Balkan Antantı'na neden katıldık?

02.03.2025 0 görüntülenme

Balkan Antantı, 1934 yılında Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında imzalanan bir anlaşmaydı. Peki, Türkiye neden bu antanta katılma ihtiyacı duydu? Bu sorunun cevabı, o dönemin karmaşık siyasi atmosferinde ve Türkiye'nin dış politika önceliklerinde gizli.

Balkanlarda Güvenlik Arayışı

1930'lu yıllar, Avrupa'da gerginliğin tırmandığı bir dönemdi. Özellikle İtalya ve Almanya'nın yayılmacı politikaları, Balkan ülkeleri arasında endişe yaratıyordu. Türkiye, bu ortamda Balkanlarda istikrarı sağlamak ve kendi güvenliğini korumak amacıyla bir arayış içindeydi. Balkan Antantı, bu amaca hizmet eden önemli bir araçtı.

Türkiye'nin Dış Politika Vizyonu

Atatürk'ün "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesi, Türkiye'nin dış politikasının temelini oluşturuyordu. Bu ilke doğrultusunda Türkiye, bölgesinde barışı ve işbirliğini teşvik etmeyi amaçlıyordu. Balkan Antantı, bu vizyonun somut bir örneğiydi. Antant, Balkan ülkeleri arasındaki anlaşmazlıkları çözmek ve ortak bir savunma hattı oluşturmak için bir platform sunuyordu.

Revizyonist Tehlikeye Karşı Ortak Durum

Antant'ın imzalanmasının bir diğer önemli nedeni de, o dönemde bazı Balkan ülkelerinin toprak iddiaları olan "revizyonist" devletlere karşı ortak bir duruş sergileme ihtiyacıydı. Bulgaristan ve Arnavutluk gibi ülkelerin yayılmacı emelleri, bölge ülkelerini bir araya gelmeye zorladı. Balkan Antantı, bu tehdide karşı bir güvenlik şemsiyesi görevi görerek, bölgesel barışı korumayı hedefliyordu.

Sonuç olarak, Türkiye'nin Balkan Antantı'na katılması, hem bölgesel güvenlik arayışının hem de Türkiye'nin barışçıl dış politika vizyonunun bir yansımasıydı. Bu antant, o dönemin zorlu şartlarında Türkiye'nin çıkarlarını korumak ve bölgesel istikrara katkıda bulunmak için atılmış önemli bir adımdı.