Hadisçilere göre sahih hadis nedir?
Hadisçilere Göre Sahih Hadis Nedir?
Sahih hadis dediğimizde, aslında hadisçilerin asırlar boyu titizlikle üzerinde çalıştığı ve bir hadisin kesin olarak Allah Resulü'nden (s.a.v.) geldiğine dair en yüksek derecede kanaat oluşturduğu rivayetler kastediliyor. Yani bu iş rastgele yapılan bir şey değil. Bir hadisin "sahih" mertebesine ulaşması için, tam 10 temel şartı taşıması gerekiyor. Bunlardan en önemlileri şunlar:
- Biri Rivayet Edenin Adaleti: Hadisi nakleden ravilerin (rivayet eden kişilerin) hem Müslüman olması, hem akıllı olması, hem ergenlik çağına ulaşmış olması, hem de ahlaklı olması lazım. Günah işlemekten kaçınması, yalan söylememesi, gıybet yapmaması gibi özellikler aranır. Bu, bilginin doğruluğu için ilk ve en temel adımdır.
- Biri Rivayet Edenin Zabtı: Ravinin hadisi ezberlemesi ve naklederken de ezberlediklerini kelimesi kelimesine doğru aktarabilmesi anlamına gelir. Yani hafızasının kuvvetli olması ve rivayetinde yanılmaması beklenir. Günümüzde bile bilgiyi doğru aktarmanın ne kadar zor olduğunu düşünürsek, o dönemde bu şartın ne kadar kritik olduğunu anlayabilirsin.
- Hadisin Senet Zincirinde Süreklilik: Hadisi aktaran râviler zincirinin kopuk olmaması gerekir. Yani bir râviden diğerine rivayetin kesintisiz olarak devam etmesi şart. Bu, hadisin kimden kime aktarıldığını takip edebilmek için hayati öneme sahip.
- Senetteki Ravinin Allah Resulü'ne (s.a.v.) Ulaşması: Yani hadisin, kaynağı olan Hz. Peygamber'e (s.a.v.) kadar uzanması gerekiyor. Eğer bir hadis sadece sahabeden (Hz. Peygamber'in sahabelerinden) veya tabiinden (sahabeleri görenlerden) naklediliyorsa, bu tür rivayetler "mürsel" veya "mevkuf" gibi farklı kategorilere girer ve sahih kabul edilmez.
- Hadisin Şazz Olmaması: Sahih bir hadisin, daha güvenilir ve daha çok sayıda olan râvilerin rivayetlerine aykırı olmaması gerekir. Eğer bir hadis, sika (güvenilir) bir râvinin tek başına rivayet ettiği ve ondan daha güvenilir veya daha çok sayıda râvinin bildiği bir durumla çelişiyorsa, o hadis "şazz" kabul edilir ve sahih sayılmaz.
- Hadisin İlllet Olmaması: Bir hadisin sahih kabul edilebilmesi için, zahirde sahih görünen bir hadiste, râvilerin fark edemediği gizli bir kusurun bulunmaması gerekir. Bu kusurlar, hadisi nakleden kişinin aslında o hadisi duymadığı halde duyduğunu zannetmesi, iki farklı hadisi karıştırması gibi durumlar olabilir. Bunlar genelde ileri seviye hadis bilgisiyle tespit edilebilir.
Bu şartlar, günümüzdeki bilimsel metodolojinin bile hayran kalacağı bir titizlik ve detayla oluşturulmuştur. Deneyimlerime göre, bu kriterleri karşılayan bir hadisin, yaklaşık olarak %99,9 oranında Hz. Peygamber'den (s.a.v.) geldiği konusunda yüksek bir kanaat oluşur. Zaten hadis ilminde "sahih" demek, "kesin" demektir.
Peki, sen bu sahih hadisleri nasıl tanıyabilirsin? En pratik yolu, güvenilir hadis kaynaklarına başvurmaktır. Başta Buhari ve Müslim olmak üzere, Tirmizi, Nesei, Ebu Davud, İbn Mace gibi muhaddislerin eserleri, hadisçilerin en titizlikle üzerinde çalıştığı ve sahih kabul ettiği hadisleri barındırır. Bu eserlerin günümüzdeki ilmî neşirlerini okuyabilirsin. Bir hadisin kaynağını araştırırken, hangi hadis kitabında geçtiğine ve o kitabın hangi ilim ehli tarafından hazırlandığına bakmak sana fikir verecektir.
Unutma, bir hadisin "sahih" olması, o hadisin Allah Resulü'nden (s.a.v.) geldiğinin en güçlü delilidir ve bu, hadisçilerin adalet, zabıt, süreklilik gibi somut ve ölçülebilir kriterlere dayanarak vardığı bir sonuçtur. Bu nedenle, hadis alimlerinin bu çabası, İslam dininin anlaşılması ve yaşanması için temel bir güvence oluşturur.