Diyanet şehit nedir?

Diyanet'e Göre Şehitlik: Derinlemesine Bir Bakış

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın şehitlik konusundaki yaklaşımını merak ediyorsan, doğrudan konuya girelim. Bu mevzu, sadece dini bir terim olmanın ötesinde, toplumsal değerlerimizin ve insanımızın hayat felsefesinin de bir parçası.

Kimler Şehit Sayılır?

Diyanet'in temel yaklaşımı, Allah rızası için, hak yolunda canını feda eden kişilerin şehit olduğudur. Bu tanım, sadece savaş alanında ölen askerlerle sınırlı kalmaz. Elbette en bilinen şekliyle vatan savunması sırasında, bayrak ve millet uğruna kurşunlara göğüs geren kahramanlarımız şehittir. Kur'an-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde bu durumun birçok örneği bulunur. Örneğin, "Allah yolunda öldürülenlere gelince, onları asla ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Rableri katında rızıklanmaktadırlar." (Al-i İmran, 169) ayeti, şehitlerin ahiretteki yüksek mertebesini vurgular.

Ancak bu kapsam, farklı ilmihal ve fetvalarda genişletilebilir. Deneyimlerime göre, İslam alimleri tarafından kabul gören bazı ek kategoriler de vardır:

  • Vatan Müdafaası: Sadece askerler değil, düşman saldırısı karşısında malını, canını, ırzını korurken hayatını kaybeden siviller de şehit kabul edilebilir. Bu, bir evladını korumak için mücadele eden bir anne babanın durumu olabilir.
  • Haksız Yere Öldürülenler: Kendi hakkı, malı, canı veya namusu uğruna mücadele ederken haksız yere öldürülen kişiler de şehit mertebesine ulaşabilir. Bu, bir gaspçıya karşı direnen bir esnafın ölümü gibi durumları kapsayabilir.
  • Zulme Karşı Direnenler: Zulme uğrayıp, direniş gösterirken canını verenler de bu kapsama girebilir.
  • Afetlerde Hayatını Kaybedenler: Deprem, sel gibi doğal afetlerde mazlumane bir şekilde ölenler de bazı fıkıhçılar tarafından şehit hükmünde değerlendirilebilir. Burada önemli olan, ölümün mazlumca ve bir çaresizlik içinde gerçekleşmesidir.

Şehitlik Mertebesi ve Ahiret Hayatı

Şehitlik, İslam inancında en yüksek mertebelerden biridir. Şehitlerin ahiretteki durumu, onlara vaat edilen büyük mükafatlar Kur'an ve Sünnet'te açıkça belirtilmiştir. Onlar, dünyadaki acılarını ve zorluklarını bir kenara bırakarak, Rableri katında özel bir yaşam sürerler. Bu, şehitlerin Allah'ın özel iltifatına mazhar olduğu anlamına gelir.

Deneyimlerime göre, bu mertebe sadece can vermeyle elde edilmez. Kalpten iman, samimi niyet ve Allah yolunda mücadele etme azmi de bu sürecin ayrılmaz parçalarıdır. Yani, bir insanın şehit kabul edilmesi için atılan her adımın, her fedakarlığın arkasında Allah rızası olmalıdır.

Şehitlere Karşı Vazifelerimiz Nelerdir?

Şehitlerimize karşı hem bireysel hem de toplumsal sorumluluklarımız vardır. Onların bıraktığı kutsal emaneti yani vatanı ve değerleri korumak hepimizin görevidir. Peki, somut olarak neler yapabiliriz?

  • Onları Anmak ve Hatırlamak: Milli bayramlarda, şehitliklerde, özel günlerde onları anmak, kabirlerini ziyaret etmek, aileleriyle ilgilenmek önemlidir. Bu, onların fedakarlıklarını unutmadığımızın bir göstergesidir.
  • Hayır ve Dua: Şehitlerimiz için Kur'an okumak, hatim indirmek ve onların ruhlarına bağışlamak, manevi bir destektir. Allah'tan şehitlik mertebelerini yüceltmesini dilemek de büyük bir görevdir.
  • Değerlerine Sahip Çıkmak: Şehitlerin uğruna can verdiği vatan, millet, bayrak gibi değerlere dört elle sarılmak, onların mirasına sahip çıkmanın en anlamlı yoludur.
  • Ailesine Destek Olmak: Şehit ailelerinin yalnız olmadığını hissettirmek, maddi ve manevi destek olmak da bu vazifelerimizdendir.

Deneyimlerime göre, en önemli görevimiz ise onların gösterdiği fedakarlığı kendi hayatımızda da yaşatabilmektir. Yani, hak yolunda mücadele etmek, adaletsizliğe karşı durmak, iyiliği emredip kötülükten nehyetmek de bir nevi şehitlik ruhunu canlı tutmaktır.