Ülkemizde pozitif ayrımcılık kimlere uygulanmaz?
İçindekiler
Pozitif ayrımcılık, toplumda dezavantajlı durumda olan grupların desteklenmesi ve eşit fırsatlara sahip olmalarının sağlanması amacıyla uygulanan bir dizi politikayı ifade eder. Ülkemizde de çeşitli alanlarda pozitif ayrımcılık uygulamaları mevcuttur. Ancak, bu uygulamaların kimlere uygulanmadığı da önemli bir konudur.
Pozitif Ayrımcılığın Temel İlkeleri
Pozitif ayrımcılık, eşitlik ilkesinin bir gereği olarak ortaya çıkar. Amaç, tarihsel ve toplumsal nedenlerle dezavantajlı konuma düşmüş grupların, diğerleriyle aynı seviyeye gelebilmesi için geçici bir süreyle desteklenmesidir. Bu destek, eğitimden istihdama, siyasetten sosyal hizmetlere kadar geniş bir yelpazede olabilir.
Ülkemizde Pozitif Ayrımcılığın Uygulanmadığı Gruplar
Ülkemizde pozitif ayrımcılık genellikle kadınlar, engelliler ve şehit yakınları ile gaziler gibi gruplara uygulanmaktadır. Ancak, bu grupların dışında kalan ve sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı durumda olan bazı gruplar, pozitif ayrımcılık uygulamalarından yeterince faydalanamamaktadır. Örneğin:
- Yoksulluk sınırının altında yaşayanlar: Yoksulluk, bireylerin eğitim, sağlık ve istihdam gibi temel haklara erişimini engelleyebilir. Ancak, yoksulluk tek başına pozitif ayrımcılık için yeterli bir kriter olarak kabul edilmemektedir.
- Belirli bölgelerde yaşayanlar: Bazı bölgeler, coğrafi koşullar veya ekonomik yetersizlikler nedeniyle dezavantajlı durumda olabilir. Bu bölgelerde yaşayanlar, eğitim ve istihdam olanaklarına erişimde zorluklar yaşayabilirler. Ancak, bölge bazlı pozitif ayrımcılık uygulamaları sınırlı kalmaktadır.
- Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği farklı olanlar: LGBTİ+ bireyler, toplumda ayrımcılığa maruz kalabilmektedir. Ancak, bu gruplara yönelik pozitif ayrımcılık uygulamaları henüz yaygınlaşmamıştır.
Pozitif Ayrımcılığın Kapsamının Genişletilmesi
Pozitif ayrımcılığın daha adil ve kapsayıcı bir şekilde uygulanabilmesi için, sosyo-ekonomik dezavantajları dikkate alan daha geniş bir bakış açısıyla ele alınması gerekmektedir. Yoksulluk, bölgesel eşitsizlikler ve cinsel yönelim gibi faktörlerin de pozitif ayrımcılık politikalarında göz önünde bulundurulması, toplumda eşitlik ve adaletin sağlanmasına katkı sağlayacaktır.
Özetle, pozitif ayrımcılık önemli bir araç olsa da, kapsamı ve uygulanabilirliği sürekli olarak gözden geçirilmelidir. Daha fazla dezavantajlı grubun bu uygulamalardan faydalanabilmesi için, politikaların daha kapsayıcı ve adil bir şekilde tasarlanması gerekmektedir.