Bir insanın kuduz olduğu nasıl anlaşılır?
Bir insanın kuduz olduğu nasıl anlaşılır?
Kuduz, gerçekten korkutucu bir hastalık ve belirtilerini erken anlamak hayat kurtarıcı olabilir. Direkt konuya girelim, deneyimlerime göre en önemli üç noktaya odaklanalım: davranışsal değişiklikler, fiziksel belirtiler ve hayvan ısırması geçmişi.
Davranışsal Değişiklikler: En Belirgin İşaretler
Kuduz virüsü beyne yerleştiğinde ilk etkileri davranışlarda görülür. Bu değişiklikler bazen çok ince olabilir, ancak bazen de oldukça dramatikleşir. Kişide aniden aşırı ajitasyon, huzursuzluk, saldırganlık veya tam tersine aşırı sakinlik, uyuşukluk hali gözlemlenebilir. Daha önce sosyal ve sakin biri, birdenbire sebepsiz yere öfkelenebilir, bağırmaya başlayabilir, çevresine zarar verme eğilimi gösterebilir. Buna karşılık, bazı vakalarda ise tam bir letarji, tepkisizlik hali ön plana çıkar. Konuşma güçlüğü, yutkunma zorluğu ve tükürük artışı da bu davranışsal değişikliklere eşlik edebilir. Özellikle su korkusu (hidrofobi) ve hava korkusu (aerofobi) kuduzun klasikleşmiş ama her zaman görülmeyen belirtilerindendir. Kişi su görmekten, sudan bahsetmekten bile irkilir, nefes almakta zorlanır ve bu durum panik atak gibi görünebilir.
Fiziksel Belirtiler: Gözden Kaçmaması Gerekenler
Davranışsal değişimlerin yanı sıra fiziksel belirtiler de kuduz teşhisinde kritik öneme sahiptir. Genel olarak ilk belirtiler ateş, baş ağrısı, halsizlik gibi grip benzeri şikayetlerle başlayabilir. Ancak ilerleyen aşamalarda daha spesifik bulgular ortaya çıkar. Isırılan bölgede veya genelinde kaşıntı, yanma veya karıncalanma hissi yaygın olarak görülür. Bu parestezi denilen his, sinirlerin enfekte olduğunun bir işaretidir. Yutkunma kaslarının felci nedeniyle oluşan salya akması (hipersalivasyon) ve konuşma güçlüğü, bu hastalığın en bilindik işaretlerindendir. Nadiren de olsa, ilerlemiş vakalarda kas spazmları, titremeler ve hatta epileptik nöbetler görülebilir. Bu belirtiler genellikle virüsün merkezi sinir sistemine iyice yerleştiğini gösterir ve hastalığın ileri evrelerinde ortaya çıkar.
Hayvan Isırması ve Temas Öyküsü: En Önemli Kriter
Kuduz teşhisinde en önemli ve belirleyici faktör, kişinin kuduzlu olabilecek bir hayvanla temas öyküsünün olup olmadığıdır. Özellikle sokak köpekleri, kediler, yarasa, tilki, rakun gibi vahşi hayvanlar tarafından ısırılma veya tırmalanma durumu varsa, bu kişide kuduz riski çok yüksektir. Unutmamak gerekir ki, virüs salyada bulunur ve derideki çizikler, mukoza zarlarıyla (göz, ağız, burun) temas yoluyla da bulaşabilir. Örneğin, kuduz bir hayvanın salyasının açık bir yaraya veya mukoza zarınıza temas etmesi bile enfeksiyon için yeterli olabilir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, dünyanın pek çok yerinde insanlarda görülen kuduz vakalarının yaklaşık %99'u, enfekte köpeklerin ısırıklarıyla bulaşmaktadır. Bu nedenle, bir hayvan tarafından ısırıldıysanız veya hayvan salyasıyla temas ettiyseniz, hele ki bu hayvanın kuduz olup olmadığından emin değilseniz, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmanız hayati önem taşır. Geçmişte bir hayvan tarafından ısırılıp aşı olmamışsanız veya aşılama geçmişiniz belirsizse, bu durumun ciddiyetini asla küçümsemeyin.
Özetle, bir insanın kuduz olduğundan şüpheleniyorsanız, öncelikle yukarıda bahsettiğim davranışsal ve fiziksel belirtileri gözlemleyin. Ancak en önemlisi, kişinin kuduzlu bir hayvan tarafından ısırılıp ısırılmadığını veya salyasıyla temas edip etmediğini öğrenmeye çalışın. Şüpheli bir durum varsa, hemen bir sağlık profesyoneline başvurun. Kuduzun belirtileri ortaya çıktıktan sonra tedavisi neredeyse imkansızdır, bu yüzden korunma ve erken müdahale en etkili yoldur.