Zekât vermek farz mı sünnet mi?
Zekât: Farz mı, Sünnet mi? Gerçekten Ne Anlama Geliyor?
Zekât meselesi, İslam'ın temel direklerinden biri. Peki, bu ibadetin hukuki statüsü tam olarak ne? Birçok insan zekâtın farz olduğunu biliyor ama bu farziyetin kaynağına, sınırlarına ve bireysel sorumluluklarımıza dair daha derinlemesine bilgi sahibi olmak hepimizin faydasına olacaktır. Deneyimlerime göre, bu konuda kafa karışıklığı yaşanabiliyor. Gelin, lafı uzatmadan doğrudan meselenin özüne inelim.
Zekâtın Farziyeti ve Kaynakları
Zekât vermek, hem Kur'an-ı Kerim'de hem de Sünnet'te açıkça emredilmiş bir farzdır. Bu, kişisel bir tercih meselesi değil, dinen zorunlu kılınmış bir ibadettir. Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette "Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin" buyurmuştur. Örneğin, Bakara Suresi
- ayette bu emir net bir şekilde yer alır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de hadis-i şeriflerinde zekâtın farziyetini ve kimlere farz olduğunu detaylıca açıklamıştır. Zekât, malı arındıran, bereketlendiren ve toplumda fakir-fukaranın gözetilmesini sağlayan bir köprüdür.
Peki, kimlere farz? Zekâtın farz olması için bazı temel şartlar vardır:
- Müslüman olmak: Zekât, Müslümanlara farzdır.
- Akıl Sağlığı ve Ergenlik: Zekâtla yükümlü olmak için akıl baliğ olmak (ergenlik çağına ulaşmış olmak) ve akıl sağlığı yerinde olmak gerekir.
- Mülkiyet ve Nisap Miktarı Mal: Kişinin, temel ihtiyaçları dışında belirli bir miktarda (nisap) mala sahip olması gerekir. Bu malın üzerinden bir kamerî yıl geçmesi de şarttır. Nisap miktarı, dönemin ekonomik koşullarına göre değişiklik gösterebilir ama genel olarak belirlenmiş altın veya gümüş karşılığı üzerinden hesaplanır. Örneğin, güncel olarak yaklaşık 80.88 gram altın veya 200 gram gümüş miktarı nisap olarak kabul edilir.
- Borçsuz Olmak: Kişinin, nisap miktarındaki malını azaltacak kadar borcu olmamalıdır.
Bu şartları taşıyan her Müslüman'ın, sahip olduğu belirli mal türlerinden zekât vermesi farzdır. Eğer bu şartları taşımıyorsanız, zekât vermekle mükellef olmazsınız. Ancak bu, yine de malınızı hayır-hasenat olarak değerlendiremeyeceğiniz anlamına gelmez.
Hangi Mallardan Zekât Verilir? (Somut Örnekler)
Zekât, sadece elimizdeki para veya altınla sınırlı değildir. İslam alimlerinin ittifakıyla bazı mal türlerinden zekât verilir. Bunların başında şunlar gelir:
- Nakit Paralar: Altın, gümüş, döviz, banka mevduatları gibi nakit paralar nisap miktarına ulaştığında zekâta tabidir. Günümüzde bankadaki paranızdan da zekât vermekle yükümlüsünüz eğer nisap miktarını karşılıyorsa.
- Altın ve Gümüş: Ticaret için olmayan ziynet eşyaları hariç, altın ve gümüşlerin nisap miktarına ulaştığında zekâtı verilir. Evde duran altınlar da nisap miktarına ulaşmışsa zekâtı verilmelidir.
- Ticaret Malları: Satmak amacıyla elde tutulan her türlü mal (eşya, emlak vb.) değerlenerek zekâtına tabi olur.
- Hayvanlar: Kurban bayramında kesilenler dışındaki, belirli sayıda ve belli bir süre otlayan koyun, keçi, sığır, manda, deve gibi hayvanlar. (Bu daha çok kırsal kesim için geçerli bir durumdur.)
- Ziraî Ürünler: Tahıl (buğday, arpa), meyve (hurma, üzüm gibi) ve sebzelerden, belirli ölçüde (örneğin 5 vesk - yaklaşık 653 kg) ürün elde edildiğinde zekâtı verilir. Bu ürünlerin zekât oranı, sulama şekline göre değişir: Kendi kendine sulananlar (yağmurla veya dereyle) onda bir (%10), sulama ile büyüyenler ise yirmide bir (%5) zekât verilir.
Örnek: Diyelim ki elinizde 10.000 TL nakit para var ve bu miktar nisap miktarına ulaşıyor. Bir yıl geçti ve miktar hala aynı veya arttı. Bu durumda, parasal değerin %2.5'u (çeyreği) zekât olarak verilmelidir. Yani 10.000 TL'nin 250 TL'si zekâttır. Bu sadece bir örnektir, hesaplamalarınızı güncel kur ve değerler üzerinden yapmanız önemlidir.
Neden Zekât Veriyoruz? (Bireysel ve Toplumsal Boyutu)
Zekât vermek, sadece bir maldan düşülen bir pay değil; aynı zamanda manevi bir temizlik, bir şükür ifadesi ve toplumsal bir görevdir. Deneyimlerime göre, zekât ibadetini yerine getiren kişilerde hem mal varlığına karşı bakış açısı değişiyor hem de iç huzur artıyor.
- Malı Arındırma: Zekât, maldaki haram ve şüpheli şeyleri temizler. Kendi hakkı olmayan fakirlerin hakkını vermekle, malımız helal ve bereketli hale gelir.
- Şükür Nimetini İfade Etme: Sahip olduğumuz mal, Allah'ın bir lütfudur. Zekât vermek, bu nimetlere karşı bir şükür göstergesidir. "Allah bana verdi, ben de O'nun rızası için başkalarına yardım ediyorum" demektir.
- Toplumsal Yardımlaşma ve Dayanışma: İslam, bireysel ibadetlerin yanı sıra toplumsal sorumluluklara da büyük önem verir. Zekât, zengin ile fakir arasındaki köprüyü kurarak, gelir dağılımındaki adaletsizlikleri bir nebze olsun gidermeye yardımcı olur. Fakirin, fukaranın, yetimin, öksüzün gözetilmesi toplumsal huzuru ve birliği sağlar.
- Nefsi Terbiye: Cimrilik, mal sevgisi gibi kötü huyları törpüler. İnsanı bencillikten kurtarıp, başkalarının ihtiyaçlarını düşünmeye sevk eder.
Unutmayın, verdiğiniz her kuruş zekâtın, Allah katında büyük bir karşılığı vardır. Bu, aynı zamanda sizin bireysel olarak da daha olgun, daha vicdanlı bir insan olmanıza katkı sağlar.
Pratik İpuçları ve Öneriler
Zekât ibadetini yerine getirirken dikkat etmeniz gereken bazı pratik noktalar şunlardır:
- Hesaplamanızı Düzenli Yapın: Zekâtın üzerinden bir kamerî yıl geçmesi şart olduğundan, ne zaman zekât verdiğinizi bir yere not alın. Her yıl belirlenen bir günde hesaplamanızı yapıp zekâtınızı verebilirsiniz.
- Niyetinizi Halis Tutun: Zekât verirken, Allah'ın rızasını gözetme niyetinde olmanız çok önemli. Gösteriş veya başkalarına iyilik yaptığını kanıtlama gayesiyle verilmez.
- Güvenilir Kuruluşları Seçin: Zekâtınızı doğrudan ihtiyaç sahiplerine verebileceğiniz gibi, güvenilir vakıf ve derneklere de bağışlayabilirsiniz. Bu kuruluşlar, zekâtlarınızı doğru yerlere ulaştırma konusunda uzmanlaşmıştır. İhtiyaç sahibi birini tanıyorsanız, ona doğrudan vermek en faziletli yollardan biridir.
- Mükellef Olmadığınız Durumda da Yardım Edin: Eğer zekâtla yükümlü değilseniz, yine de gönlünüzden kopan miktarda sadaka ve bağışta bulunarak hem Allah'ın rızasını kazanabilir hem de topluma faydalı olabilirsiniz. Sadaka, farz olmasa da çok sevaptır ve malı bereketlendirir.
- Eğitim ve Bilinçlenme: Zekât kurallarını öğrenmek için ilmihal kitaplarına başvurabilir, güvendiğiniz hocalara veya ilim sahiplerine danışabilirsiniz. Bu, ibadetinizi doğru ve eksiksiz yapmanızı sağlar.
Zekât, sadece bir para verme eylemi değil, aynı zamanda kişinin malıyla olan bağını güçlendiren, onu arındıran ve toplumsal bir sorumluluk bilinci yükleyen eşsiz bir ibadettir. Bu sorumluluğu yerine getirmek, hem bu dünyada hem de ahirette büyük mükâfatlara nail olmaktır.