Duzenli adet goruyorum neden hamile kalamiyorum?

Düzenli Adet Görüyorsun Ama Hamile Kalamıyorsun: Neler Oluyor?

Her ay düzenli olarak adet görmek, pek çoğumuz için "Ben doğurganım, her şey yolunda" anlamına gelir. Ancak bazen, doktorlar da bunu onaylar: "Evet, yumurtlama düzenli görünüyor." Ama gelgelelim, o beklenen gebelik bir türlü gerçekleşmez. Bu durum, hele bir de 1 yıl (35 yaş üstüysen 6 ay) denemeye rağmen devam ediyorsa, gerçekten kafa karıştırıcı ve yıpratıcı olabilir. Deneyimlerime göre, bu noktada hemen umutsuzluğa kapılmak yerine, sorunu birkaç farklı açıdan ele almak gerekiyor.

  1. Yumurtlama Gerçekten Var mıydı, Yoksa Sadece Bir Yanılsama mı?

Evet, adet görmek yumurtlamanın bir işareti olabilir ama bu her zaman, tam da beklediğin anda yumurtladığın anlamına gelmeyebilir. Hormon seviyelerindeki küçük dalgalanmalar bile siklusları etkileyebilir.

  • Lüteal Faz Defekti: Yumurtlama gerçekleşse bile, yumurtanın döllenmesi için rahmin yeterince hazır olmadığı durumlar olabilir. Rahim duvarının kalınlaşma süresi kısa olabilir. Bu genellikle progesteron hormonu eksikliğinden kaynaklanır. Progesteron, adet döngüsünün ikinci yarısında (yumurtlamadan sonra) salgılanır ve gebeliği destekler. Eğer progesteron seviyeleri düşükse veya bu hormonun salgılanma süresi yetersizse, gebelik oluşsa bile tutunamayabilir.
  • Kromozomal Anomaliler: Çok nadir görülen ama mümkün olan bir durum da yumurtanın kendisinde kromozomal bir sorun olmasıdır. Bu durumda, döllenme gerçekleşse bile sağlıklı bir gebelik ilerleyemez.
  • Yumurtlama Günü Belirsizliği: Düzenli adet döngüsü genellikle 21-35 gün arasında sürer. Ancak yumurtlama günü, döngünün ortasına denk gelse bile, bu her ay aynı gün olmayabilir. Bazı kadınlarda yumurtlama günü değişebilir. Bu da doğru zamanlamada ilişki kurmayı zorlaştırabilir.

Ne Yapmalı? Ovülasyon test kitleri, bazal vücut ısısı takibi (her sabah aynı saatte uyanınca vücut ısısını ölçmek) gibi yöntemlerle yumurtlama gününü daha net takip edebilirsin. Eğer yine de şüphelerin varsa, doktorun hormon testleri (özellikle progesteron seviyesi) ve ultrason görüntülemesi ile yumurtlama durumunu daha kesin olarak belirleyebilir.

  1. Sperm Faktörü: Sadece Kadın Değil, Erkek de Önemli!

Her şey kadın tarafında yolunda görünse bile, gebeliğin gerçekleşmemesinde %30-40 oranında erkek faktörünün rol oynadığı biliniyor. Bu, "Benim adetlerim düzenli, dolayısıyla sorun bende değil" düşüncesinin ne kadar yanlış olabileceğini gösteriyor.

  • Sperm Sayısı, Hareketi ve Morfolojisi: Gebelik için sperm sayısı, sperm hücrelerinin hareketliliği (motilite) ve şekilleri (morfoloji) kritik öneme sahiptir. Düşük sperm sayısı, hızlı hareket edemeyen sperm hücreleri veya anormal şekle sahip sperm hücreleri, yumurtaya ulaşmada ve onu döllemede zorlanabilir. Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü'nün son kriterlerine göre mililitrede en az 16 milyon sperm olması sağlıklı kabul ediliyor. Motilite için ise spermlerin en az %30'unun hareketli olması gerekiyor.
  • Genetik Faktörler: Erkeklerdeki bazı genetik sorunlar veya geçirilen hastalıklar sperm kalitesini etkileyebilir.
  • Yaşam Tarzı: Aşırı stres, sigara kullanımı, alkol, düzensiz beslenme, aşırı kilolu veya zayıf olmak, cep telefonunu sürekli cepte taşımak gibi faktörler sperm kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Ne Yapmalı? Erkek partnerin de bir sperm analizi yaptırmalı. Bu, genellikle ilk bakılacak adımlardan biridir. Eğer sperm parametrelerinde bir sorun varsa, yaşam tarzı değişiklikleri, vitamin takviyeleri veya ileri düzey tedavi yöntemleri doktor tarafından önerilebilir.

  1. Tüplerde Bir Engel mi Var?

Yumurtanın spermle buluştuğu yer fallop tüpleridir. Eğer bu tüplerde bir tıkanıklık veya hasar varsa, gebelik oluşması imkansız hale gelir.

  • Enfeksiyonlar ve Geçirilmiş Operasyonlar: Daha önce geçirilmiş pelvik enfeksiyonlar (örneğin, Klamidya gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar), apandisit, dış gebelik, endometriozis gibi durumlar veya pelvik bölge ameliyatları tüplerde yapışıklıklara veya tıkanıklıklara neden olabilir.
  • Endometriozis: Rahim iç dokusunun rahim dışında, özellikle yumurtalıklarda veya tüplerde büyümesi durumudur. Bu durum, hem yumurtlama fonksiyonlarını bozabilir hem de tüplerde yapışıklıklara yol açarak gebeliği engelleyebilir.
  • Tüp Bebek Oranları: Tüplerde ciddi bir hasar varsa, tüp bebek tedavisi %30-40 oranında gebelik şansı sunabilirken, doğal yolla gebelik şansı neredeyse sıfıra iner.

Ne Yapmalı? Doktor, HSG (Histerosalpingografi) adı verilen bir rahim ve tüplerin röntgeni ile tüplerin açık olup olmadığını kontrol edebilir. Bu işlem, biraz rahatsız edici olsa da tüplerdeki tıkanıklıkları ve yapışıklıkları belirlemede çok etkilidir.

  1. Rahmin Durumu ve İmplantasyon: Yuva Hazır mı?

Her şey yolunda gitse bile, döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesi (implantasyon) de gebeliğin en kritik aşamalarından biridir. Rahimde yapısal bir sorun olması veya hormon dengesizlikleri implantasyonu engelleyebilir.

  • Rahim İçi Yapışıklıklar: Kürtaj sonrası veya enfeksiyonlar nedeniyle rahim içinde yapışıklıklar oluşabilir. Bu yapışıklıklar, embriyonun yerleşeceği alanı daraltabilir veya engelleyebilir.
  • Myomlar ve Polip: Rahim içinde bulunan myomlar (fibroidler) veya polip adı verilen iyi huylu urlar, embriyonun yerleşmesini zorlaştırabilir veya gebeliğin ilerlemesini engelleyebilir. Özellikle submüköz myomlar, yani rahim boşluğuna doğru büyüyen myomlar, gebelik üzerinde daha olumsuz etki yaratır.
  • Pıhtılaşma Bozuklukları: Nadir de olsa, annede olan bazı pıhtılaşma bozuklukları, embriyonun rahme tutunmasını engelleyebilir ve tekrarlayan düşüklerin nedeni olabilir.

Ne Yapmalı? Bir jinekolog, ultrason veya histeroskopi (rahmin içini kamera ile görüntüleme) ile rahim içini detaylı bir şekilde inceleyebilir. Eğer bir myom veya polip varsa, bunların gebeliği engelleyip engellemediği değerlendirilir ve gerekirse cerrahi olarak çıkarılabilir. Pıhtılaşma bozuklukları için kan testleri yapılabilir.

Özetle, düzenli adet görmek hamile kalmak için güzel bir başlangıç noktasıdır. Ancak bu, tek başına yeterli değildir. Kendi vücudunu dinlemek, doktorunla açık iletişim kurmak ve gerekli testleri yaptırmak, bu yolculukta sana en doğru yolu gösterecektir. Unutma, yalnız değilsin ve çoğu zaman çözüm mevcut.