Kıta sahanlığı nasıl hesaplanır?

06.03.2025 0 görüntülenme

Deniz hukukunun önemli bir parçası olan kıta sahanlığı, bir devletin deniz altı kaynaklarını çıkarma ve kullanma hakkını belirleyen kritik bir alandır. Peki, bu kıta sahanlığı nasıl hesaplanır? Bu yazıda, kıta sahanlığı hesaplamasının temellerini ve uluslararası hukuktaki yerini inceleyeceğiz.

Kıta Sahanlığı Nedir?

Kıta sahanlığı, bir devletin kara topraklarının deniz altındaki doğal uzantısıdır. Bu alan, genellikle deniz derinliğinin 200 metreye kadar olduğu, kıyıya yakın bölgeleri kapsar. Ancak, bazı durumlarda, bu alan çok daha geniş olabilir. Kıta sahanlığı, devletlere deniz tabanındaki ve altındaki doğal kaynakları (petrol, doğalgaz, mineraller vb.) arama ve işletme hakkı verir.

Bir devletin kıta sahanlığı üzerindeki hakları, diğer devletlerin seyrüsefer, balıkçılık ve bilimsel araştırma gibi haklarını etkilemez. Yani, kıta sahanlığı sadece kaynakların kullanımıyla ilgili münhasır bir hak sağlar.

Kıta Sahanlığının Hesaplanması

Kıta sahanlığı hesaplaması, uluslararası hukukta belirlenen belirli kurallara göre yapılır. Temel olarak, hesaplama iki farklı yöntemle gerçekleştirilir:

  • 200 Deniz Mili Kuralı: Bir devletin kıyı çizgisinden itibaren 200 deniz mili (yaklaşık 370 kilometre) mesafeye kadar olan alan, otomatik olarak kıta sahanlığı olarak kabul edilir. Bu kural, tüm devletler için geçerli olan genel bir prensiptir.
  • Doğal Uzantı Kuralı: Eğer bir devletin kıta sahanlığı, 200 deniz milini aşan bir doğal uzantıya sahipse, bu durumda daha karmaşık jeolojik ve jeofiziksel veriler kullanılarak hesaplama yapılır. Bu hesaplama, genellikle 350 deniz miline kadar olan alanları kapsayabilir.

Doğal uzantı kuralının uygulanması, genellikle Birleşmiş Milletler Kıta Sahanlığı Sınırları Komisyonu'nun (CLCS) incelemesine tabidir. Devletler, 200 deniz milini aşan iddialarını desteklemek için bilimsel ve teknik veriler sunarlar. Komisyon, bu verileri değerlendirerek tavsiyelerde bulunur.

Uluslararası Hukuk ve Kıta Sahanlığı Anlaşmazlıkları

Kıta sahanlığı sınırlarının belirlenmesi, özellikle komşu devletler arasında deniz sınırlarının çizilmesi söz konusu olduğunda, karmaşık ve hassas bir süreç olabilir. Bu tür durumlarda, anlaşmazlıkların çözümü için uluslararası hukuk devreye girer.

Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS), kıta sahanlığı sınırlarının belirlenmesi ve anlaşmazlıkların çözümü için temel çerçeveyi sunar. Sözleşme, devletlere müzakereler yoluyla adil ve hakkaniyetli çözümler bulma yükümlülüğü getirir. Müzakerelerin başarısız olması durumunda, Uluslararası Adalet Divanı veya tahkim gibi uluslararası yargı mekanizmaları devreye girebilir.

Kıta sahanlığı, devletlerin deniz altı kaynakları üzerindeki haklarını belirleyen önemli bir kavramdır. Hesaplama yöntemleri ve uluslararası hukuk, bu alandaki anlaşmazlıkların çözümünde kritik rol oynar. Umarız bu yazı, kıta sahanlığı konusunu daha iyi anlamanıza yardımcı olmuştur.