La ilahe illallah in anlamı nedir?

La İlahe İllallah: Salt Bir Gerçeğin Derinliği

La ilahe illallah, İslam dininin temelini oluşturan o eşsiz kelime-i tevhit. Sadece birkaç kelimeden ibaret sanılır ama içeriği, kâinatın tüm sırlarını barındırır. Bu, Hz. Adem'den son peygamber Hz. Muhammed'e kadar tüm peygamberlerin insanlığa tebliğ ettiği ortak mesajdır. Yani 124.000 civarında olduğu rivayet edilen tüm peygamberlerin ortak mirasıdır bu cümle.

Bu ifadeyi anlamak, hayatın anlamını kavramanın ilk adımıdır. Kelime kelime açarsak: "La ilahe", yani "ilah yoktur". Bu, evrende mutlak otorite, tapılmaya layık olan, her şeyin sahibi ve yaratıcısı kabul edilen herhangi bir varlığın olmadığı anlamına gelir. Gözümüzle gördüğümüz veya göremediğimiz, soyut veya somut hiçbir şey, Allah'ın eşsizliğine denk tutulamaz. Bu, o kadar keskin bir reddiye ki, kendimize, nefsimize, malımıza, evladımıza, hatta putlara veya ideolojilere dahi tapınma eğilimini ortadan kaldırır. Deneyimlerime göre, bu ilk reddediş, insanın içine kapanıp kendi merkezinde dönmesini engeller.

"İllallah" ise "Allah'tan başka". İşte bu nokta, tevhidin tamamlandığı yerdir. İlk bölümdeki tüm olumsuzlamaların ardından, tek ve mutlak bir olumlama gelir. Kâinatın, insanın, her şeyin gerçek ve tek ilahının Allah olduğunu ilan eder. Bu, sadece bir inanış değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Allah'ın varlığına ve birliğine şehadet etmek, O'nun emirlerine boyun eğmeyi, yasaklarından kaçınmayı ve hayatını O'nun rızasına göre düzenlemeyi gerektirir. Kur'an-ı Kerim'de pek çok ayette bu birliğin ve mutlak otoritenin Allah'a ait olduğu vurgulanır. Örneğin, Bakara Suresi'nin

  1. ayeti olan Âyetü'l-Kürsi, bu konunun en güçlü örneklerindendir.

Bu Gerçeği Hayata Nasıl Yansıtmalı?

Bu kelime-i tevhit, sadece dilimizde söylemekle kalmamalı, kalbimizde ve tüm varlığımızda yaşamalıdır. Peki, bunu nasıl başarabiliriz?

  • Düşünsel Boyut: Her olaya, her duruma Allah'ın gözüyle bakmayı öğrenmek. Bir zorlukla karşılaştığında, "Bu imtihan Allah'tandır ve O bana güç verecektir" düşüncesiyle hareket etmek. Bir nimet gördüğünde, "Bu nimet Allah'tandır ve O'na şükretmeliyim" demek. Bu, hayatın içindeki küçük detaylara kadar işlemesi gereken bir bilinç halidir.
  • Pratik Adımlar: Günlük yaşamında Allah'ın rızasını kazanma niyetiyle hareket etmek. En basit bir işte bile, örneğin bir paket sigarayı eline aldığında, bu hareketin Allah'a olan kulluğunla çelişip çelişmediğini düşünmek. Ya da bir başkasına yardım ettiğinde, bunu Allah rızası için yapmak, beklentiye girmemek. Kur'an-ı Kerim'i okuyarak, tefsirlerine bakarak ve hayatını bu doğrultuda yaşayan örnek insanları takip ederek bu anlayışı pekiştirebilirsin.
  • Nebevi Örnekler: Hz. Muhammed'in (sav) hayatı, bu kelime-i tevhidin pratikte nasıl yaşandığının en canlı örneğidir. O, en zor anlarda bile Allah'a olan bağlılığından zerre kadar taviz vermemiştir. Mekke'deki müşriklerin tüm baskılarına rağmen, "Yaşasın Müslümanlık!" diyerek dik duruşunu sergilemiştir. Onun hayatı, "La ilahe illallah" demekle neyin kastedildiğini anlamak için en büyük ilham kaynağıdır.

Unutma ki, bu kelime-i tevhit, sadece bir giriş değil, aynı zamanda bir sonsuzluktur. Bu gerçeği derinden hissedip yaşamak, insanın hem bu dünyada hem de ahirette huzura ermesinin anahtarıdır.