Struma gemisi nerede?

II. Dünya Savaşı sırasında yaşanan trajik olaylardan biri olan Struma gemisi faciası, hafızalardan silinmeyen bir insanlık dramıdır. Peki, bu acı olay nerede yaşandı ve Struma gemisi şu anda nerede bulunuyor? Bu yazımızda, Struma gemisinin hikayesini ve akıbetini inceleyeceğiz.

Struma Gemisi Nereye Gitmek İstiyordu?

Struma gemisi, Romanya'dan Filistin'e gitmek üzere yola çıkmış, Yahudi mültecileri taşıyan eski ve bakımsız bir gemiydi. Gemide, Nazi zulmünden kaçan ve daha güvenli bir yaşam arayışında olan yaklaşık 769 kişi bulunuyordu. Amacı, savaşın dehşetinden uzaklaşarak, Filistin topraklarına ulaşmak ve yeni bir hayata başlamaktı.

Ancak gemi, teknik sorunlar ve siyasi engeller nedeniyle İstanbul'da beklemek zorunda kaldı. İngiliz hükümeti, Filistin'e daha fazla Yahudi mültecinin girişini engellemek amacıyla geminin yoluna devam etmesine izin vermedi. Türkiye ise mültecileri kabul etme konusunda isteksizdi, bu yüzden Struma gemisi aylarca İstanbul açıklarında demirledi.

Struma Gemisi Nerede Batırıldı?

Uzun süren bekleyişin ardından, çaresizlik içindeki mültecilerle dolu Struma gemisi, 24 Şubat 1942'de Karadeniz'e çekilerek batırıldı. Geminin batırıldığı yer, Türkiye karasuları dışında, Şile açıklarındaydı. Sovyet denizaltısı ŞÇ-213 tarafından torpidoyla vurulan gemi dakikalar içinde sulara gömüldü. Facia sonucunda 768 kişi hayatını kaybetti, yalnızca David Stoliar adlı genç bir adam hayatta kalmayı başardı.

Struma Gemisinin Enkazı Nerede Bulunuyor?

Yıllar süren araştırmaların ardından, Struma gemisinin enkazı 2000 yılında bir Türk araştırma ekibi tarafından Karadeniz'in yaklaşık 70 kilometre açığında, 50 metre derinlikte bulundu. Enkazın bulunduğu koordinatlar, geminin batırıldığı tahmin edilen bölgeyle örtüşüyordu. Bu keşif, faciada hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve Struma gemisinin trajik hikayesini gelecek nesillere aktarmak için önemli bir adım oldu.

Struma gemisi faciası, savaşın ve ayrımcılığın yol açtığı derin acıları simgeleyen bir olay olarak tarihe geçti. Geminin hikayesi, mültecilerin yaşadığı zorlukları ve insanlığın vicdanını sorgulayan bir trajedi olarak hatırlanmaya devam edecektir.