Rabbin kim sorusuna cevap?

06.03.2025 0 görüntülenme

İnancımızda en temel ve önemli sorulardan biriyle karşı karşıyayız: Rabbin kim? Bu soru, sadece dilimizle verdiğimiz bir cevap olmanın ötesinde, kalbimizle ve hayatımızla da yanıtlamamız gereken bir sorgulamadır. Çünkü bu soruya vereceğimiz cevap, dünya görüşümüzü, ahlaki değerlerimizi ve nihai hedefimizi şekillendirecektir.

Bu Soru Neden Bu Kadar Önemli?

"Rabbin kim?" sorusu, aslında varoluşumuzun anlamını ve amacını sorgulamaktır. Evreni, içindeki düzeni ve bizleri yaratan güce yöneliktir. Bu soruya doğru bir şekilde cevap vermek, hayatımızı anlamlandırmak ve doğru bir yön çizmek için elzemdir. Kuran-ı Kerim'de birçok ayette bu soruya işaret edilmekte ve Allah'ın (c.c.) birliği, kudreti ve sıfatları anlatılmaktadır. Bu ayetler, bizlere Rabbimizi tanımamız için rehberlik eder.

Bu sorunun önemi sadece bireysel değil, toplumsal düzeyde de kendini gösterir. Bir toplumun ahlaki değerleri, inançları ve adalet anlayışı, o toplumun Rab olarak kabul ettiği varlığa göre şekillenir. Dolayısıyla, "Rabbin kim?" sorusuna verilen doğru cevap, adil, merhametli ve huzurlu bir toplumun temelini oluşturur.

Doğru Cevap Nedir ve Nasıl Ulaşılır?

İslam inancına göre bu sorunun cevabı nettir: "Rabbim Allah'tır." Allah (c.c.), her şeyin yaratıcısı, sahibi ve yöneticisidir. O, tektir, eşi ve benzeri yoktur. Ancak bu cevabı sadece dilimizle söylemek yeterli değildir. Kalbimizle inanmalı, aklımızla anlamalı ve hayatımızla yaşamalıyız.

Peki, bu doğru cevaba nasıl ulaşabiliriz? İlk adım, Kuran-ı Kerim'i okumak ve anlamaya çalışmaktır. Kuran, Allah'ın (c.c.) kelamıdır ve O'nu en doğru şekilde tanıtan kaynaktır. İkinci olarak, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) hayatını ve sünnetini öğrenmektir. O, Allah'ın (c.c.) en güzel örneğidir ve O'nu nasıl razı edeceğimizi bize öğretir. Üçüncü olarak, evreni ve içindeki delilleri tefekkür etmektir. Her bir yaratılış, Allah'ın (c.c.) varlığına ve kudretine işaret eder.

Hayatımıza Nasıl Yansımalı?

"Rabbim Allah'tır" cevabını verdikten sonra, bu inancımızı hayatımızın her alanına yansıtmalıyız. Namaz kılarak, oruç tutarak, zekât vererek ve diğer ibadetleri yerine getirerek Allah'a (c.c.) kulluk etmeliyiz. Dürüst, adil, merhametli ve yardımsever olarak O'nun hoşnutluğunu kazanmaya çalışmalıyız. Ailemize, komşularımıza ve tüm insanlığa karşı sevgi ve saygı göstermeliyiz.

Unutmayalım ki, bu soruya verdiğimiz cevap, sadece ölüm anında değil, tüm hayatımız boyunca geçerli olacaktır. Rabbimizi ne kadar tanırsak, O'na ne kadar yakınlaşırsak, hayatımız o kadar anlamlı ve huzurlu olacaktır. Öyleyse, gelin bu soruyu sürekli kendimize soralım ve cevabımızı her geçen gün daha da derinleştirelim.