Divan edebiyatında nasıl bir dil kullanılmıştır?

Divan Edebiyatında Dilin Gizemi

Divan edebiyatının diline şöyle bir göz attığında ilk dikkatini çeken şey ne olurdu? Muhtemelen o yoğun, süslü ve ilk bakışta biraz da yabancı gelen kelime dağarcığı. Ama dur, hemen gözünü korkutmasın bu durum. Deneyimlerime göre, aslında bu dilin kendine has bir çekiciliği ve inceliği var.

Arapça ve Farsça'nın Hakimiyeti

Öncelikle bilmelisin ki, Divan edebiyatının dili, yalnızca Türkçe'den ibaret değil. Dönemin entelektüel ve siyasi elitlerinin kullandığı dil, Arapça ve Farsça'nın yoğun etkisi altında şekillenmiş. Buna "Osmanlı Türkçesi" de diyebiliriz ama bunu günümüz Türkçesiyle aynı kefeye koymamak lazım.

* Arapça: Özellikle dini, hukuki ve felsefi terimler için Arapça'dan bolca yararlanılmıştır. Kuran-ı Kerim'in etkisi de bu noktada yadsınamaz. Örneğin, "iman", "kader", "hakikat" gibi kelimeler Arapça kökenlidir.

* Farsça: Divan edebiyatının estetik ve şiirsel yönünde Farsça'nın rolü çok büyüktür. Aşk, doğa betimlemeleri, tasavvufi düşünceler gibi konularda Farsça kelime ve tamlamalar sıkça karşımıza çıkar. "Bahar", "gül", "bülbül", "şarap", "can" gibi kelimeler Farsça'dan dilimize girmiş ve Divan şiirinin vazgeçilmezleri arasına girmiştir.

Bu iki dilin birleşimiyle ortaya çıkan dil, aslında o dönemin aydınlarının ortak iletişim aracıydı. Bizim bugün "yabancı" dediğimiz bu kelimeler, onlar için sıradan ve anlaşılır birer parçaydı.

Süslü ve İmgesel Anlatım

Divan edebiyatının dilinde bir diğer önemli özellik de süslü ve imgesel anlatımdır. Yaratılan şiirler, sadece bir olayı anlatmakla kalmaz, aynı zamanda dinleyicinin veya okuyucunun zihninde canlı tablolar oluşturmayı hedefler.

* Mazmunlar: Divan şairleri, belirli kalıplaşmış imgeleri ve benzetmeleri kullanır. Bunlara "mazmun" denir. Mesela, sevgiliyi "ay"a benzetmek, kaşlarını "yay"a benzetmek oldukça yaygındır. Bu, sizin de bir şiirle karşılaştığınızda "Aa, bu klasik bir mazmun!" demenizi sağlar.

* Teşbih ve İstiare: Bolca teşbih (benzetme) ve istiare (eğretileme) kullanılır. Örneğin, aşk acısını ele alırken, kalbi "kül"e benzetmek, gözyaşlarını "nehir" olarak anlatmak gibi. Bu, anlatımı zenginleştiren ve derinleştiren bir yöntemdir.

* Mecazlar: Kelimelerin gerçek anlamları dışında kullanıldığı mecazlar da dilin önemli bir parçasıdır. Sevgilinin dudağı için "şeker" demek gibi.

Bu imgesel anlatım, şiirlere ayrı bir derinlik ve güzellik katarken, aynı zamanda dili daha anlaşılır kılmak adına bir köprü vazifesi de görür. Çünkü siz bir ifadeyi birebir kelime anlamıyla değil, yarattığı imgeyle anladığınızda, o dile daha kolay adapte olabilirsiniz.

Aruz Ölçüsü ve Cümle Yapısı

Divan edebiyatının dilini anlamak için aruz ölçüsünü ve o dönemin cümle yapısını da bilmek gerekir.

* Aruz Ölçüsü: Divan şiirinde kullanılan aruz ölçüsü, Türkçe'nin doğal hece yapısından farklıdır. Bu ölçüye uymak için kelimeler bazen uzatılır, bazen kısaltılır, bazen de tamlamalar farklı şekillerde kurulur. Bu durum, günümüz Türkçesiyle yazılmış bir metni okumaktan farklı bir okuma deneyimi sunar.

* Cümle Yapısı: Cümleler, Türkçenin özne-nesne-yüklem sıralamasından farklı olarak, daha esnek bir yapıya sahip olabilir. Yüklem sonda olmak zorunda değildir, tamlamalar ve sıfatlar kelimeler arasında da yerleşebilir. Bu, okurken biraz daha dikkatli olmanızı gerektirir.

Şimdi diyeceksin ki, "Peki ben bunu nasıl anlayacağım?" İşte sana birkaç pratik öneri:

* Günümüz Türkçesiyle Yazılmış Divan Şiiri Çevirilerine Göz At: Başlangıç için bu en etkili yöntemlerden biri. Şiirin aslına ulaşmadan, sadeleştirilmiş veya açıklanmış hallerini okuyarak kelime anlamlarını ve anlatımı kavrayabilirsin.

* Divan Şiiri Sözlüklerinden Faydalan: Karşına çıkan anlamını bilmediğin kelimeler için güvenilir sözlükler kullanmaktan çekinme.

* Bol Bol Oku, Ama Sabırlı Ol: Her yeni dil veya anlatım biçimi gibi, Divan edebiyatının diline alışmak da zaman ister. Hemen pes etme, okumaya devam ettikçe kelimelerin ve yapıların anlamı senin için daha da belirginleşecektir.

Unutma, Divan edebiyatının dili bir engel değil, aslında o dönemin ruhunu, düşünce yapısını ve estetik anlayışını yansıtan eşsiz bir hazine. Bu hazineyi keşfetmek, sana bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayacaktır.