Asurlular kimin atası?

Asurlular Kimin Ata Soyu?

Asurlular, Mezopotamya'nın kuzeyinde, bugünkü Irak topraklarında yükselmiş, tarihin en etkili imparatorluklarından birini kurmuş bir halktır. Kimin atası oldukları sorusu aslında biraz karmaşık bir soru, çünkü insanlık tarihi boyunca pek çok halk birbirine etki etmiş, kaynaşmıştır. Ancak Asurluların doğrudan atası sayılan belirli bir grup olmasa da, onların kültürel ve siyasi mirasından etkilenen ve onların coğrafyasında yaşamış pek çok topluluktan bahsedebiliriz.

Deneyimlerime göre, bu konuyu anlamak için iki ana eksene bakmak gerekiyor: coğrafi miras ve kültürel etkileşim. Asurlular, Dicle Nehri çevresinde, Bereketli Hilal'in önemli bir parçası olan bir bölgede hüküm sürdüler. Bu coğrafya, tarih boyunca Sümerler, Akadlar, Babilliler gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Dolayısıyla, Asurluların kendileri de bu önceki medeniyetlerin birikiminden beslenmiş ve onların mirasını devam ettirmişlerdir.

Asurluların Kökenleri ve Bağlantıları

Asurluların kökenleri, daha önceki Sami dillerini konuşan halklara dayanır. MÖ

  1. binyılın ortalarına doğru Asur şehri kurulduğunda, bölgede zaten yerleşik bir nüfus vardı. Bu nüfus, Mezopotamya'nın erken dönem yerleşimcileriyle, özellikle de Akadlarla güçlü bağlara sahipti. Akadların dilinden ve kültüründen önemli ölçüde etkilenmişlerdir. Hatta Asurca, Akadcanın bir lehçesi olarak kabul edilir.

Bu noktada akılda tutulması gereken önemli bir detay var: Asurlular, kendilerinden önceki medeniyetlerin bir devamı niteliğindedir. Onlar ne tamamen yeni bir halk olarak ortaya çıktılar ne de tamamen izole bir kültür geliştirdiler. Tam tersine, Sümer ve Akad gibi daha eski uygarlıkların dil, din, yönetim ve sanat alanlarındaki birikimlerini devraldılar ve kendi özgün kimlikleriyle harmanladılar.

Asur İmparatorluğu'nun Mirası

Asurluların en belirgin mirası, şüphesiz kurdukları güçlü imparatorluk ve uyguladıkları etkili yönetim biçimidir. Özellikle

  1. yüzyıldan MÖ
  2. yüzyıla kadar uzanan Neo-Asur İmparatorluğu dönemi, askeri gücü, sanatı ve idari yapısıyla dikkat çeker. Ninova gibi büyük şehirler inşa etmişler, gelişmiş bir posta teşkilatı kurmuşlar ve günümüzdeki kütüphaneciliğin temellerini atmışlardır.

Peki, bu miras kimlere aktarıldı? Asur İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından bölgedeki güç dengeleri değişti. Babil, Med ve Pers gibi imparatorluklar yükseldi. Bu yeni imparatorluklar, Asurluların kurduğu idari yapıları, yolları ve hatta bazı kültürel unsurları devraldılar. Örneğin, Pers İmparatorluğu'nun kullandığı yol ağı ve idari sistemde Asur etkileri görülebilir.

Ayrıca, Asur İmparatorluğu'nun sürgün politikaları sonucunda farklı bölgelerden insanlar Mezopotamya'ya getirilmiş, bu da bölgenin demografik yapısını çeşitlendirmiştir. Bu durum, Asur topraklarında yaşayan halkların zamanla birbirleriyle kaynaşmasına ve yeni kültürel sentezlerin oluşmasına yol açmıştır.

Bugünkü Bağlantılar ve Öneriler

Günümüzde Asurluların doğrudan torunları olarak kabul edilen belirli bir topluluk var mı sorusu, sıkça sorulur. Bu konuda genel kabul gören görüş, Asur halkının (Süryaniler olarak da bilinirler) hem kültürel hem de kısmen genetik olarak Asurlularla doğrudan bir bağı olduğudur. Bu halk, tarih boyunca Mezopotamya'da yaşamaya devam etmiş ve Asur dilinin bir devamı olan Aramiceyi konuşmuşlardır.

Eğer bu konuya ilgi duyuyorsan, Asur tarihiyle ilgili okuma yaparken sadece askeri başarılarına değil, aynı zamanda onların sanatına, edebiyatına ve yönetim anlayışına da odaklanmanı öneririm. Ninova'daki Asurbanipal Kütüphanesi'nden çıkan tabletler, bize onların bilgiye ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Bu tabletler, Sümer ve Akad mitolojilerinden de örnekler içerir.

Pratik bir öneri olarak, Asurluların kültürel mirasıyla ilgileniyorsan, Arkeoloji müzelerini ziyaret edebilirsin. Özellikle British Museum, Louvre gibi müzelerde Asur kabartmaları ve eserleri bulunur. Bu eserler, onların yaşam tarzını, inançlarını ve sanatsal yeteneklerini somut bir şekilde görmeni sağlar.