Yeniçeriler kimlerdir?
Yeniçeriler: Osmanlı'nın En Bilinen Askerleri
Yeniçeriler, Osmanlı İmparatorluğu'nun en gözde ve en korkulan askeri birliğiydi. Sadece savaş alanında değil, devlet yönetiminde de söz sahibi olmuş bu seçkin gücün kökenleri, işleyişi ve neden tarihe mal oldukları üzerine konuşalım.
Yeniçeriler, aslında gayrimüslim çocukların devşirilmesiyle oluşturulan bir sistemin ürünüdür. Özellikle Balkanlar'dan toplanan bu çocuklar, İslâm'a göre yetiştirilir, sıkı bir eğitimden geçirilir ve ordunun en önemli parçası haline gelirdi. Bu sistem, özellikle
- yüzyılın ortalarında Sultan I. Murad döneminde resmileşti. Deneyimlerime göre, bu sistemin başarısının temelinde yatan şey, çocukların ailelerinden koparılarak tamamen devlete ve padişaha bağlı hale getirilmesiydi. Sadakatleri sorgulanamazdı çünkü onların varlık sebepleri buydu.
Yeniçerilerin eğitimleri oldukça ağırdı. Sadece savaş sanatları değil, aynı zamanda din, ahlak ve disiplin konularında da sıkı bir eğitim alırlardı. Kışlalarında yaşarlar, evlenmeleri yasaktı (başlangıçta) ve tüm hayatları devlete hizmet üzerine kurulurdu. Bu disiplin, onları Avrupa'nın en güçlü ordularına karşı bile başarıya taşıdı. Örneğin, 1448'deki II. Kosova Savaşı'nda, Hristiyan ittifakına karşı elde edilen zaferde yeniçerilerin rolü büyüktür. Birim olarak "orta" adı verilen ocaklara ayrılırlar ve her bir ocağın kendi içinde bir düzeni vardı.
Yeniçerilerin en bilinen özelliklerinden biri de maaşlarıdır. Padişah tahta çıktığında veya sefere çıktığında onlara "ulufeler" verilirdi. Bu maaşlar, onların devlete olan bağlılığının da bir göstergesiydi. Ancak zamanla bu sistem bozuldu. Yeniçeriler, kendi istekleri dışında evlenmeye başladılar, ticarete atıldılar ve en önemlisi, devlet işlerine karışmaya başladılar. Bu durum, en çok
- yüzyıldan sonra belirginleşti. Deneyimlerime göre, bir askeri gücün politikaya bu denli bulaşması, eninde sonunda sonunu getirir.
Peki, bu güçlü birlik neden ortadan kaldırıldı? Yeniçerilerin asıl yıkımı, kendi güçlerinin farkına varmaları ve artık devlete değil, kendilerine hizmet etmeye başlamalarıyla oldu.
- yüzyılın sonlarına doğru, yenilikçi fikirlerin yayılması ve batılı ordular karşısındaki başarısızlıklar, yeniçeri sisteminin değişmesi gerektiğini açıkça gösteriyordu. Sultan II. Mahmud, bu durumu kökten çözmek için kararlıydı. 15 Haziran 1826'da, "Vaka-i Hayriye" (Hayırlı Olay) olarak bilinen bir operasyonla yeniçeri ocağı tamamen kaldırıldı. İstanbul sokaklarında çıkan isyanlar bastırıldı ve binlerce yeniçeri öldürüldü. Bu, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri yapısında büyük bir dönüşümün başlangıcıydı.
Eğer Osmanlı tarihiyle ilgili bir şeyler okuyorsan veya merak ediyorsan, yeniçerilerin dönemin siyasi ve askeri yapısındaki yerini anlamak sana çok şey katacaktır. Onların yükselişi ve düşüşü, aslında imparatorluğun kendisinin bir aynası gibidir.