Güney Cephesi'nde Adana Fransız işgalinden hangi tarihte kurtulmuştur?

Adana'nın Kurtuluşu: 5 Ocak 1922'nin Önemi

Adana'nın Fransız işgalinden kurtuluşu, Türk Kurtuluş Savaşı'nın en önemli dönüm noktalarından biridir. 5 Ocak 1922 tarihi, yalnızca bir kurtuluş günü değil, aynı zamanda milli mücadelenin kararlılığının ve halkın azminin somutlaştığı bir gündür. Bu tarihe gelene kadar yaşananlar ve sonrasındaki etkileri, Adana'nın kimliğinin oluşmasında kritik rol oynamıştır.

Fransızlar, Mondros Mütarekesi'nin ardından 18 Aralık 1918'de Adana'ya ilk ayak bastıklarında, bölgede büyük bir tepkiyle karşılaştılar. İşgal güçlerinin varlığı, yerel halkın direnişini tetikledi. Özellikle Millî Kuvvetler ve yerel direniş grupları, Fransızlara karşı organize olmaya başladılar. Bu direniş, sadece silahlı çatışmalarla sınırlı kalmadı; aynı zamanda propaganda faaliyetleri, istihbarat toplama ve halkın moralini yüksek tutma gibi farklı boyutlarda da sürdü. Adana Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti gibi sivil toplum kuruluşları, bu süreçte halkı bilinçlendirme ve organize etme görevini üstlendi.

Deneyimlerime göre, bu tür milli mücadelelerde en etkili unsur, halkın birliği ve liderliğe olan güvenidir. Adana'da da durum tam olarak buydu. Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğindeki Milli Mücadele ruhu, Adana halkının direnişini besledi. Bölgedeki yerel liderler, Kuva-yi Milliye birliklerinin oluşturulmasında aktif rol aldılar. Bu birlikler, sayıca az ve donanım olarak yetersiz olmalarına rağmen, büyük bir cesaret ve stratejik zeka ile Fransız birliklerine karşı mücadele ettiler.

Kurtuluş Mücadelesinin Başlıca Safhaları

Adana'nın kurtuluşu tek bir günde gerçekleşmedi; bu, uzun ve zorlu bir mücadelenin sonucuydu. İşgalin ilk günlerinden itibaren başlayan halk direnişi, zamanla daha organize bir hale geldi.

  • Direnişin İlk Adımları: İşgalin hemen ardından yerel halkın Fransızlara karşı gösterdiği tepki, ilk direniş kıvılcımlarını ateşledi.
  • Kuva-yi Milliye'nin Oluşumu: Bölgedeki vatanseverlerin bir araya gelerek oluşturduğu Kuva-yi Milliye birlikleri, Fransız işgaline karşı düzenli bir mücadele başlattı. Bu birlikler, hem askeri stratejiler geliştirdi hem de halktan destek topladı.
  • Siyasi ve Diplomatik Çabalar: Askeri mücadelenin yanı sıra, Ankara Hükümeti'nin diplomatik çabaları da süreci etkiledi. Özellikle Ankara Anlaşması (1921), Fransızların Güney Cephesi'ndeki askeri varlığını gözden geçirmesine neden oldu. Bu anlaşma ile Fransızlar, Türkiye Büyük Millet Meclükü Hükümeti'ni tanıdı ve Güney'deki işgal politikalarını değiştirmek zorunda kaldılar.

Bu süreçte, yaklaşık 3 bin civarında Kuva-yi Milliye askeri, bölgenin güvenliğini sağlamak ve Fransızları geri püskürtmek için mücadele etti. Sayılarının az olmasına rağmen, halkın desteği ve stratejik taktikleri sayesinde önemli başarılar elde ettiler. Örneğin, Ceyhan ve çevresindeki çatışmalar, Fransızların ilerlemesini yavaşlatmada etkili oldu.

5 Ocak 1922: Mutlu Son

5 Ocak 1922 sabahı, Adana halkı için büyük bir coşkuyla karşılandı. Türk birliklerinin şehre girmesiyle birlikte Fransız işgal güçleri tamamen geri çekildi. Bu tarih, Adana'nın milli egemenliğine yeniden kavuştuğu gün olarak kayıtlara geçti. Şehrin kurtuluşu, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda milli birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden biriydi. Adanalılar, bu kurtuluşun ardından bayram havası yaşadı ve bu özel günü her yıl büyük bir coşkuyla kutlamaya devam etti.

Eğer Adana'yı ziyaret ederseniz, bu tarihi anın izlerini şehrin sokaklarında, meydanlarında ve müzelerinde bulabilirsiniz. Kurtuluş mücadelesini anlatan anıtlar ve müzeler, bu önemli olayın hafızalardan silinmemesini sağlıyor. Adana'nın kurtuluşu, gelecek nesillere vatan sevgisinin ve bağımsızlığın ne kadar değerli olduğunu hatırlatan canlı bir ders niteliğindedir.