6 gün savaşları kimler arasında olmuştur?

Altı Gün Savaşları: Kimler Savaştı ve Neden Bu Kadar Önemli?

Altı Gün Savaşları, Ortadoğu'nun kaderini değiştiren ve bugüne dek etkilerini hissettiğimiz kritik bir dönüm noktası. Bu çatışmayı anlamak için öncelikle tarafları netleştirelim. Karşı karşıya gelenler, bir yanda İsrail, diğer yanda ise Mısır, Suriye ve Ürdün'den oluşan Arap koalisyonuydu.

O dönemin dinamiklerine baktığımızda, bu savaşın birdenbire patlak vermediğini görüyoruz. Zaten var olan gerilimler, sınır ihlalleri ve karşılıklı suçlamalar birikti ve 1967 yılının Haziran ayında geri dönülmez bir noktaya ulaştı. İsrail, Mısır'ın Süveyş Kanalı'ndaki Tiran Boğazı'nı İsrail gemilerine kapatması ve Ürdün ile Irak'ın da birleşik Arap komutanlığı altında birleşme kararı alması gibi hamleleri, kendi güvenliğine yönelik doğrudan bir tehdit olarak algıladı. Deneyimlerime göre, bu tür durumlar genellikle "öfke biriktirme" süreciyle başlar ve sonunda bir kıvılcımla alevlenir.

Savaşın Kısa Ama Acımasız Süreci

Savaşın adı "Altı Gün Savaşları" olmasının sebebi, çatışmaların sadece altı gün sürmesi. 5 Haziran 1967 sabahı İsrail, hava kuvvetlerine ani bir baskın yaparak Mısır hava alanlarındaki uçakların büyük çoğunluğunu yerdeyken imha etti. Bu, savaşın gidişatını belirleyen en önemli hamleydi. Ardından İsrail kara birlikleri hızla ilerledi. İsrail'in bu ilk darbesi, sadece askeri bir başarı değildi; aynı zamanda Mısır ve müttefiklerinin hava üstünlüğünü tamamen ortadan kaldırarak psikolojik üstünlüğü de ele geçirmesini sağladı.

Bu kısa sürede yaşananlar inanılmaz. İsrail ordusu, Mısır'dan Sina Yarımadası'nı, Ürdün'den Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ü, Suriye'den ise Golan Tepeleri'ni ele geçirdi. Bu, üç ülkenin topraklarının önemli bir bölümünün el değiştirmesi anlamına geliyordu. Örneğin, Sina Yarımadası, İsrail için stratejik derinlik sağlarken, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün ele geçirilmesiyle hem Yahudi hem de Müslüman dünyası için kutsal olan Kudüs'ün tamamı İsrail kontrolüne girdi.

Neden Bu Kadar Kritik Bir Savaş?

Altı Gün Savaşları'nın önemi, sadece toprak kazanımlarıyla sınırlı değil. Bu savaş, bölgedeki güç dengelerini kökten değiştirdi. İsrail'in askeri gücü ve savunma kabiliyeti tüm dünyaya kanıtlandı. Aynı zamanda, Arap dünyasında büyük bir hayal kırıklığı ve siyasi bir yeniden yapılanma sürecini tetikledi.

Deneyimlerime göre, savaşların sonuçları sadece cephelerde değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi hafızada da derin izler bırakır. Bu savaş sonrasında Filistin meselesi daha da karmaşık bir hal aldı. İsrail'in işgal ettiği bölgelerdeki politikaları, bugüne dek süren çatışmaların ve müzakerelerin temelini oluşturdu. Birleşmiş Milletler'in 242 sayılı kararı gibi uluslararası çabalar da bu savaşın sonuçlarına bir tepki olarak ortaya çıktı ve kalıcı bir çözüm arayışını başlattı.

Savaş Sonrası Diplomatik Gelişmeler ve Sizin İçin Ne İfade Ediyor?

Savaş bittiğinde, İsrail elinde önemli topraklar vardı. Ancak bu zafer, beraberinde diplomatik bir yük getirdi. Arap dünyasıyla ilişkiler gerginleşti ve barış süreci çok daha karmaşık bir hale büründü. BM Güvenlik Konseyi'nin 242 sayılı kararı, İsrail'in "işgal edilmiş topraklardan" çekilmesini şart koşuyordu. Bu karar, hem İsrail hem de Arap ülkeleri tarafından farklı yorumlandı ve yıllarca sürecek diplomatik çıkmazlara yol açtı.

Siz de bu konuyu araştırırken veya takip ederken şunu fark edeceksiniz: Bölgedeki her olay, doğrudan bu altı güne bağlanabilir. İsrail'in güvenliğini sağlama kaygısı ile Arap ülkelerinin bölgesel nüfuz mücadelesi, bu savaşın temelinde yatan nedenlerdi. Dolayısıyla, Ortadoğu'daki güncel gelişmeleri daha iyi anlamak için Altı Gün Savaşları'nın nedenlerini ve sonuçlarını bilmek, size bu karmaşık denklemde bir pusula görevi görecektir.