Hakimin Yasaklılığı halleri nelerdir?
Hakimin Yasaklılığı Halleri: Bilmeniz Gerekenler
Hakimlik, tarafsızlık ve adalet ilkeleri üzerine kurulu kutsal bir meslektir. Ancak bu kutsallığın korunması için, bazı durumlarda hakimin görevini yerine getirmesi yasaklanmıştır. Bu yasaklılık halleri, hukukun üstünlüğünü sağlamak ve adil yargılanma hakkını güvence altına almak için hayati önem taşır. Deneyimlerime göre, bu halleri bilmek hem vatandaşlar hem de hukukçular için faydalıdır.
Tarafsızlığı Zedelenen Haller
Bir hakimin tarafsızlığı, mahkemeye olan güvenin temel taşıdır. Eğer bir hakim, bir davaya bakarken tarafsızlığını zedeleyecek bir durumun içindeyse, o davadan çekilmesi gerekir. Bu durumlar genellikle iki ana başlık altında incelenir:
- Davayla Doğrudan İlgili Olma: Hakim, davada taraf olan kişilerden biriyle (davacı, davalı, sanık, müşteki vb.) daha önce kişisel veya hukuki bir ilişki kurmuşsa, bu durum tarafsızlığını şüpheli hale getirir. Örneğin, hakimin bakacağı davada sanık olarak yargılanacak kişinin, hakimin yakını olması veya hakimin daha önce o kişiyle ilgili bir hukuki işlem yapmış olması buna örnektir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK)
- maddesinde bu durumlar detaylıca sıralanmıştır. Bu maddede sayılan haller, hakimin kişisel çıkarlarının veya duygusal bağlarının davanın adil bir şekilde yürütülmesini engellememesi prensibine dayanır.
- Davayla İlgili Kişilerle İlişki: Hakim, davada taraf olan kişilerin avukatıyla, eşiyle, usul veya füruuyla (altsoyu veya üvey çocuğu gibi) ya da üçüncü dereceye kadar (veya ikinci dereceye kadar usul ve füruu hariç) kan veya sıhri hısımlığı bulunan kişilerle bir ilişkisi varsa da bu durum yasaklılık sebebi sayılır. Örneğin, hakimin bakacağı davada taraf vekili olan avukatın hakimin kardeşi olması veya davacının hakimin babasının yeğeni olması bu kapsamdadır. HMK'nın
- maddesi, bu tür akrabalık ve hısımlık ilişkilerini de açıkça belirtir. Bu düzenlemelerin amacı, en uzak akrabalık bağlarında bile olası bir ön yargının önüne geçmektir.
Bu tür durumlarda, hakimin durumu tespit ettiğinde derhal davadan çekilmesi esastır. Eğer hakim çekilmezse, ilgili taraf veya vekili de bu yasaklılık halini ileri sürerek hakimin reddini isteyebilir. Red talebi kabul edilirse, hakim davaya bakamaz.
Görev ve Sorumluluk Kapsamı Dışında Kalan Haller
Hakimin yasaklı olduğu bir diğer önemli durum, davayla ilgili olmayan veya görevini objektif olarak yerine getirmesini engelleyecek başka bir durumun varlığıdır.
- Davada Yetkili veya Görevli Olmama: Bir hakim, önündeki davada bakmakla yetkili veya görevli değilse, o davaya bakması mümkün değildir. Örneğin, asliye ticaret mahkemesinin bir ceza davasına bakması gibi. Bu durumlar, yargı düzeninin temelini oluşturan görev ve yetki kurallarının ihlalidir. HMK ve ilgili diğer kanunlar, hangi mahkemenin hangi tür davalara bakacağını net bir şekilde belirler. Bu kurallar, yargılamanın doğru merci tarafından yapılmasını sağlar.
- Hakimin Kişisel Durumları: Hakimin ağır bir hastalığı, tutuklu olması veya görevini yapmasını engelleyecek başka olağanüstü bir durumun varlığı da yasaklılık hali yaratabilir. Örneğin, bir hakimin cezaevinde hükümlü olarak bulunması, mahkemede görev yapmasını imkansız hale getirir. Bu tür durumlar, hakimlik mesleğinin gerektirdiği fiziksel ve zihinsel yeterliliklerin kaybedildiği haller olarak değerlendirilir.
Pratik Öneriler ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Eğer bir davada taraf oluyorsanız ve hakimin tarafsızlığından şüphe duyuyorsanız, ilk adımınız durumu sakin bir şekilde değerlendirmektir. Aceleci davranmak yerine, yasal dayanakları inceleyin. Hakimlik kanunları ve HMK'nın ilgili maddeleri (özellikle
- madde) size yol gösterecektir.
Önemli bir nokta: Hakimlerin yasaklılık halleri, özellikle HMK'nın
- maddesinde detaylı olarak belirtilmiştir. Bu maddede sayılan haller mevcutsa, hakim kendiliğinden davadan çekilmek zorundadır. Eğer çekilmezse, tarafların veya vekillerinin itiraz hakkı vardır. Red talebinde bulunurken, nedenlerini somut delillerle desteklemeniz önemlidir. Sadece genel bir şüphe yeterli olmaz.
Hakimin yasaklılık hallerini bilmek, adaletin tesisinde sizin de bir payınızın olmasını sağlar. Unutmayın, adil yargılanma hakkı hem bir vatandaş olarak sizin hakkınız hem de hukukun genel bir gereğidir.