Kuran okunduktan sonra ne okunur?

Kuran Okunduktan Sonra Ne Yapmalı?

Kuran'ı eline alıp okumaya başladın diyelim. Bittiğinde ne yapacağını merak ediyorsun, değil mi? Bu aslında çok doğal bir soru. Çünkü Kuran sadece okumakla biten bir kitap değil; yaşamak, anlamak ve hayata geçirmek için bir rehber. Deneyimlerime göre, bu sorunun cevabı birkaç ana eksende yoğunlaşıyor.

Okunan Ayetleri Kalbe İndirmek

Kuran okumayı bitirdikten sonra yapabileceğin en kıymetli şeylerden biri, okuduklarını zihninde ve kalbinde canlı tutmaya çalışmak. Bu, sadece kelimeleri okuyup geçmekten farklı bir şey. Okuduğun ayetlerin anlamını düşünmek, belki bir ayetin özellikle içine dokunan yönünü hissetmek önemli.

Mesela, Zuhruf Suresi'nin

  1. ayetinde şöyle buyrulur: "Şimdi sen, sana vahyolunana sımsıkı sarıl. Çünkü sen dosdoğru bir yol üzerindesin." Bu ayeti okuduktan sonra, kendine şu soruyu sorabilirsin: "Ben gerçekten dosdoğru bir yol üzere miyim? Vahye ne kadar sımsıkı sarılıyorum?" Bu tür düşünceler, okuduğunu sadece bir bilgi yığını olmaktan çıkarıp sana özel bir mesaja dönüştürür.

Bazı alimler, okunan ayetlerle ilgili kısa notlar almayı önerir. Bu, mesela bir ayetin sana verdiği bir ilham, bir ders veya bir sorumluluk olabilir. Gün içinde bu notlara göz atmak, Kuran'la bağını güçlendirir.

Okuduklarını Hayata Yansıtmak

Kuran'ın asıl amacı, okuyanı değiştirmektir. Bu yüzden okumayı bitirdikten sonra aklına gelen pratik uygulamaları düşünmek çok yerinde olur.

Şöyle bir örnek vereyim: Eğer Bakara Suresi'nin "Allah rızkı dilediğine bol verir, dilediğine kısar. Onlar dünya hayatı ile sevinip eğlenirler. Oysa dünya hayatı, ahiretin yanında geçici bir zevkten başka bir şey değildir." (ayet 26) kısmını okuduysan, bu senin harcamalarına, birikimlerine veya mal varlığına bakışını değiştirebilir. Belki de daha az dünyevi şeylere takılıp, ahireti düşünerek hareket etmen gerektiğini anlarsın.

Pratik bir öneri olarak, okuduğun bir ayette sana farz kılınan veya tavsiye edilen bir şey varsa, hemen o gün içinde onu hayata geçirmeye çalış. Belki bir ayet sabırlı olmanı söylüyordur, o gün karşına çıkan bir zorlukta sabırlı olmayı dene. Belki de bir ayet sadaka vermeyi teşvik ediyordur, ufak da olsa bir sadaka ver.

Tefsir ve Meal Yardımıyla Anlamı Derinleştirmek

Kuran'ı sadece Arapça harfleriyle okumak, onun mesajını tam olarak anlamak için yeterli olmayabilir. Okumayı bitirdiğinde, özellikle anlamını merak ettiğin veya üzerine düşünmek istediğin kısımlar için tefsir veya meallere başvurmak, konuyu derinleştirir.

Bir ayetin mealini okudun ama tam olarak ne demek istediğini kavrayamadın mı? O zaman bir tefsire bakabilirsin. Örneğin, Enfal Suresi'nin

  1. ayetinde geçen "Onlara karşı gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın" ifadesi, sadece kılıç veya silah anlamına gelmeyebilir. Modern bir tefsirde bunun günümüzdeki bilimsel, teknolojik veya ekonomik güç anlamına gelebileceği de anlatılır.

Öğle namazından sonra yarım saatini sadece okuduğun birkaç ayetin tefsirine ayırabilirsin. Bu, Kuran'ı okumanın bereketini katlayacaktır.

Dua ve İstişare ile Kuran Bağını Güçlendirmek

Kuran okumak, Allah ile bir diyalog kurmaktır. Bu diyaloğu dua ile tamamlamak çok doğal. Okuduktan sonra, okuduklarınla amel edebilmek için Allah'tan yardım dilemek, en samimi ve etkili yollardan biri.

Enfal Suresi'nin

  1. ayeti şöyle der: "Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine O'nun ayetleri okunduğunda imanları artan ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir." Kuran okuduktan sonra, bu ayette bahsedilen "yürek titremesi" ve "iman artışı" için dua edebilirsin. "Ya Rabbi, okuduklarımla amel etmeme yardım et, imanımı artır." gibi dualar bu bağlamda anlamlıdır.

Ayrıca, okuduğun veya anlamadığın konular hakkında güvendiğin, ilmiyle amel eden kişilerle konuşmak, istişare yapmak da Kuran'la olan bağını kuvvetlendirir. Belki bir cami imamına veya daha bilgili bir arkadaşına takıldığın bir ayeti sormak sana yeni kapılar açabilir.