Aristo ne demiş boş yapma?

Aristo Ne Demiş Boş Yapma?

Aristoteles'in felsefesini günümüz jargonunda "boş yapma" olarak özetleyebiliriz. Ama elbette bu lafın altında derin bir anlam yatıyor. Aristoteles'in temel derdi, gerçek bilgiye ulaşmak ve bu bilgiyi mantıklı bir şekilde temellendirmekti. Boş laf dediğimiz şey, işte tam da bu noktada devreye giriyor: temelsiz, kanıtsız, sadece lafta kalan argümanlar.

Aristoteles'in düşünce yapısını anlamak için birkaç anahtar kelime var: Mantık, Nedensellik ve Gözlem. Bu üçü, onun "boş yapma" dediği şeyin tam tersini ifade ediyor.

Mantık: Düşünceyi Dizginlemek

Aristoteles, mantığı hayatının merkezine koydu. Ona göre düşüncelerimiz rastgele akıp giden şeyler değil, belirli kurallara göre işleyen bir sistem. Bu sistemin en önemli aracı çıkarım. Örneğin, "Bütün insanlar ölümlüdür" ve "Sokrates bir insandır" önermelerinden, "Sokrates ölümlüdür" sonucunu çıkarmak gibi. Bu, basit bir örnek ama Aristoteles'in geliştirdiği mantık kuralları, düşündüğümüz her şeyi analiz etmemizi sağlıyor. Yanlış öncüllerle başlayıp doğru bir sonuca varmak mümkün değil. İşte "boş laf" da genellikle bu mantık zincirinin kopuk olduğu yerlerde başlar. Diyelim ki biri, "Bu telefon çok pahalı çünkü markası ünlü." diyor. Bu argüman temelde zayıf. Markanın ünlü olması, fiyatı doğrudan belirleyen bir sebep değil. Fiyatı belirleyen üretim maliyeti, araştırma geliştirme giderleri, pazarlama stratejileri gibi pek çok faktördür. Aristoteles olsa, "Markanın ünlü olması ile fiyatın yüksekliği arasındaki nedensel bağı somut olarak göster." derdi.

Pratik Öneri: Bir konuda bir iddiada bulunduğunda veya bir argüman dinlediğinde, kendi kendine şu soruları sor: "Bu iddia hangi öncüllere dayanıyor?", "Bu öncüller doğru mu?", "Öncüller sonuçla mantıksal olarak tutarlı mı?" Bu basit sorgulama, sana pek çok "boş lafı" ayıklamanı sağlar.

Nedensellik: Neden Sonra Ne Oldu?

Aristoteles, evrendeki her şeyin bir nedeni olduğuna inanıyordu. Dört Neden Teorisi bunun en bilinen örneği. Bir nesnenin var olmasının maddi nedeni (yapıldığı madde), biçimsel nedeni (şekli), etken nedeni (onu yapan) ve ereksel nedeni (amacı) vardır. Günlük hayatta bir durumu anlamak istediğimizde de bu nedensellik anlayışı işimize yarar. Eğer bir olay hakkında konuşuyorsak, sadece olayı anlatmak yetmez. Olayın nedenlerini de anlamak ve açıklamak gerekir. Bir arkadaşın sana sürekli geç kaldığından yakınıyor olabilir. Sadece "Ali yine geç kaldı" demek boş laftır. "Ali dün gece geç yatmış çünkü sabah alarmı çalmamış" dediğinde ise bir nedensellik zinciri kurmuş olursun. Aristoteles açısından bu, "Ali'nin geç kalmasının etken nedeni"ni belirtmektir.

Pratik Öneri: Bir sorunla karşılaştığında, sadece sorunun kendisini tanımlamakla kalma. Sorunun altında yatan 3-4 temel nedeni araştırmaya çalış. Bir projede aksama mı oldu? Sadece "Proje gecikti" demek yerine, "Kaynak yetersizliği", "Planlama hatası", "Ekip içi iletişim kopukluğu" gibi nedenleri belirlemeye odaklan.

Gözlem: Ellerinle Dokunmak Gibi

Aristoteles, teorik bilgiden çok, doğrudan gözlem yoluyla elde edilen bilgiyi değerli buluyordu. Bilimsel düşüncenin temelinde bu yatıyor. Bir şeyin varlığını veya özelliğini iddia ediyorsan, bunu gözlemleyebilmen veya gözleme dayalı kanıtlarla destekleyebilmen gerekiyor. Örneğin, "Bahçedeki güller çok güzel." demek bir yorumdur. Ancak, "Bu güllerin yapraklarında herhangi bir hastalık belirtisi yok ve renkleri oldukça canlı." demek ise gözleme dayalı bir açıklamadır. Deneyimlerime göre, bu yaklaşım, daha somut ve ikna edici konuşmanı sağlar. Eğer biri sana, "Bu yeni çıkan yatırım fonu çok kazandıracak!" diyorsa, hemen inanma. Ona, "Bu fonun geçmişteki getirileri ne durumda?", "Yatırım stratejisi nedir?", "Risk faktörleri neler?" gibi sorular sorarak gözleme dayalı kanıt iste.

Pratik Öneri: Bir konuda fikrini belirtirken, kendi deneyimlerine veya başkalarının objektif gözlemlerine atıfta bulunmaya çalış. Eğer bir ürün hakkında konuşuyorsan, ürünün teknik özelliklerini, kullanıcı yorumlarını, hatta varsa test sonuçlarını paylaş. Bu, konuşmanı daha sağlam temellere oturtur ve "boş laf" üretme ihtimalini azaltır.

Aristoteles'in "boş yapma" dediği şey, aslında temelsiz, mantıksız ve gözlemden uzak iddialarda bulunmaktır. Onun felsefesini anlamak, hem kendi düşünce yapımızı geliştirmemize hem de çevremizdeki bilgi kirliliğini daha kolay ayırt etmemize yardımcı olur.