound-for-pound en iyi forvetlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Savunmada ilk zamanlarındaki kadar agresif olmasa da, hücumdaki etkinliği devam ediyordu. Özellikle Knicks'te, bireysel yeteneğiyle maçı kazanabilen bir oyuncuydu. Örneğin, 2012-2013 sezonunda attığı 28.7 sayı, kariyerinin zirvesiydi ve bu sayıların büyük bir kısmını bireysel çabasıyla elde ediyordu. Bu geçiş, onun sadece şutör değil, aynı zamanda kendi şutunu yaratabilen ve takım arkadaşlarını da oyuna dahil edebilen bir forvet olduğunu gösteriyordu.

Son Yıllar: Değerli Bir Uzman (PF/C) ve Lider

Oklahoma City Thunder, Houston Rockets, Los Angeles Lakers ve Portland Trail Blazers gibi takımlarda kariyerinin sonlarına doğru gelirken, Melo'nun rolü daha çok uzman bir uzundan ziyade, bir uzun forvet veya hatta zaman zaman bir pivot (center - C) gibiydi. Fiziksel olarak artık ilk günkü gibi olmasa da, özellikle saha kenarından oyuna giren ve belirli alanlarda değer katan bir oyuncu haline geldi. Üç sayılık atışlardaki ustalığı ve takımın düzenine uyum sağlama becerisiyle, özellikle Lakers'ın şampiyonluk yolculuğunda değerli bir parça oldu. Sahada olduğu kısa sürelerde bile %40 civarında üç sayılık isabetiyle oynaması, onun hala ne kadar tehlikeli bir şutör olduğunu kanıtlıyordu. Bu dönemde, Melo'dan beklenen rol, oyun kurmak değil, verilen görevleri en iyi şekilde yerine getirmekti. Onun sahadaki varlığı, takımın hücum akışına yeni bir boyut katıyordu.

Melo'nun Mevkisini Anlamak İçin İpuçları:

* Oyunu Nasıl İzliyorsun? Melo'nun pozisyonunu anlamanın en iyi yolu, onu top elindeyken ve topsızken nasıl kullandığını gözlemlemek. Eğer sürekli topu eline alıp bireysel hücum yapıyorsa, saf bir skorör/forvet. Eğer topsuz hareket edip şut pozisyonu arıyorsa, daha çok bir kanat oyuncusu veya boş alan bulan bir uzun.

*Savunmadaki Rolü Nedir? Kariyerinin ilk dönemlerinde rakiplerini birebir savunuyordu. Son yıllarda ise daha çok adam değişimiyle veya alan savunmasıyla ilgileniyordu. Savunmadaki partnerine göre mevki anlayışı değişir. *Takımın Genel Yapısı Nasıl? Melo'nun yanında kimlerin oynadığı, onun mevki tanımını doğrudan etkiler. Eğer yanında daha fazla top tutan oyuncular varsa, o daha çok pozisyon oyuncusu olur. Eğer etrafında şutörler varsa, Melo'nun oyun kurucu yönü daha çok öne çıkar.

Carmelo Anthony gibi oyuncuların kariyerleri boyunca farklı roller üstlendiğini bilmek, basketbolun sadece statik pozisyonlardan ibaret olmadığını gösterir. O, bir oyun değiştiren (game changer) olarak, hangi mevkide oynadığına bakmaksızın, sahadaki etkisini her zaman gösterdi.