Bakın ne demek?
"Bakın Ne Demek?" Üzerine Bir Bakış
Bu ifadeyi duyduğunda hemen bir savunma moduna geçmek yerine, neyin kastedildiğini anlamaya çalışmak ilk adım. Genellikle bu, karşıdaki kişinin bir konuyu tam olarak kavrayamadığını veya senin bakış açının onda bir farklı yankı uyandırdığını gösterir. Yani, bir yanlış anlaşılma potansiyeli var ve bunu gidermek senin elinde.
Kavramsal Boşlukları Doldurmak
Bir projede, bir fikir tartışmasında veya hatta günlük bir sohbet sırasında "Bakın ne demek?" sorusuyla karşılaştığında, genellikle bir temel bilgi eksikliği veya perspektif farklılığı söz konusudur. Örneğin, bir pazarlama kampanyası için hazırladığın hedef kitle analizini sunarken, ekipteki biri "Bakın ne demek?" dediğinde, senin 'demografi' ve 'psikografi' ayrımını tam olarak anlamamış olabilir. Senin görevin, bu teknik terimleri onun anlayacağı şekilde, basit ve somut örneklerle açıklamak.
Deneyimlerime göre, bu tür durumlarda etkili olan yöntemler şunlar:
- Örneklendirme: Soyut bir kavramı somut bir örnekle destekle. Eğer 'müşteri sadakati'nden bahsediyorsan, daha önceki bir kampanyada sadık müşterilerinden gelen olumlu geri bildirimlerden veya tekrarlayan satın alma oranlarından bahsedebilirsin.
- Analoji Kullanımı: Karmaşık bir fikri daha tanıdık bir duruma benzeterek anlat. Örneğin, bir yazılım güncellemesinin neden gerekli olduğunu açıklarken, bir arabanın düzenli bakımına benzetebilirsin.
- Görsel Materyaller: Mümkünse, sunumlarında veya açıklamalarında basit grafikler, şemalar veya görseller kullan. Rakamları veya ilişkileri görselleştirmek, anlaşılırlığı büyük ölçüde artırır. Bir örnek olarak, pazar payı grafikleri veya bir sürecin akış şeması çok yardımcı olabilir.
Beklenti Yönetimi ve Netleştirme
"Bakın ne demek?" sorusu aynı zamanda, karşıdaki kişinin senin neyi başarmayı hedeflediğin konusunda belirsizlik yaşadığını da işaret edebilir. Bu durumda, senin hedeflerin ve beklentilerin ne kadar net olduğu devreye girer. Bir projeye başlarken belirlediğin KPI'lar (Anahtar Performans Göstergeleri) varsa, bunları açıkça belirtmek önemlidir.
Örneğin, yeni bir web sitesi tasarımı yaparken, "kullanıcı deneyimini %20 artırmak" gibi somut bir hedef koyduysan ve ekipteki biri "Bakın ne demek?" dediğinde, bu artışın ne anlama geldiğini (daha az adımda sonuca ulaşma, daha az hata yapma vb.) açıklamalısın. Geçmiş projelerdeki ortalama dönüşüm oranlarını veya kullanıcı başına sitede kalma sürelerini paylaşarak da somutlaştırabilirsin. Eğer daha önceki bir projede hedefimiz x idi ve %15'lik bir iyileşme sağladık, yeni projede bu iyileşmeyi %20'ye çıkarmak için şu adımları izleyeceğiz gibi.
Bu tür durumlarda işini kolaylaştıracak birkaç öneri:
- SMART Hedefler Belirle: Hedeflerinin Spesifik, Ölçülebilir, Ulaşılabilir, İlgili ve Zamanlanmış olduğundan emin ol.
- Rol ve Sorumlulukları Tanımla: Ekipteki herkesin kendi rolünü ve projedeki yerini net bir şekilde bilmesini sağla.
- Düzenli Geri Bildirim Döngüleri Oluştur: Proje ilerledikçe düzenli olarak kısa toplantılar yaparak herkesin aynı sayfada olmasını sağla.
Dil ve Tonlamanın Gücü
En önemli unsurlardan biri de, bu soruyu soran kişiye karşı takındığın dil ve tonlama. Unutma ki, kimse bilmediği için ayıplanmak istemez. Dolayısıyla, "Neden anlamıyorsun ki?" gibi bir yaklaşım yerine, "Haklısın, belki de bunu daha iyi açıklayabilirim" gibi yapıcı bir tavır takınmak çok daha olumlu sonuç verir. Deneyimlerime göre, meraklı ve işbirliğine açık bir tutum, iletişimi çok daha akıcı hale getirir.
Örneğin, bir rapor hazırlarken kullandığın istatistiksel terimler (korelasyon, regresyon analizi gibi) karşındaki kişiyi yabancılaştırabilir. Eğer biri "Bakın ne demek?" dediğinde, bu terimleri günlük dilde açıklamak, hatta bir örnekle göstermek gerekir. Mesela, "Korelasyon demek, iki değişkenin birlikte değişme eğilimi demek. Örneğin, hava ne kadar sıcak olursa, dondurma satışı o kadar artar. Bu bir korelasyondur." gibi.
Unutmamalısın ki, sen ne kadar anlaşılır olursan, karşıdaki kişinin de seni o kadar iyi anlayacaktır. Bu, bir beceri ve pratikle geliştirilebilen bir durum.