Türkiye'de Ordinaryus var mı?
Türkiye'de Ordinaryüs Profesör Kimdir? Gerçekler ve Yanılgılar
Türkiye'de "Ordinaryüs Profesör" unvanı hakkında merak edilenler ve bilmeniz gerekenler var. Öncelikle, bu unvanın ne anlama geldiğini ve günümüzdeki akademik sistemimizde nasıl bir yer tuttuğunu netleştirelim.
Ordinaryüs Profesörlük Sistemi: Tarihsel Bir Bakış
Ordinaryüs profesörlük, uzun yıllar boyunca Türkiye'deki üniversite sisteminde var olmuş bir unvandır. Bu unvan, sadece akademik kariyerinin zirvesine ulaşmış, alanında uluslararası düzeyde tanınmış, çok sayıda yayın yapmış ve bilimsel çalışmalara yön vermiş üst düzey akademisyenlere verilirdi. Yani, bir akademisyenin bilimsel derinliği, yayın sayısı, aldığı atıflar, yetiştirdiği öğrenciler ve ulusal/uluslararası projelere katkısı gibi birçok kriter göz önüne alınarak bu unvana layık görülürdü.
Deneyimlerime göre, bu unvanın verilmesi oldukça seçici bir süreçti ve gerçekten de alanına olağanüstü katkı sağlamış isimler bu unvanla onurlandırılırdı. Bu, hem bir saygı göstergesi hem de bir kalite standardı olarak görülürdü. Örneğin, tıp alanında önemli buluşlara imza atmış, hukukta çığır açan teoriler geliştirmiş veya sosyal bilimlerde yeni paradigmalar ortaya koymuş pek çok değerli hocamız bu unvana sahip olmuştur. Sayısal olarak bakıldığında, toplam profesör sayısına oranla ordinaryüs profesörlerin sayısı oldukça düşüktü.
Günümüzde Durum: Yeni Sistem ve Eski Unvanlar
Ancak, 1980'lerden itibaren yapılan üniversite reformları ve yapılan yasal düzenlemelerle birlikte, "Ordinaryüs Profesör" unvanı akademik kadro sisteminden kaldırılmıştır. Yani, şu anda Türkiye'deki üniversitelerde yeni atamalarla "Ordinaryüs Profesör" unvanı verilmemektedir. Mevcut sistemde profesörlük, akademik kariyerin en üst basamağıdır.
Peki, bu unvana sahip olanlar ne oldu? Bu unvan kaldırılmadan önce bu unvana sahip olan hocalarımız unvanlarını korumuşlardır. Dolayısıyla, bugün hala "Ordinaryüs Profesör" olarak anılan kişiler, bu unvanı geçmişte hak etmiş ve yasal düzenlemelerle bu hakları devam ettirilmiş eski akademisyenlerdir. Sayıları her geçen gün azalsa da, bilim ve akademi dünyamızda hala önemli izleri bulunan değerli büyüklerimizdir.
Neden Unvan Kaldırıldı?
Bu unvanın kaldırılmasının temel nedenleri arasında, akademik sistemleri daha modernleştirmek, uluslararası standartlarla uyumu artırmak ve unvan sistemini basitleştirmek yer alır. Yeni sistemde, "Profesör" unvanı, en yüksek akademik dereceyi ifade eder ve bu seviyeye ulaşan her akademisyen, alanındaki uzmanlığını kanıtlamış kabul edilir. Bu, hiyerarşiyi azaltma ve liyakate dayalı sistemi güçlendirme amacı taşır.
Deneyimlerime göre, bu değişiklik akademik camiada farklı görüşlere neden olmuştur. Bazıları, bu unvanın kaldırılmasını doğru bulurken, bazıları ise bu unvanın taşıdığı prestijin ve bilimsel derinliğin bir kaybı olduğunu düşünmüştür. Her iki görüşün de kendine göre haklı sebepleri bulunmaktadır.
Ne Yapmalı?
Eğer sen de akademik bir kariyer hedefliyorsan veya bu konuya ilgi duyuyorsan, şunu bilmelisin ki günümüz Türkiye'sinde en yüksek hedef "Profesörlük"tür. Bu unvana ulaşmak için:
- Akademik çalışmalarına odaklan,
- Uluslararası yayınlar yapmaya gayret göster,
- Alanında kendini sürekli geliştir ve yenilikçi fikirler üret,
- Öğrencilerine ve genç araştırmacılara mentorluk yap.
Unutma, unvanlar birer statü sembolü olsa da, asıl önemli olan senin bilime ve topluma yaptığın somut katkılardır. Tarihi bir terim olan "Ordinaryüs Profesör" kavramı artık mevcut olmasa da, onun temsil ettiği bilimsel mükemmellik anlayışı hala geçerlidir ve bu anlayışla hareket etmek seni başarıya taşıyacaktır.