Türkiye'de kadınlar sünnet olur mu?

Türkiye'de Kadın Sünneti: Gerçekler ve Yanılgılar

Türkiye'de kadınların sünnet edilip edilmediği konusu, pek çok kişinin kafasında soru işaretleri oluşturan, bazen yanlış anlaşılmalarla dolu bir alan. Deneyimlerime ve edindiğim bilgilere göre bu konuyu netleştirmekte fayda var.

Öncelikle şunu belirtmek isterim: Türkiye'de kadın sünneti (kadın genital mutilasyonu - FGM), yasal olarak yasaktır ve halk sağlığı açısından ciddi bir suçtur. Bu uygulama, insan haklarına aykırıdır ve sağlık açısından çok tehlikelidir.

Kadın Sünneti Nedir ve Türkiye'deki Durumu

Kadın sünneti, kadın dış genital organlarının kısmen veya tamamen çıkarılması veya bu organlara başka türlü zarar verilmesi anlamına gelir. Bu uygulama, çeşitli toplumsal ve kültürel gerekçelerle yapılabilir ancak tıbbi bir faydası yoktur, tam tersine ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler (BM) bu uygulamayı küresel bir insan hakları ihlali olarak tanımlar.

Türkiye'de ise durum şöyledir: Kadın sünneti, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan düzenlemelerle yasaklanmıştır. Sağlık Bakanlığı da bu konuda kesin bir tutum sergilemektedir. Ancak bu yasalara rağmen, bazı bölgelerde veya marjinal gruplar arasında bu uygulamanın yapıldığına dair duyumlar ve raporlar mevcuttur. Bu tür vakalar genellikle gizli yürütülür ve resmi kayıtlara yansıması zordur. Yapılan araştırmalar ve saha çalışmaları, Türkiye'de yaygın bir uygulama olmadığını, ancak bölgesel veya münferit vakaların olabileceğini göstermektedir. Örneğin, bazı raporlar özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde daha fazla vaka olabileceğini belirtse de, bu oranlar ülke genelindeki genel ortalamayı etkileyecek kadar yüksek değildir.

Sağlık Açısından Kadın Sünnetinin Riskleri

Kadın sünnetinin sağlık üzerindeki etkileri yıkıcıdır. Hem kısa vadede hem de uzun vadede ciddi sorunlara yol açabilir:

  • Enfeksiyonlar: İşlem sırasında steril olmayan aletler kullanılması veya hijyen koşullarının yetersiz olması, tetanos, hepatit gibi ciddi enfeksiyonlara neden olabilir.
  • Ağrı ve Kanama: İşlem sırasında ve sonrasında şiddetli ağrı, aşırı kan kaybı ve hatta ölüm riski bulunur.
  • Doğum Komplikasyonları: Kadın sünneti, ileriki yaşlarda doğum sırasında büyük zorluklara, yırtılmalara ve kanamalara yol açabilir. Bebeğin sağlığını da olumsuz etkileyebilir.
  • Cinsel Sorunlar: Kadınlarda cinsel haz kaybı, ağrılı cinsel ilişki ve psikolojik travmalara neden olabilir.
  • Kronik Sorunlar: İdrar yolu enfeksiyonları, idrar tutamama, adet düzensizlikleri ve kronik ağrılar gibi kalıcı sağlık sorunları ortaya çıkabilir.

Toplumsal Baskı ve Farkındalık

Kadın sünnetinin devam etmesindeki temel nedenlerden biri, toplumsal baskı ve geleneksel inanışlardır. Bazı çevrelerde bu uygulamanın "namus" veya "kızlık" ile ilişkilendirildiği, kadınları "kontrol altında tutmak" için yapıldığına dair yanlış algılar bulunmaktadır. Bu tür düşünceler, hiçbir bilimsel veya ahlaki dayanağa sahip değildir.

Bu noktada en önemli görev, toplumda doğru bilginin yayılması ve farkındalığın artırılmasıdır. Eğer senin veya çevrende bu konuda endişelerin varsa, bir sağlık profesyoneline başvurman en doğrusu olacaktır. Kadın sünneti bir gelenek değil, bir sağlık sorunu ve insan hakkı ihlalidir.

Ne Yapılabilir?

Eğer bu konuyla ilgili endişelerin varsa veya şüpheli bir durumla karşılaşırsan, yapabileceğin birkaç şey var:

  • Bilgi Edin: Güvenilir sağlık kuruluşlarının ve insan hakları derneklerinin bu konudaki yayınlarını incele.
  • Sağlık Profesyonellerine Danış: Bir jinekolog veya doktorla konuşarak konunun tıbbi boyutları hakkında doğru bilgiyi alabilirsin.
  • Bilinçlendir: Çevrendeki insanları bu konuda doğru bilgilerle aydınlat. Yanlış bilgilere karşı dur.
  • Yardım İsteyebilirsin: Eğer bir yakınının bu tür bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu düşünüyorsan, ilgili resmi kurumlara veya sivil toplum kuruluşlarına başvurabilirsin.

Unutma, Türkiye'de kadın sünneti yasa dışıdır ve sağlık açısından zararlıdır. Bu konudaki her türlü yanlış bilgilendirmeye karşı uyanık olmak ve gerçekleri bilmek hepimizin sorumluluğudur.